Balibey Hanı'nda yer alan atölyesinde, bin 200 derecede erittiği cama şekil veren Ümmihan Ağırman, özellikle leylek, kuğu, ceylan, fil, ahtapot, deniz yıldızı gibi canlıların küçük figürlerini üretiyor.
Türkiye'nin yanı sıra Almanya, İngiltere, Hollanda, Fransa ve Avusturya'da birçok festivale katılan Ağırman, açtığı sergiler ile cam sanatını ziyaretçilere tanıtıyor.
Cam ustası 36 yaşındaki Ümmihan Ağırman, cam sanatına ilgisinin üniversite döneminde başladığını söyledi.
"Eğitimlere katıldım"
Ağırman, o dönemde üniversitelerde cam sanatıyla ilgili bölümlerin henüz açılmadığını belirterek, "Kendi cam boncuğumu yapmak istedim. Ufak tefek takılar yapıyordum. Bu takıları yaparken kendi ürettiğim malzemeleri kullanmak istedim ama bu işle ilgili bir bilgim yoktu. İnternetten araştırmaya başladım" dedi.
Okul bittikten sonra dil öğrenmek üzere İngiltere'ye gittiğini söyleyen Ağırman, şöyle söyledi:
"Orada tekrar cam sanatını araştırmaya başladım. Çünkü bu sanat hep aklımın bir köşesinde olan bir şeydi. 2 yılda bir düzenlenen cam boncuk yapımıyla ilgili eğitim vardı. Oraya başvurdum ve orada eğitimlere katıldım. O günden sonrada cam süreci başlamış oldu ve artık bırakmadım."
"Cam sanatı için birçok şeyden fedakarlıklarda bulundum"
İngiltere'den geldikten sonra 1,5 yıl evde atölye kurup çalıştığını belirten Ağırman, daha sonra Balibey Han'a gelerek burada atölye çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Ağırman, hayallerinin peşinden gittiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Bilgisayar Programcılığı bölümü mezunu olduğum için insanların beklentileri o bölümle ilgili iş bulup çalışmamdı. Okul hayatında da çalışmıştım fakat iş hayatının beni mutlu etmeyeceğini düşündüğüm ve camı gerçekten sevdiğim için bunu yapmak istedim. Cam sanatı için birçok şeyden de fedakarlıklarda bulundum. Sanat emek ister, sevmeden yapılamaz."
"Bin 200 derecelik alevde camı eriterek şekil veriyorum"
Açık alevde cama şekil verip çeşitli boncuklar ve figürler yaptığını anlatan Ağırman, şöyle konuştu:
"Cam aslında insanların hem bildiği hem bilmediği bir şey. İnsanlar genelde nazar boncuğunu bilirler ama nasıl yapıldığını bilmezler, düşünmezler. Renkli cam çubuklarımız var, İtalya'da üretildiği için oradan getiriyoruz. Şaloma ve pürmüzümüz var, onlar oksijen ve propan gazı ile çalışıyor."
Ağırman, yapım sürecinin ürüne göre değiştiğini belirterek, "Bazen bir boncuk için bir saat uğraşıyorum, bazen 5 dakika. Bir üründen ne kadar çok yapılırsa süre de kısalıyor" dedi.
"Bizim önceliğimiz sanatımızı öğretmek"
Kendisini sürekli geliştirmeye çalıştığını aktaran Ağırman, her yıl bütçesinin bir kısmını eğitime ayırdığını ve yurt dışından gelen hocaların eğitimlerine katılıp yeni teknikler öğrendiğini anlattı.
Ağırman, birçok ülkede festivallere de katıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Yurt dışında festivaller, etkinlikler olduğunda gidiyorum, orada satış yapıyorum. Türk ve yabancı ziyaretçilere sanatımızı tanıtıyoruz. Aynı şekilde gelen ziyaretçilere de kendi cam boncuğunu yapabilme fırsatını veriyoruz. Bizim önceliğimiz sanatımızı öğretmek. Bununla birlikte Bursa'dan 5 arkadaşla birlikte Paris'te el sanatı sergisini açtık. Bu sergiler sayesinde Osmanlı sanatı olan cam sanatını ziyaretçilere öğretiyoruz."
Kaynak: AA