Mehmet Akif Demirer, Ankara Koleji'nde öğrenim gördüğü yıllarda okulun izci grubunda olduğunu ve arkadaşlarıyla birlikte 10 Kasım 1953'te Anıtkabir'de yapılacak tören için seçildiğini söyledi.
Demirer, Atatürk'ün naaşının Anıtkabir'e getirilmesi töreninin provasını önceden yaptıklarını belirtti.
"7 Kasım'da Anıtkabir'e geldik ve o gün herkesin nerede duracağı santim santim hesaplandı. 10 Kasım'ın provası yaklaşık 3 saat sürdü ve bizden başka kimse yoktu."
Defin töreninin yapılacağı gün ise çok erken saatlerde Anıtkabir'e geldiklerini anlatan Demirer, Atatürk'ün naaşının öğle saatlerinde askerlerin omzunda Aslanlı Yol'dan geçirilerek alana getirildiğini vurguladı.
Ankara ve Selanik'te aynı gün tören yapıldı
Demirer, dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 2'nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Başbakan Adnan Menderes ve Meclis Başkanı Refik Koraltan'ın Etnografya Müzesi'nden yürüyerek Anıtkabir'e geldiğini belirterek, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Celal Bayar benden yaklaşık 8 metre uzaktaydı. Çok iyi hatırlıyorum ki Bayar ağlayarak çok güzel bir konuşma yaptı. 70 yaşındaydı, Etnografya Müzesi'nden Anıtkabir'e kadar 3,5 saat yürümüştü ve burada yarım saat ayakta kalmıştı."
Demirer, törene babası Arif Demirer'in PTT Genel Müdürü, amcası Galip Demirer'in ise Afyon Halkevi Reisi olarak katıldığını belirterek, babasının Menderes hükümetinde ulaştırma bakanlığı görevini üstlendiğini anlattı.
"O gün yaşadıklarımızı babamla çok kez konuştuk. Babam o gün PTT Genel Müdürü olarak Anıtkabir pulları çıkardı. 1956'da ise Ulaştırma Bakanı olarak Zübeyde Hanım'ın pullarını çıkardı. Onun için Demirerlerin Atatürk ile pul üzerinden bağı olmuştu."
"O gün Ankara'da Atatürk vardı"
Atatürk'ün naaşının Anıtkabir'e defnedilmesine şahit olmak isteyen binlerce kişinin başkente geldiğini söyleyen Demirer, yaklaşık 70 bin kişinin törene katıldığını ve o günün şartlarına göre bunun ciddi bir rakam olduğunu belirtti.
Demirer, soğuk olmayan güneşli bir kasım gününde törenin yapıldığını anlatarak, "O gün Ankara'da Atatürk vardı. 7'den 70'e kadar herkes Atatürk'ü teneffüs ediyordu. İnsanlar o gün Ankara'da olabilmek için uzak yollardan, çok geri ulaşım imkanlarıyla gelmişti. Ankara'nın otelleri yeterli olmadığı için kaldırımlarda yattılar. Sadece o anı yaşayabilmek için buraya gelmişlerdi" dedi.
65 yıl sonra aynı yerde
Demirer, ilerleyen yaşına rağmen Atatürk'ün naaşının bulunduğu mozalenin merdivenlerini çıkarak, 1953'teki törende durduğu yere geldi.
Anıtkabir'de yaşadığı anlardan sonra Atatürk'ü daha çok okuduğunu ve anlamaya çalıştığını anlattı.
"Atatürk hakkında 13 tane kitabım var ve her kitapta yeni bir yönü ortaya çıktı. Atatürk'ün yönlerini anlatmaya bugün vakit yetmez. Yalnız asker olarak biliriz ancak askerin çok ötesinde bir insan."
Yıllar sonra aynı yerde olmanın gurur ve heyecanını yaşadığından bahseden Demirer, şöyle konuştu:
"O günü tekrar yaşamak başka bir şey. O günün, 65 yıldır hayatımda benimle beraber olan atmosferini bugün tekrar yaşıyorum ve bundan çok mutlu oldum. O gün 300 binlik Ankara, dışarıdan gelen 70 binle birlikte Atatürk'ü yeniden yaşamıştık."
Yaşadıklarını kitabında anlattı
Demirer, 14 yaşında bir lise öğrencisi olarak Anıtkabir'deki törende görev almanın gururunu her zaman yaşadığını vurgulayarak, bu törene seçilmesini bir ayrıcalık olarak nitelendirdi.
O güne ait anılarını anlattığı "10 Kasım 1953'te Atatürk'ü vatan toprağına kavuşturduk" kitabının yazımını da tamamladığını söyleyen Demirer, kitabın 10 Kasım haftasında yayımlanacağını vurguladı.
Kaynak: AA