Arkeolojik kazı alanlarında geçen koca bir ömür… Gün ışığına kavuşturduğu antik kentler ve birbirinden değerli tarihi eserler… Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Dr. Jale İnan, yaptığı birbirinden önemli arkeolojik keşiflerle adını tarihe yazdırdı.
Arkeolojiyle iç içe bir yaşam sürdüren Jale İnan, 1914’te dünyaya geldi. Babası Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan sayesinde, henüz genç yaşlarda kazı alanlarıyla tanıştı.
Lisenin ardından ardından öteden beri ilgi duyduğu arkeoloji alanında eğitim almaya karar verdi. Aleksander von Humboldt Vakfı’nın bursuyla, arkeoloji okumak üzere 1934 yılında Almanya’ya gitti.
1935-1943 yılları arasında klasik arkeoloji bilimi dalında Berlin Üniversitesi'nde eğitim aldı. Doktorasını Münih Üniversitesi’ndeki ünlü bilim adamı Gerhard Rodenwalt’ın yanında tamamladı.
Perge ve Side kazılarına başkanlık etti
Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde 1946 yılında kurulan Klasik Arkeoloji Kürsüsü’nde Arif Müfit Mansel’in asistanı olarak görev aldı. Perge ve Side kazılarında Arif Müfit Mansel ile birlikte çalışmaya başladı. Arif Müfit Mansel’in 1975’te hayatını kaybetmesinin ardından kazı çalışmaları Prof. Dr. İnan başkanlığında devam etti.
Prof. Dr. İnan Side ve Perge’de uzun yıllar süren kazılarda birbirinden önemli eserlerin gün yüzüne çıkarılmasında önemli rol oynadı. Sadece eserlerin bulunmasına değil, sergilenmesine de öncülük etti. Bu konudaki en büyük girişimi hiç şüphesiz bugün Side Müzesi olarak hizmet veren Roma dönemine ait hamamdı. Onun girişimleri sayesinde Roma Hamamı düzenlenerek müze olarak hizmet vermeye başladı.
Kurtarma kazılarına katıldı
Sadece Side ve Perge kazıları değildi başarısı… Tarihi eser kaçakçılığını önlemek için çeşitli kurtarma kazılarına da katıldı. Kremna (Bucak, Burdur) ve Pampfilya Seleukeiası (Manavgat) antik kentlerinde yaptığı kazılar, bunun en güzel örneği olarak biliniyor.
Başarılı arkeoloğun bir başka özelliği ise parçalanmış tarihi eserleri ustalıkla bir araya getirebilmesiydi. Öyle ki parçaları başka müzelere dağılmış eserleri bir araya getirdiğine yakın çevresi defalarca şahit oldu.
Prof. Dr. İnan, 1983 yılında emekli olsa da arkeolojik kazı alanlarından kopmadı. Bir yandan kazı çalışmalarına devam ederken diğer yandan yaptığı araştırmaları yazılı hale getirmek için dur durak bilmeden didindi. Vefat ettiği 27 Şubat 2001’e kadar pek çok kitabı, kendinden sonraki kuşaklara miras olarak bıraktı.
Başarılı arkeoloğun kaleme aldığı çalışmalarından bazıları ise şöyle: Toroslar'da Bir Antik Kent, Perge’nin Roma Devri Heykeltraşlığı, Boubon Sebasteionu ve Heykelleri Üzerine Son Araştırmalar, Side’nin Roma Devri Heykeltraşlığı…
Yorgun Herakles heykeli
Jale İnan’ın tarihe geçen en önemli keşiflerinden biri kuşkusuz “Yorgun Herakles" heykeliydi. Prof. Dr. İnan 1980’de Perge’de gerçekleştirdiği gezi sırasında belden yukarısı olmayan bir Herakles heykeli buldu. Üst kısmı bulunamayan heykel, uzun yıllar boyunca Antalya Müzesi’nde sergilendi. Prof. Dr. İnan, heykelin üst kısmını bulmak için titiz bir araştırma yürüttü. Ve nihayet heykelin üst kısmının ABD’deki Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde olduğu ortaya çıktı. Prof. Dr. İnan, her iki heykel parçasının birbirine ait olduğunu 1990 yılında kanıtladı. Heykelin üst kısmı 2011’de Türkiye’ye getirildi. Yorgun Herakles, parçalarının birleştirilmesinin ardından bu kez bütün halde Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başladı.