Bolu Anadolu İmam Hatip Lisesi son sınıf öğrencisi Eren İsmail Başaran, sosyal medyada takip ettiği sitelerden etkilenerek geleneksel okçuluk sporuna merak sardı.
Yaklaşık 4 yıl önce aldığı Osmanlı yayı ve oklarla geleneksel okçuluğa başlayan Başaran, oklarının yetmemesi üzerine evinin odunluğunda ok yapmaya karar verdi.
Çalışmalara 9 ay önce başladı
Çam ağacı, hindi ve kaz tüyü ile bulduğu diğer malzemelerle ok yapan Başaran, aradan geçen sürede Osmanlı yayı yapmak istedi.
Başaran, bulduğu akçaağaç, inek siniri ve manda boynuzundan zor olması ve uzun sürmesi nedeniyle yay yapamayınca, yapımı daha kolay olan arbalet (tetikli yay) ile zihgir (yayı germek için baş parmağa takılan halka) yaptı.
Çalışmalara 9 ay önce başlayan Başaran, şu ana kadar yaptığı 4 arbaleti 900'er liradan sattı.
Arbalet yapımında kendini geliştirmek için kolları sıvayan Başaran, malzemelerin satışından elde edeceği gelirle kentte geleneksel ve atlı okçuluk kulüpleri kurmayı hedefliyor.
Kendi kulübünü kurmak istiyor
Başaran, merak üzerine geleneksel okçuluk sporuna başladığını söyledi.
Zamanla oklarının yetmemesi üzerine evinin odunluğunda malzeme üretmeye başladığını anlatan Başaran, "Odunlukta kendimce ok, zihgir, Osmanlı'da zemberek ismi verilen arbalet ve keçi derisinden davul yapıyorum. Akçaağacından da Osmanlı yayı yapmaya çalışıyorum. Ama bu çok zor ve uzun zaman isteyen bir iş" dedi.
Başaran, şu ana kadar kendi imkanlarıyla manda boynuzundan zihgir, keçi derisinden davul ve ceviz ağacından arbalet ile çam ağacından ok yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
"Sosyal medyada okçulukla ilgili sayfaları takip etmeye başladım. Bu işi daha da büyüten ağabeylerle tanışarak kendi çapımda yapmaya başladım. Şu an Bolu'da bir kulübümüz yok ama inşallah Bolu'da bir atlı okçuluk kulübü kurmak istiyorum. Okçuluğun da bağlantısı atlı okçuluk. Bunları yapma sebebim tamamen bu."
"Şu anda sadece ok ve arbalet yapıyorum"
Bugün kullanılan yayların çoğunun fabrikasyon ürünü olduğunu söyleyen Başaran, şunları anlattı:
"Şu anda sadece ok ve arbalet yapıyorum. Arbaleti yaparken önce ceviz ağacının kalıbını hazırlıyorum. Daha sonra tetik yerlerini ve yayın oturacağı yerler ile ok yatağını açıyorum. Tetiği yerleştirdikten sonra tüfek şekline getiriyorum. Ok tutacağı, nişangah ve ayaklık parçalarını da takıyorum. En son aşamada ise ince zımpara ve boya yaptıktan sonra deneme atışı yapıyorum. Sonra da bunu satıyorum."
Hedefi Bolu'da atlı okçuluk yapabilmek
Henüz kendine yetecek kadar ok yaptığından bahseden Başaran, "Bir arbaleti 5 günde bitiriyorum. Bunu daha ileride makinelerle daha fazla yapmayı düşünüyorum. Arbaletin ayaklığını demircide yaptırıyorum. Yay kısmı yurt dışından geliyor. Tetik bölümünü lazerle kestiriyorum. Onun dışındaki bütün malzemelerini kendim yapıyorum. Arbaletleri toplu bir şekilde üretme imkanım olursa daha da güzelleştirebilirim" dedi.
Başaran, bu işe başlarken öncelikli amacının Bolu'da geleneksel okçuluğu başlatmak olduğunu belirterek, "Malzemelerimi aldıktan sonra şimdi geleneksel okçuluk yarışlarına katılabiliyorum. Hedefim ise Bolu'da atlı okçuluk yapabilmek. Atlı okçuluk yarışmalarına katılarak Bolu'yu temsil edebilmek" diye konuştu.
Kaynak: AA