Kocaeli'nde hayvancılıkla geçimini sağlayan mütevazı bir ailenin 4 çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Veysel Demir, 2,5 yıl önce tanıştığı sörfte ilerleyerek profesyonel sporcu oldu.
Türkiye'de yeni gelişen spor dalları arasında yer alan dalga sörfünde göz alıcı sporculardan biri haline gelen ve geçtiğimiz hafta Antalya'da düzenlenen Türkiye Şampiyonası'nı üçüncü olarak tamamlayan Demir, Türkiye'yi uluslararası arenada temsil edebilmek için destek bekliyor.
Ailesi ilk başlarda sıcak bakmadı
Karadeniz'in hırçın dalgalarını aşmak için mücadele veren Demir, lisedeyken okula uyum sağlayamadığı için eğitimini yarıda bıraktığını, Babalı Mahallesi'nde babasının koyunlarına baktığını söyledi.
Dalga sörfüne 2,5 yıl önce Babalı Sörf Kulübü'nün kurucusu ve aynı zamanda antrenörü olan Tolga Hadimoğlu'nun desteğiyle başladığını anlatan Demir, "Hocamız eğlence amacıyla yarışma düzenlemişti ve kazanlara hediye verdi. Biz de ondan sonra burada sörf yapmaya başladık" dedi.
Demir, sörf tahtasının üzerine ilk çıktığında kendisini çok özel hissettiğini ve ondan sonra sörfün kendisi için bir tutkuya dönüştüğünü anlatarak, şöyle konuştu:
"Ailem ilk zamanlarda pek sıcak bakmadı. İzin alıyordum ama bu derecelere kadar geleceğimi pek tahmin etmiyorlardı. Başarılı olduktan sonra babam bana hediye olarak sörf tahtası aldı."
Daha büyük dalgalarda sörf yapmak istiyor
Dalga sörfünde iki kere Türkiye Şampiyonası'na katıldığını ve Alanya'da gerçekleştirilen Dalga Sörfü Türkiye Şampiyonası'nda üçüncü olduğunu söyleyen Demir, "Hedefim Türkiye birincisi olup Dünya Şampiyonası'na katılmak. Yine ülkemizi olimpiyatlarda temsil etmek hedeflerim arasında. Daha sonrasında ise burada sörf kulübü açarak yeni nesillere ilham vermek istiyorum" dedi.
Veysel Demir, sörfün artık hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Benim için bir yaşam biçimi gibi. Sabahları babamla biraz koyunlara baktıktan sonra sörf okuluna gidiyorum. Ekipmanlarımı hazırlayıp, suya giriyorum. Dalga olmadığında paddle yapıyorum. Bu şekilde 1,5 saat suda kaldıktan sonra eve dönüyorum. Babalı, benim için dalgaları güçlü ama biraz ufak ve bozuk oluyor. Daha büyük dalgaların olduğu yerde sörf yapmak istiyorum."
Şu anda bir sponsoru olmadığını belirten Demir, destek verilmesi halinde daha başarılı olacağına inandığını vurguladı.
Veysel'in yeteneği onu çok etkiledi
Babalı Sörf Kulübü'nün kurucusu Tolga Hadimoğlu da 15 senedir Kandıra'daki çocukları sörfle tanıştırmak için yürütülen bir projenin başında olduğunu belirtti.
Babalı'da kurduğu sörf okulu ve sörf akademisiyle bu sporu tanıtmaya ve tutkunlarına hizmet vermeye çalıştığını söyleyen Hadimoğlu, Veysel Demir ile tanışma hikayesini şöyle anlattı:
"Veysel, çobanlıkla geçimini sağlayan bir aileye mensup. Koyunlarını arkada bulunan tepelere getirip gizli gizli burada sörf yapanları seyrediyordu. Bir mahcubiyeti vardı. Ne zaman yanına gitmeye çalışsak koyunlarını alıp uzaklaşıyordu. Bir gün yine koyunlarını sahile getirmiş otlatıyordu fakat bu sefer kulübe daha yakın bir yerde oturuyordu. Yanına gidip ne yaptığını sordum. Sörf yapanları seyrettiğini söyledi. Sörf tahtasını alıp suya girmesini istedim. Açıkçası Veysel beni şaşırtan çocuklardan biriydi. Herhangi bir eğitimi olmamasına rağmen tahtayı alır almaz 10-15 dakika içerisinde dalgayı yakalayıp tahtanın üzerinde kalktığını gördüm. Bu beni çok etkilemişti. Ondan sonraki süreçte yavaş yavaş suda zaman geçirmeye başladı ve 2-3 sene içerisinde büyük gelişme kaydetti."
"Geleceği çok parlak"
Hadimoğlu, Demir'in geçen yılın başında burslu öğrenciler arasına girdiğine dikkat çekti.
Veysel'in, yaşı itibarıyla çok avantajlı, inanılmaz yetenekli ve sörfe olan tutkusunun müthiş olduğunu anlatan Hadimoğlu, "Geleceği çok parlak diye düşünüyorum. Bundan sonraki eğitimlerimiz ciddi olarak devam edecek. Şu anda birçok insan için hayalperestlik gibi görülebilir ama ben Veysel'in 2024 olimpiyatlarında ülkemizi temsil edebileceğini düşünüyorum" dedi.