21 yıl önce kampanya kapsamında Ankara PTT Başmüdürlüğünde tasnifleri yapılan mektuplar, sahiplerine ulaştırılması için dağıtıma çıktı.
Eşi Mustafa Doğanay'a mektup yazan Menekşe Doğanay, mektubu teslim aldı.
Eşini 10 yıl önce kaybettiğini ifade eden Doğanay, mektubu aldığında duygusal anlar yaşadı.
Ankara'da yaşayan Doğanay, o gün yazarken hissettiği duygulara ilişkin şunları söyledi:
"Mektup benden eşime geldi. Mektupla Cumhuriyet'imizin 100. yılını, evliliğimizin de 30. yılını kutlayacaktık. Bu mektubu, kıymetli evrakı bana ulaştıran PTT'ye ve çalışanlarına teşekkür ediyorum. Bu coğrafyada büyüyen herkes için sevgi, değerlerimiz ve aile olmak çok önemli. Bu mektup sevgi ve değerle yazıldı, o yüzden bunu aldığım için çok mutluyum. 'Görevini en iyi yapan vatanını en çok sevendir' diyen Atatürk'ün, sözünü şu an yaşıyorum. PTT'ye çok teşekkür ediyorum. Nasıl açacağımı bilemiyorum. Benim için çok kıymetli. Bu emeğe karşı bu mektubu açıp içindekileri sizinle paylaşmak istiyorum."
Doğanay'ın eşine yazdığı mektupta şu ifadeler yer aldı:
"2002'den sevgilerle. İnşallah her şey bugünkü gibi olur. Sevgiyle olabilmek ümidiyle. Az önce ne yazacağım diye düşünürken,' 2 satır ekleyebilir miyim' diye sordun, 'Bakalım yer kalacak mı' dedin. Dün evliliğimizin 9. yılını bitirdik. Ben seninle evli olduğum için çok memnun ve mutluyum. Çünkü tanıdığım en dürüst insansın. Seni sadece sevmiyorum, eşim olduğun için saygı duyuyorum. Ama sana hep söylüyorum ya eğer bir gün ölürsen senin dürüstlük heykelini dikeceğim."
Eşinin mektubu da aynı zarftan çıktı
Doğanay, aynı zarfta eşinin de yazdığı mektubun olduğunu ifade ederek, onun mektubu aynı zarfa koyduğunu bilmediğini dile getirdi.
Zarfı eşinin kapattığını anlatan Doğanay, mektubunun aynı zarftan çıkmasının kendisi için sürpriz olduğunu vurguladı.
Doğanay'ın eşinin yazdığı mektupta ise şu ifadeler yer aldı:
"Hayatımın anlamı sevgili karıcığım, 20 yıl geçtiğine göre artık ameliyat yapamıyorumdur, ellerim titriyordur. İnşallah, bu mesleği bırakıp, birbirimize daha fazla zaman ayırabiliriz. Canım seni gerçekten sevdim. Gecenin 2'si olmuş ben hala yazıyorum."
Eşinin doktor olduğunu dile getiren Doğanay, hastalığı sürecinde kendisine "Yaşayacakların için senden özür dilerim" dediğini paylaştı.
Bu coğrafyada aile olmanın en önemli değer olduğunun altını çizen Doğanay, şunları kaydetti:
"Kendi hayatından vazgeçip, 'Senden özür diliyorum' diyerek kapıdan girdi. Doktor olduğu için hastalığı sürecinde yaşanacakları biliyordu. O yüzden böyle söyledi. Kızım 16 aylıkken eşimi kaybettik. Bu yıl eşimin vefatının 10'uncu yıl dönümü. Bu mektup benim için çok kıymetli. Küçük ve büyük kızım için de çok kıymetli. Bu mektubu bize ileten, kıymetli evraklar olarak saklayan PTT'mize çok teşekkür ediyorum. Bu coğrafyada yaşadığım için çok şanslıyım. Değerlerimiz olduğu için de çok şanslıyım. Çok yoğun duygular içindeyim. Bu mektup da aslında Cumhuriyet gibi. Cumhuriyet bundan 100 yıl önce bize yazılmış bir mektup. Cumhuriyet nasıl kıymetliyse bu mektup da çok kıymetli. Yalnız bir anne ve kadın, iki kız çocuğu sahibi olarak, Cumhuriyet olan bu topraklarda yaşadığım için çok gururlu ve onurluyum. Cumhuriyet'imizin 100. yılı olması, bu mektubu o zamandan şimdiye yazmış olmamız çok önemli. Eşim olsa ne derdi? Atatürk'ü çok severdi. 'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.' Yaşasın Cumhuriyet. PTT, mektupla bizi ve küçük kızımı çok mutlu etti."
51 yıllık eşinden mektup aldı
Ankara'da yaşayan Şükran Erciyas da eşi Cuma Erciyas'ın kendisine yazdığı mektubu görevlilerden teslim aldı.
Erciyas, "Eşimin böyle bir mektup yazdığını bilmiyordum. Duygulandım, çok mutlu oldum. Eşimle iyi günde, kötü günde, acıda, kederde hep beraber 51 yıl birlikteyiz. Eşim daha önce sadece askerken böyle duygulu mektuplar yazmıştı. Hep beraberdik, hiç ayrılmadık. Bu askerden sonra ikinci aldığım mektup ve ömrümün gittiği yere kadar saklarım. Hep beraberdik, hep beraber olacağız." dedi.