Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı'nın 26 yaşındaki subayı Tuğçe Öğülener, Doğu Akdeniz'de önemli arama kurtarma faaliyetleri yürüten "TCSG Yaşam" gemisinde mesai saati gözetmeksizin çalışıyor.
Tuğçe'nin gemilere ve denize olan merakı henüz çocuk yaşlarda başlamış. Gemi makineleri işletme mühendisliği okuyan Öğülener, mezun olup ilk hedefini gerçekleştirdikten sonra en büyük hayali için çalışmalara başladı.
Gerekli stajlarını yapan Öğülener, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi bünyesinde aldığı eğitimlerin ardından 30 Ağustos 2017'de Sahil Güvenlik personeli olarak hayalini kurduğu üniformayı giydi.
Doğu Akdeniz'in en büyük gemilerinden olan, denizlerde göçmen kaçakçılığından uyuşturucuyla mücadeleye kadar geniş alanlarda önemli görevler üstlenen "TCSG Yaşam" gemisinde elektrik subayı olarak göreve başlayan Sahil Güvenlik Teğmen Tuğçe Öğülener, mavi sulardaki operasyonların başarılı geçmesinde rol oynuyor.
"Sevdiğim yerde, sevdiğim mesleği yapıyorum"
Sahil Güvenlik Binbaşı Hüseyin Ünver komutasındaki 82 mürettebatlı gemide görev yapan Öğülener, bir kolluk kuvveti olarak çalışmanın kendisini sorumluluk sahibi hissettirdiğini söyledi.
Mesleğine olan aşkını "Sevdiğim yerde, sevdiğim mesleği yapıyorum" sözleriyle anlatıyor.
"Görevimizle ilgili hiçbir detayı atlamadan hatta kadın detaycılığıyla görevimizi ifa etmek ve o görevden başarılı bir şekilde limana dönmek bize güç ve mutluluk veriyor. Sahil Güvenlik'teyim, denizlerdeyim. Sevdiğim yerde, sevdiğim mesleği yapmanın gururuyla göreve başladım. Eğer kolluk kuvveti olmasaydım yine uzak yol vardiya mühendisliği ehliyetimi kullanabileceğim denizcilik sektöründen ayrılmazdım ve gemilerde çalışmaya devam ederdim."
"Pes etmek kadının lügatında yok"
26 yaşındaki Tuğçe'nin en büyük destekçisi ise ailesi. Onların gururlu bakışları, güç kaynağı.
Öğülener, her meslekte olduğu gibi gemilerde çalışmanın da belirli zorlukları olduğunu vurguladı.
"Zorlukların başında hasret geliyor. Aileye hasret, denizdeyken limana, limandayken açık denizlere hasret. Gemi içerisinde birlik ve beraberlik olduğu için bu süreleri kolay atlatabiliyoruz. Vardiya bitiminde gidebileceğimiz tek yer yine kamaramız oluyor. Erkek askerlerle bir problem yaşamıyoruz hatta birbirimizi tamamlayarak görevimizi daha iyi ifa ediyoruz. İster istemez yorgunluklar oluyor ama bence pes etmek diye bir şey kadının lügatında yok. Her mesai günümüz yeni bir başlangıç, her seyir farklı bir tecrübe oluyor bizim için. Mesai bitimi veya seyir dönüşü görevi sağ salim bitirmenin tatlı telaşı oluyor sadece."
Öğülener, kadınların eskisine oranla kolluk görevlerinde daha fazla görev aldığını anlattı.
"Eskiye oranla branşlarda kadınlara daha fazla şans veriliyor. Fırsat verilip kadınların da bu işlerin üstesinden geldiği görülünce biz de cesaretlenip buralara kadar gelebiliyoruz. Bu işi yapmak isteyen kadınların öncelikle kararlı olmaları ve kesinlikle denizi sevmeleri gerekiyor. Biz de daha fazla kadın meslektaşımızı kara görevinin dışında gemilerde görmek istiyoruz."
"8 Mart kadınların mücadelesinin sonucu"
Teğmen Öğülener, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün bir sembol olduğunu da söyledi.
"Kadınlara sadece anne, kız kardeş veya kız çocuğu olmalarından dolayı değil, birey olduklarından dolayı her zaman hak ettikleri değeri göstermemiz gerekir. Bu anlamda Dünya Kadınlar Günü aslında bir semboldür. Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamda söz sahibi olma mücadelesi veren kadınlar el attıkları tüm alanlarda bence en az erkekler kadar başarı göstermiş ve saygı duyulacak işlere imza atmışlardır. Bu açıdan Dünya Kadınlar Günü bu mücadelenin sonucudur."
Kaynak: AA