Parçalı Bulutlu 12ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Yaşam
07.07.2016 14:02

"Beyoğu'nda Bir Hafız"ın hayatı

Hafız-bestekar, emekli öğretim üyesi Sarı, yaşadıklarını ve tanıdığı büyük sanat, fikir ve kültür adamlarıyla ilgili hatıralarını "Beyoğlu'nda Bir Hafız" kitabında topladı.

"Beyoğu'nda Bir Hafız"ın hayatı

Hafız-bestekar, emekli öğretim üyesi Mehmet Ali Sarı, 83 yıllık ömründe yaşadıklarını ve tanıdığı büyük sanat, fikir ve kültür adamlarıyla ilgili hatıralarını "Beyoğlu'nda Bir Hafız" isimli kitapta topladı.

"Kur'an'la Geçen Bir Ömür" alt başlığıyla Timaş Yayınları'ndan çıkan eserde, yazarın çocukluğunun geçtiği Bolu'nun Seben ilçesine bağlı Tepe köyü ve çevresi ile o dönemin Anadolu'sundaki hayat hakkında ayrıntılı bilgilere yer veriliyor.

Mehmet Ali Sarı, Türkiye'nin fakirlik yıllarında geçen çocukluğunu ve köylülerin yaşadığı sıkıntıları sade bir üslupla anlatıyor.

"Çocukluğum, gençliğim ve tahsil hayatım, Türkiye'nin 1930'lu, 40'lı ve 50'li yıllarının çok zor şartlarında geçti" diyen Mehmet Ali Sarı, şöyle devam etti:

"Okumak için köyümüzden gurbete çıkan ilk kişiyim. İstanbul'un Beyoğlu semtinde 17 yıl yaşadım. Bu süreçte beni öz evlatlarından ayırmayan Hacı Salih Movit ailesini, bana ve eşime hakiki evlat nazarı ile bakan hattat bestekar Kemal Batanay ailesini, dönemin en iyi Kur'an okuyanlarından Hafız Ali Üsküdarlı'yı, Hafız Esat Gerede'yi, imam-hatiplerin açılmasında büyük emeği olan Mahmut Celalettin Ökten'i ve Tevfik İleri'yi, her konuda üstat Ali Rıza Sağman'ı, muallim Zekai Konrapa'yı yakından tanıdım. Ayinhan ve kudümzen Şakir Çetiner'le, sanayici Vehbi Koç'la, Türk Sanat Musikisi üstadı Nevzat Atlığ ile şair bestekar Mustafa Nafiz Irmak'la, musiki nazariyatı hocası Şefik Gürmeriç'le, ses sanatkarı Bekir Sıtkı Sezgin ile tanıştım."

Türkiye'nin Türkçe ezanlı yıllarına ve darbe dönemlerine şahitlik ettiğini anlatan Sarı, "Bütün bu olumsuzlukları, derin üzüntü ve bambaşka duygularla bizzat yaşadım. Hayata sıfırdan başlayıp, 83 yaş itibarıyla en tepe noktada bırakmak üzereyim. Bu 83 yaşın talebelik ve gençlik yıllarını, İstanbul'un en hareketli semti, Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde, sonrasında da çoğunlukla yine İstanbul'da geçirmiş olmam hasebiyle, bu tanıdıklarım ve yaşadıklarımla ilgili hatıralar, benimle beraber gitmesin, yaşadıklarımdan genç kuşaklar istifade etsin ve geleceğe yönelik dersler çıkarsın diye benden hatıralarımı yazmam istendi." diye konuştu.

Sıradaki Haber
Bayramlaşmak için tepelere çıkıyorlar
Yükleniyor lütfen bekleyiniz