Yaklaşık 10 sene önce neredeyse her gencin hayali büyük bir plazanın çatıya yakın katlarında, kariyer sahibi olabilmekti. Günümüzde ise bu hayaller tersine döndü.
Çevre kirliliği, doğal afetler, yoğun trafik, stresli hayat…
Buna benzer birçok sebep sayılabilir bu hayalleri geride bırakmak için. Şimdilerde insanlığın yeni modası köy hayatı. Kendi dönüşümüne şahit olmak isteyen herkes bir şekilde yüzünü toprağa döndü.
Kimi tamamen şehir hayatını geride bırakıp, ya kendi köyüne ya da görüp beğendiği bir köye taşındı. Kimi de şehir hayatını bırakmadan izin günlerinde vakit geçirebileceği hobi bahçelerine yöneldi. Henüz ikisini de gerçekleştiremeyen çoğu insanın ise, aklının bir köşesinde her zaman bir sahil kasabasına yerleşmek var.
Asyalı ailesinin İstanbul’dan Fethiye’ye uzanan yolculuğu
Tüm hayatını geride bırakıp, bilinmezlik içinde yeşilin onlarca tonuna sığındılar.
Emel ve Eyüp Asyalı, uzun yıllar İstanbul’da yaşayıp yorgun düşenlerden. Tatil için geldikleri her Ege kasabasına hayran kalmış, buralarda yaşama hayali kurmuşlar. Hayallerin ciddiyet kazanmasıyla Fethiye en güzel rota olmuş onlar için.
İlk olarak Fethiye’den bir ev tuttular. Daha sonra ailelerini ve arkadaşlarını geride bırakarak, bir kamyona sığdırdıkları eşyalarıyla umut dolu bir yolculuğa çıktılar…
İstanbul’da 20 yıl tekstil fabrikasında desinatörlük yapan Emel Asyalı, Fethiye’yi araştırırken Yeşilüzümlü Köyü’ndeki dokuma kültürüyle tanıştı. Köyden bir usta buldu ve dokuma işini kendisine öğretmesini istedi. Daha sonra bu hobiyi işe dönüştürmek isteyen Asyalı ailesi Yeşilüzümlü Köyü’ne yerleşti.
KOSGEB desteğiyle marka kurdu
Emel Hanım burada KOSGEB’in de desteğini alarak; iplikten dokumaya, dikişinden boyamasına kadar her ayrıntısı el emeği olan bir marka kurdu. Eski yöntemlerle ürettiği kumaşları çağın modasına uygun ürünlere dönüştürdü.
Asyalı ailesi tersine göç eden ailelerde ne ilk, ne de son olacak… Fakat onları farklı kılan, Türkiye’nin en köklü kültürlerinden biri olan dokumacılığı günümüze taşımış olmaları. Yeniden kurdukları hayatlarıyla birçok insana ilham oldular…
Peki, kentten kırsala dönüş kalıcı olabilecek mi, yoksa sadece dönemin bir modası olarak mı kalacak? Bunu zaman gösterecek. Fakat göç istatistiklerine baktığımızda da “tersine göç” konusunun sadece birkaç küçük insan topluluğunun hayalinden ibaret olmadığını gördük.
Artık İstanbul’dan gidenlerin sayısı gelenleri geçti
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılında, ülke içinde şehirlerarası göç edenlere dair önemli bir araştırma sonucu açıkladı.
Rakamlar son yıllardaki tersine göç akımının devam ettiğini gösterdi. Yıllardır en fazla göç alan kent İstanbul'da gidenlerin sayısı gelenlerden fazla çıktı.
418 binden fazla kişi tersine göçtü
TÜİK rakamlarına göre, 2022'de 418 binden fazla kişi İstanbul'dan ayrıldı.
Araştırmada, son 5 yıldaysa İstanbul'dan gidenlerin sayısının 2 milyon 182 bin kişiden fazla olduğu ifade ediliyor.
İller arası göç nedenlerine bakıldığında, göç edenlerin yüzde 17’sinin daha iyi bir ev ve yaşam koşulları için taşındığı görüldü.
Pandemi en önemli etken oldu
Pandemi döneminde günlerce evlere kapandık. Çoğu zaman sadece uyumaya gelebildiğimiz dairelerde haftalarca yaşamak zorunda kalınca, bazı öncelikler de doğal olarak değişti. Yaşam alanını güzelleştirmek için herkes imkanları doğrultusunda yenilikler yaptı.
Hazırına kolayca ulaşabildiğimiz gıdaları bile emek verilerek üretmenin hazzı neredeyse her evde yaşandı. Yaşanan korku ve mecburiyet hissi dışında romantik bir yönden bakıldığında bu dönem herkesi geçmişine, çocukluğuna taşıdı. Doğanın, köylerin, bir şeyler için çaba sarf etmenin önemini unutmuş insanlar yeni bir bakış açısı kazandı.
Evden çalışma yöntemi yaygınlaştı
İş fırsatlarının en çok büyükşehirlerde olduğu bilinirdi fakat şimdilerde bu durum değişti. Teknolojinin de hızla gelişmesiyle, mesailer evlere taşındı. Pandemi ile yaygınlaşan evden çalışma yöntemi sayesinde çalışanlar bilgisayarının olduğu her yerde görevini yapabilir oldu.
Tersine göç, 1950’li yıllarda sadece kırsaldan kentlere göç eden ailelerin tekrar memleketlerine dönüşüyle başlayan bir eylem olarak bilinirken, gerekçeler yıllar geçtikçe çeşitlendi.
Büyükşehirlerde doğup büyüyen kişilerin de kırsala taşınmalarıyla tersine göç eden kişi sayısı git gide arttı.