Çok Bulutlu 12ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Yaşam
TRT Haber 04.03.2021 13:55

Aydınlatma tasarımı hayatın her alanını etkiliyor

Şehir ve mekanların plansız aydınlatılmasıyla oluşan ışık kirliliği, doğal ve günlük hayattan enerji kaynaklarına birçok alanda soruna yol açıyor. Kaynaklar boşa harcanıyor, sürücüler ve kuşlar olumsuz etkileniyor. Çözüm ise aydınlatma tasarımında.

Işık, binlerce yıldır yaşamın önemli bir parçası ve algıdan mekânla kurulan ilişkiye, şehir estetiğinden enerji tasarrufuna birçok alanı etkiliyor. İç ve dış mekânlarda bu ışığın kullanımını tasarlayan aydınlatma tasarımcıları ise önemli bir rolü yerine getiriyor.

Aydınlatma tasarımı hayatın her alanını etkiliyor

Aydınlatma Tasarımı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Emre Güneş, öncelikle “aydınlatma tasarımcısının” kim olduğunu doğru kavramak gerektiğini söylüyor ve ekliyor:

“Aydınlatma tasarımcısı, bir mekânla kullanıcı arasındaki ilişkiyi ışıkla tasarlayan, planlayan insana deniyor. Bu şu demek; siz bir mekânı özellikle de gün ışığının olmadığı yani gece olan, karanlık olan noktada ışıklarla, çeşitli aydınlatma aygıtlarıyla aydınlatıyor ve o mekânı kullanıcı için kullanışlı hale getiriyorsunuz. O mekânı kullanılır hale getirmek derken sadece fonksiyona odaklanmıyorum esasında. O mekânı keyifli halde kullanabileceğiniz bir hale dönüştürmekten bahsediyorum.”

Aydınlatma tasarımı hayatın her alanını etkiliyor

Farklı binalarda farklı eylem türleri var

Kadir Has Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Vekil Dekanı Prof. Dr. Banu Manav, mimari aydınlatmayı tanımlıyor ve aydınlatma tasarımında nelere dikkat edildiğini anlatıyor:

“Mimari aydınlatma, mimari ile bütünleşmiş aydınlatma tasarımı demek. O da farklı bina tiplerine göre farklı bina tipolojilerine göre biliyoruz ki farklı eylem türleri var. Mesela şu anda bir kütüphanenin içerisindeyiz. Bir kütüphane hacminin içerisindeyiz. Buradaki eylem alanları, eylem türleri nedir? Kitap okumak, raflar, kitapların durduğu raflar, kitap okuduğumuz alanlar, burada sizi karşılayan banko, bilgisayar ile kitap arama süreciniz dolayısıyla mesela tüm bu söylediğim, bir de sirkülasyon alanı tabii, tüm bu söylediğim alanların net bir şekilde aydınlatılması.”

Manav, insan odaklı aydınlatma kavramını da şöyle açıklıyor:

“Tarihsel perspektif içinde de konuya baktığınız zaman insan odaklı aydınlatma gibi bir kavramla bugün karşı karşıyayız. Yani kişinin biyolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarını kuşatan kavrayan ve en iyi en optimum çözümü size sunan aydınlatma tasarımı.”

Aydınlatma tasarımı hayatın her alanını etkiliyor

Herkes için doğru aydınlatmayı tanımlamak mümkün mü?

Güneş, "Doğru aydınlatma, aydınlatma tasarımı kavramının içindeki sübjektiflikten dolayı tanımlaması zor bir şey. Özellikle bazı aydınlatma türlerinde, işte tünel aydınlatması olabilir, sokak aydınlatması olabilir, stadyum aydınlatması olabilir çeşitli kriterler var. Bu kriterleri yerine getirmek mevzu bahis olduğunda orada doğru veya yanlışı tanımlamak bir derece kolay ancak bir cephe aydınlatmasından bahsediyorsak veya bir evin aydınlatmasından bahsediyorsak orada doğru aydınlatmayı tanımlamak çok zor. Çünkü tamamen orayı yaşayan kişinin istek ve tercihlerine göre değişen aynı şekilde bir şehir ölçeğindeki bir binada kişisel beğenilerin çok önemli olduğu bir konudan bahsediyoruz" diyor.

Aydınlatma tasarımı hayatın her alanını etkiliyor

Aydınlatma sağlığı, konsantrasyonu ve enerji kullanımını iyileştirir

Güneş, "Çoğu zaman eğer aydınlatma düşünülmüş ve planlanmışsa fark etmezsiniz; o genel tablo içinde kaybolur ve size sadece hoş bir deneyim sunar. Ne zaman ki aydınlatma kötü planlandıysa veya üzerine düşünülmediyse yani rahatsız edici boyuttaysa o zaman çok çabuk fark edersiniz. Yani burada bir problem olduğunu ve çoğu zaman da bunun ışıkla ilgili olduğunu çok çabuk anlarsınız" diyor.

Manav da iyi bir aydınlatmanın faydalarını şöyle anlatıyor:

"İyi planlanmış bir aydınlatma tasarımı neden önemli neden konuşuyoruz? Çünkü öncelikle gözün görme yeteneğini maksimum düzeyde yapabiliyorsunuz. Yani bir fizyolojik konfordan bahsediyoruz bunun için gerekli. Onun haricinde psikolojik konfor açısından gerekli. Onun haricinde yapılan iş ve kazaların azaltılması için gerekli. Performansın artması için gerekli. Daha iyi görürseniz, daha iyi konsantre olursanız, daha iyi ve uzun sürede kaliteli iş üretirseniz tabii ki performans da artar bu anlamda. Ekonomik açıdan önemli, enerji etkin tasarım ilkeleriyle planlanmış olması gerekiyor."

