Açık 12.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Yaşam
03.07.2019 12:13

Dört kuşaktır deniz fenerinden gemilere yol gösteriyorlar

Kocaeli'nin Darıca ilçesinde yaşayan Ahmet Gül, 124 yıllık Yelkenkaya Deniz Feneri'ndeki "dede mirası" görevini dördüncü kuşak olarak sürdürüyor.

Dört kuşaktır deniz fenerinden gemilere yol gösteriyorlar

Marmara Denizi'nden gece geçen gemilere, ışık açarak yol gösteren 55 yaşındaki Ahmet Gül, 87 yaşındaki annesi Sacide, eşi Arzu ve oğlu Yiğitcan ile "124 yıllık bir tarihe" sahip çıkıyor.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı Yelkenkaya Deniz Feneri'nde çalışan Ahmet Gül, 1997 yılından bu yana fenerde, dördüncü kuşak olarak görev yaptığını belirtti.

Dört kuşaktır deniz fenerinden gemilere yol gösteriyorlar

"Son fenerci" olarak hizmet veriyor

Görevi annesi Sacide'den aldığını, annesinin emekliliğinin ardından aynı geleneğin devam ettirilmesi amacıyla göreve başladığını anlatan Gül, 1895 yılında büyük dedesi "Cideli Ahmet" tarafından yapılan binada, "son fenerci" olarak kuruma hizmet verdiğini söyledi.

Fenere, temelli olarak 1974 yılında yerleştiklerinden bahseden Gül, "Burası bizim köyümüzdü. Hep gider gelirdik. Hafta sonları, yaz tatillerinde fenerde kalırdık. Burayı çok özlerdik. Anneannemiz, dedemiz buradaydı. Bizim için burası bir köydü. Acılarımızı da mutluluklarımızı da burada yaşadık. Dedemi, anneannemi, babamı burada kaybettik. Buranın sevdalısı olduk" dedi.

Dört kuşaktır deniz fenerinden gemilere yol gösteriyorlar

7/24 deniz aşırı sinyal 

Deniz fenerlerinin işletilmesinde, geçmiş yıllara göre çok büyük teknoloji farkı bulunduğunu vurgulayan Ahmet Gül, şunları söyledi:

"O dönemlerde dedemin döneminde, gaz yağı kullanılırdı. Bunlar çok zahmetli işlerdi. Annemin döneminde de fener tamamen kurmalıydı. 1,5 saatte bir çıkıp kuruluyordu. Sabaha kadar nöbet tutuyorduk. Benim dönemimde ise çok güzel bir teknoloji yakalamış, 7/24 deniz aşırı sinyal verip konum belirliyor, aynı zamanda geçen gemilerin konumlarını da alabiliyor, kendi yanış sönüşlerini ayarlayabiliyor, arızayı görebiliyor. 'Madem bu kadar teknoloji var siz ne yapıyorsunuz' diyebilirsiniz. Ben de burada o feneri sadece yakıp söndürmekte değil, aynı zamanda gece oluşabilecek arızalara 5 dakika içerisinde müdahale ediyorum. Elektrik kesintisi olur, lambası söner. Bu tür durumlarda 5 dakika içerisinde müdahale ediyorum gerektiği zaman ikinci bir fenerimiz var onu hemen devreye alıyorum."

Dört kuşaktır deniz fenerinden gemilere yol gösteriyorlar

"Onların emeklerini yaşatmanın gururunu yaşıyorum"

Gül, büyük dedesi Cideli Ahmet'in Sarayburnu Feneri'nin inşaat işlerinde de çalıştığını, dedesinin iyi bir kalfa ve marangoz olduğunu belirtti.

Marmara Depremi'nde hasar gören binanın onarıldığını vurgulayan Gül, "Ben son kuşak olarak geride kalan son üç kuşağın, burada vermiş olduğu emeklerini ve buranın tarihini yaşatmanın gururunu yaşıyorum. Benden sonra da oğlum Yiğitcan bu göreve layık görülürse gurur verici olur. Geçmişimize sahip çıktığımız kadar tarihimize de sahip çıktık. Biz buranın tarihini hep yaşattık" diye konuştu.

Dört kuşaktır deniz fenerinden gemilere yol gösteriyorlar

Dedesinin uzun boylu ve güçlü bir insan olduğunu anlatan Gül, şunları söyledi:

"Fener bakımı yaptığı sırada beni de yanına alırdı. Bana bilyeleri temizletirdi. Bizim billur dediğimiz, ışığı kuvvetlendiren fener yatağı 180 kilogram ağırlığında. Dedem camdan cama kalas uzatırdı, onu kaldırır camın kenarındaki kalasın üzerine koyardı. Çok acayip büyük bir şey bu. Ben hep şaşardım. Ben göreve başladığımda, fener yatağını 8 parçaya ayırarak temizleyebiliyorduk. Benim 4 saatimi alıyor, dedem ise bunu 1 saatte temizliyordu. Dedemde öyle bir güç vardı. En büyük anım bu."

"Kurtarıcıyız, bakıcıyız, gönüllüyüz"

Gül, 2010 yılında yaşanan gemi kazasında, teknesiyle 3-4 kişiyi kurtardığını ancak 1 kişinin hayatını kaybettiğini, 3 gün sonra cesedi bulduklarını belirtti.

Fenerde 24 saat görev yaptıklarını, eşi ve çocuğunun da yardımda bulunduğunu aktaran Gül, fenerde göreve başlamadan önce farklı işlerde de çalıştığını söyledi.

Dört kuşaktır deniz fenerinden gemilere yol gösteriyorlar

Asıl mesleğinin fenercilik olduğundan bahseden Gül, şunları anlattı:

"Ana mesleğim, dededen gelen fenercilik, fener bakıcılığı. Çok kutsal bir meslek. Gerçekten bizim fenerlerin karakterleri vardır. Her fenerin karakteri birbirine uymaz. Bu, gemiciler için çok önemli. Kimisi 3 saniyede tek çakar ya da 5 saniye ara verir, 2-3 sefer peş peşe çakar. Hiçbirinin ışıkları birbirine uymaz, renkleri farklıdır. Bu bir karakterdir. Biz de asıl duruşlarımızı, karakterlerimizi bu fenerlerden alıyoruz. Fenercilerde yanlış olmaz. Kurtarıcıyız, bakıcıyız, gönüllüyüz, hizmetkarız."

Gül, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.

Kaynak: AA

Sıradaki Haber
Köylü kadın girişimcilerin hasat heyecanı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz