Erzurum'da yaşayan 10 yaşındaki Yunus Dızman, arkadaşının attığı tekmenin ağrısıyla hastaneye koştu. Hastaneye gittiğindeyse sağ bacağında kötü huylu bir kemik tümörü olduğunu öğrendi. Tümör, genellikle çocukluk çağında görülüyor ve erken tanı konulmadığında hayati fonksiyonları etkileyebiliyor.
En iyi ihtimalle bacağı kesilecekti
Aile soluğu Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi'nde aldı. Küçük çocuk önce radyasyon onkolojide ışın tedavisi gördü. Ardından plastik cerrahide ameliyat edildi. Bu ameliyat Türkiye'de nadir yapılıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Servisi'nden Dr. Öğr. Üyesi Kutsi Tuncer, geç kalınsaydı 10 yaşındaki Yunus'un en iyi ihtimalle bacağından olabileceğini söyledi.
"Hastanın MR ve filmlerinde kötü huylu kemik tümöründen şüphelendik ve öyle oldu. Geç kalınsaydı metastaz denen diğer hayati organlara yayılımla hasta ölebilirdi veya en iyi ihtimalle bacağı kesilirdi. Dızman'ın tümorlü kemiğini bacağından çıkartıp tamamıyla tümörlü hücreleri de öldürmek için kemiği radyasyon onkolojisine gönderdik. Kemiği radyasyon onkolojide yoğun ışın altında tuttuktan sonra Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Prof. Dr. Önder Tan hocamızla hastanın kaval kemiğinin yanından aldığımız ince bir kemikle ışınlattığımız ölü kemiği canlandırmak amacıyla hastanın bacağına yerleştirdik. Böylece kemiği yeniden canlandırdık ve hastamızın ek proteze ihtiyaç duymadan hayatına tümörsüz şekilde devam etmesini sağladık."
"Bu ameliyat bu tarz hastalığı olanlara umut olacak"
Prof. Dr. Önder Tan ise, Dızman'ın bacağındaki tümörlü kemiğin çıkarıldıktan sonra ameliyat kısmında devreye girdiklerini anlatarak, "Bacak kısmında 'fibula' dediğimiz adeta yürümeye yardımcı yedek kemiğimiz var. Bu kemiği mikro cerrahide değişik dokuların onarımında sık kullanırız. Ameliyatla bu kemiği 'femur' dediğimiz çıkartılan parçanın içine koymak için kullandık" dedi.
Ameliyatın teknik olarak zor ve mikro cerrahi gerektirdiğini dile getiren Tan, süreci şöyle anlattı:
"Radyasyon onkolojisinden ışınlanarak getirilen kemiğin içine yaklaşık 19-20 santimlik bir fibula parçasını damarı ile monteleyip sonrasında femur ve fibula dediğimiz kompleks dokuyu yerine koyup plak ve vidalarla tespit ediyorsunuz. Tabi kemiğin orada yaşaması için bu kemiğin damarlarının mikro cerrahi ile alıcı yataktaki damarlarla birleştirilmesi lazım. Yani 19-20 santimlik kemiğin orada tek başına yaşaması mümkün değil, dolayısıyla mikro cerrahi gerektiren zor bir ameliyattı. Ameliyat sonrası kemik sintigrafisiyle monte ettiğimiz kemiğin orada yaşayıp yaşamadığını kontrol ettiğimizde kemiğin tuttuğu, canlı olduğu ve damarların çalıştığı tespit edildi."
Tan, operasyonla Dızman'ın protezden ve bacağını kaybetmekten kurtarıldığını vurguladı.
"Bu ameliyat, bölgede bu tarz hastalığı olanlara umut olacak. Vasküler kemik nakilleri mikro cerrahinin en zor bölümü çünkü tekniği zor. Bu ameliyatlar biraz özveri istiyor fakat hastamızı sağlıklı görünce biz de mutlu oluyoruz."
"Büyüdüğümde doktor olup hayat kurtaracağım"
10 yaşındaki Yunus ise, bacağının kesilmesinden kurtulduğuna çok seviniyor.
"Bacağım kesilmekten kurtuldu, çok mutluyum. İyileştikten sonra koşacağım ve arkadaşlarımla top oynayacağım. Okulumu çok özledim, büyüdüğümde doktor olup hayat kurtaracağım."
Anne Halime Dızman, oğlunun ameliyatında emeği geçenlere teşekkür ederek, "Doktorlar bize oğlumun hastalığını anlattığında çok kötü olmuştuk, bacağı kesilebilir denildi. Bacağında kötü huylu tümör olduğu için umudumuz yoktu. Allah doktorlardan razı olsun oğlumun bacağını kurtardılar, bu mutluluk anlatılamaz" dedi.
Operasyon sonrası Dızman'ın bacağındaki kemik dokuları yavaş yavaş kaynamaya başladı. Ortalama 6-8 ay gibi bir süre sonra Dızman, ameliyatlı bacağı üzerinde yürüyebilecek.
Kaynak: AA