Ayrıca Manav 2002 yılında keşfedilen bir fotoreseptörden bahsediyor.

"Bakın 2002 yılında yani 21. yüzyılın başında yeni bir fotoreseptörü keşfediyorlar. Ve bu fotoreseptör 'Gözünüze giren ışık sadece görme eylemi için etkin değil sizin hormon sisteminizi de etkiliyor' diyor."

Aydınlatma tasarımı hayatın her alanını etkiliyor

Gece yapılan aydınlatma hayatın nerede akacağını belirliyor

Güneş, "Gece aydınlatmaya şöyle bir avantaj sunuyor. Bir resim yapmak gibi. Çirkini gizleyebilirsiniz, güzeli ortaya çıkarabilirsiniz ama önemli olan birbiriyle ilişkili bir aydınlatma seviyesi tutturmanız eğer her şeyi aynı anda açarsanız esasında hiçbir şey görmemeye başlıyorsunuz" diyor ve gece yapılan aydınlatmanın ekonomi ve hayatın nerede akacağına karar vermek olduğunu söylüyor.

"Siz şehirde bir aydınlatma yaptığınızda, bir planlama yaptığınızda gece verdiğiniz kararlar esasında insanları bir araya toplayacak noktaları da belirliyor. Yani siz bir yeri aydınlattığınızda biliyorsunuz ki oraya insanlar gidecek. Neresi karanlıksa, korktuğumuz için karanlıktan yine tarihsel olarak bu durum böyle oralardan kendimizi çekeceğiz ama nereyi aydınlatırsanız biz oralarda daha sosyal olarak hayatımızı geçiriyor olacağız."

Aydınlatma tasarımı hayatın her alanını etkiliyor

Plansız aydınlatma ışık kirliliğine sebep oluyor

Aydınlatma, iç mekânlar gibi daha küçük hacimlerde olduğu gibi şehir ölçeğinde de tasarlanıyor. 

Manav, ışık kirliliğini "Işık kaynağından çıkan ışığın aydınlatması gereken yerler harici yerleri aydınlatması, yanlış yöne uygulanması. Örneğin dış aydınlatma için düşünüyorsak, yolu aydınlatmak yerine diyelim ki yaya yolunu aydınlatmak yerine göğe ışık kaçması" diyerek tanımlıyor.

Işık kirliliğinin etkilerini anlatan Manav, şunları söylüyor:

"Bu tabii ki hem çok ciddi bir enerji sarfiyatı, enerjinin etkin kullanılamaması hem de doğal yaşam üzerinde gene olumsuz etkileri olan bir sonuca sizi hazırlayan bir durum. Çünkü gerçekten canlıları etkiliyor. Hepimiz okuyoruz, biliyoruz. Kaplumbağaların hayatından, caretta caretta'ların yaşamından tutun kuşların yine doğal akslarını, uçuş güzergahlarını değiştirmelerine kadar, yıldızları göremediğimiz noktada gözlem evlerini sürekli başka bir yere taşıma ihtiyacı duyulmasına kadar bir sürü noktada, bir sürü kişinin farklı disiplinlerinin konuştuğu bir konu ve bir sorun ışık kirliliği." 

Aydınlatma tasarımı hayatın her alanını etkiliyor

Işık kirliliğini önlemek şehir ölçeğinde aydınlatma tasarımıyla mümkün

Manav bu kirliliğin önüne geçmek için önerilerini şöyle sıralıyor:

"Her binayi eşit derecede aydınlatamazsınız. Eşit biçimde aydınlatamazsınız, aydınlatmamalısınız da. Mesela rezidans, konut tipi yapıları aslında aydınlatmamalısınız. Sadece girişini aydınlatmalısınız ama onun haricinde kenti de belli bölgelere ayırırsanız mesela İstanbul için konuşuyorsak eğer şu anda İstanbul bir kıyı kenti dolayısıyla bir kıyı şeridini ele alabilirsiniz, kent içi bölgesini ele alabilirsiniz. Bir de kıyıdan baktığınızda, geri görünüm bölgesi dediğinizde aslında yine kentin içinde kalan ama gökyüzü hattına uzanan bir sınır var, orayı ele alabilirsiniz. Şimdi gökyüzü hattına uzanan bir sınırda aslında kent siluetine etkisini düşündüğünüzde aydınlatmanız gereken yer binaların taçlarıdır. Onun dışında tüm bina yüzeyinde çok yoğun bir aydınlık düzeyi ile bir ışık uygulaması yapmanız, sürücülerin dikkatini dağıtmaktan tutun çok uzun saatler açık durduğunda sistem aydınlatma tasarrufuna kadar varan yine farklı noktalarda dezavantajlara sebep olabiliyor."

Manav son olarak, “Şehirleri bu kadar aydınlatmak gerekiyor mu? ‘Doğru aydınlatmak’ gerekiyor. Zaten normalde baktığınızda da şehrin de dinlenmesi gerekiyor, kentin de dinlenmesi gerekiyor” diye ekliyor.

ETİKETLER
Sıradaki Haber
İş yerinde psikolojik şiddet: Mobbing
Yükleniyor lütfen bekleyiniz