Depremde Şazibey Mahallesi Ali Sezai Bulvarı'ndaki 22 bloktan oluşan ve yaklaşık 1400 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi'nde H Blok'ta anne ve babasıyla altında kaldıkları enkazdan 6 saat sonra kurtarılan Akçam, kangren teşhisi ile sevk edildiği Kayseri Şehir Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Kayseri'deki yaklaşık 2 aylık tedavi sonrası Kahramanmaraş'a getirilen Ayşe Sudem Akçam, hayatını tekerlekli sandalyeyle sürdürmeye başladı.
Tavsiye üzerine ekim ayında fizyoterapist Rabia Türkoğlu ile tanışan Akçam, gösterdiği gayret sonucu kısa sürede önce tekerlekli sandalyeyi, sonrasında ise koltuk değneklerini bırakarak kasım ayında kendi başına yürümeyi başardı.
Anne ve babasıyla enkazda kaldıkları zamanı ve sonrasındaki süreci anlatan Akçam, "İkinci depreme hastanede yakalandım. Burada çok fazla tedavi imkanı yoktu, ayağım da kangren olmuştu. İstanbul'dan gelen doktorlar vardı. Kayseri'ye nakledildim ve 2 ay boyunca orada yattım. Bir süre hastanelerde tedavi gördüm. Rabia hocamla beraber yürümeye başladım." dedi.
"Spor sayesinde bacağı kesilmedi"
Annesinin depremde vefat ettiğini ve babası ile hayata tutunmaya çalıştıklarını anlatan Ayşe Sudem Akçam, şöyle konuştu:
"8 yaşında spora başlayıp kaslarımı bu kadar güçlendirmeseydim kangren olan bacağım kesilmek zorunda kalacaktı. Depremden bir ay önce Kahramanmaraş İl Gençlik Spor Kulübümüzle il birincisi olmuştuk, 4 yıldır voleybol oynuyordum. Bu yüzden kaslarım bayağı güçlenmişti. Kayseri'de bunu gören doktorlar da bu duruma bayağı şaşırmışlardı. Şu anda kaslarımın daha iyi olduğunu söylediler. Bu yüzden bacağımı kesmediler. Depremden önce daha iyiydim, bu tedavi sürecinde yürümeye başlayınca çok iyi hissettim, daha da iyi olacağım."
Akçam, fizyoterapistle çalışmaya başlamadan önce kendisine hiç güvenmediğini, çevresindeki insanların olumsuz söylemlerinden etkilenerek yürüyemeyeceğini düşündüğünü söyledi.
9 ay sonra koltuk değnekleri ve tekerlekli sandalyeyi bırakınca öz güveninin yerine geldiğini ve artık bazı şeyleri başarabileceğini gördüğünü ifade eden Akçam, şunları kaydetti:
"Şu anda hedefim koluma ve ayağıma daha iyi hareket geldiğinde voleybol oynamak. Alanya Spor Lisesi'nde okumak istiyorum. Tekrardan voleybola döneceğim. Filenin Sultanları ile oynamayı ve antrenör olmayı, orada oynayıp bayrağımızı göğsümde gururla taşımayı istiyorum. Öğrencilerime de bunu anlatmak istiyorum ama önceliğim orada oynamak. Filenin Sultanları'nda en çok Melissa Vargas, Saliha Şahin, Zehra Güneş, Hande Baladın'ı örnek alıyorum."
13 gün yoğun bakımda kaldı
Baba Ahmet Akçam da enkazdan çıkarıldıktan sonra kızıyla ayrı hastaneye götürüldüklerini, eşi Mine Akçam'ın vefat ettiğini, kızının ise 13 gün yoğun bakımda yatmasıyla zorlu bir süreç yaşadığını anlattı.
Kızının tekrardan yürümesinde fizyoterapistinin çok fazla emeği olduğunu ifade eden Akçam, "Sağ olsun Rabia hocam kızımla iyi bir arkadaş olarak tedaviye başladılar. Kızım 9 ay sonra tekerlekli sandalyeyi, ondan 15 gün sonra da koltuk değneğini bıraktı." diye konuştu.
Babasının desteği tedavi sürecini olumlu etkiledi
Fizyoterapist Rabia Türkoğlu da Ayşe Sudem'in ilk geldiği dönemlerde çok içine kapanık olduğunu, tekrar yürüyeceğine dahi inanmadığını ve hassasiyetlerinden dolayı seanslarda ayağını düz uzattığında dahi çok acı çektiğini söyledi.
Ailenin desteğinin tedavi sürecindeki önemine işaret eden Türkoğlu, "Şu anki süreçte Sudem'in yürüyüşü neredeyse eski haline yaklaşmış durumda. İstediğimiz konuma geldikten sonra Sudem'i voleybolda göreceğiz. Kendisi çok azimli, bu kadar acıya rağmen bu noktaya gelebildi. Babasının da çok desteği oldu, aileler normalde çocuklarının acı çektiğini görünce tedaviyi durdurmak istiyor ama babası 'devam edelim hocam, kızımın iyi olmasını istiyorum' diyerek bana destek oldu ve başarılı sonuç aldık" ifadelerini kullandı.