Çok Bulutlu 9.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Yaşam
11.03.2019 10:03

Dünyanın dört bir yanında "İstanbul Mehmet" zilleri yankılanıyor

“İstanbul Mehmet” zilleri, dünyanın dört bir yanında seçkin müzik grupları tarafından tercih ediliyor. El yapımı zillerin bir eşi daha olmuyor.

“İstanbul Mehmet” dünya müzik endüstrisinin yakından tanıdığı bir zil markası. O markaya ismini veren kişi ise Mehmet Tamdeğer. 400 yıl boyunca zil üreten Zilciyan ailesinin fabrikasına çocuk yaşta adım atmasıyla başlıyor hikayesi. Ardından kendi markasını oluşturacak kadar ustalaşıyor. Şimdi ise dünyanın en seçkin müzik grupları onun zilleri ile sahneye çıkıyor.

Dünyanın dört bir yanında "İstanbul Mehmet" zilleri yankılanıyor

Zil, sizin hayatınıza nasıl girdi?

Bu işe 1623’de kurulan Samatya’daki Zilciyan Fabrikası’nda, 1950’de başladım. 10 yaşındaydım. İşe başladığım zaman Zilciyan’da herkes ayrı bir iş yapıyordu. Ben ise her işi öğrenmek için gayret gösterdim. 15 yaşındayken Zilciyan’ın sağ kolu oldum. O kadar seviyordum işimi. 1978’de Zilciyan fabrikası kapanana kadar orada devam ettik.

Dünyanın dört bir yanında "İstanbul Mehmet" zilleri yankılanıyor

Zilciyan fabrikası kapandıktan sonra bu işi devam ettirmeye nasıl karar verdiniz? 

Bu işten başka hiçbir iş bilmiyordum. Kuveyt’e gittim, iki sene Kuveyt’te kaldım. Kuyumculuk yaptım orada. Döndükten sonra bu işi yapmaya karar verdim. Önceden birlikte çalıştığım Agop Tomurcuk’la birlikte işe koyulduk. Çok zor şartlarda devam ettirdik. 1996’da Agop’un vefatına kadar beraber sürdürdük. Sonra ben burayı kurdum. 

Dünyanın dört bir yanında "İstanbul Mehmet" zilleri yankılanıyor

“İstanbul Mehmet” zillerinin özelliği ne?

Bu zillerin en büyük özelliği el yapımı olması... Bir ressamın tablosu gibi... Hiç birinin, bir eşi daha yok. Ben istesem de bir daha aynısını yapamam.

Dünyaya açılmanız nasıl oldu? 

Amerikalı Billy Hart geldi. Ona zilleri gösterdik ve gitti. “Ben gidiyorum. Bak sana kimleri yollayacağım” dedi. Ondan sonra arkası geldi. Dünyanın her yerinden gelmeye başladılar buraya. Tabii ki bu arada Okay Temiz’in de bize büyük yardımları oldu. Okay Temiz o zamanlar İsveç’teydi. Zillerimizi İsveç’te tanıtıyordu.

Dünyanın dört bir yanında "İstanbul Mehmet" zilleri yankılanıyor

Artık dünyanın dört bir tarafında “İstanbul Mehmet” zilleri kullanılıyor demek abartılı olmaz sanırım...

160 ülkeden geliyorlar. 55 ülkeye resmen ihracat yapıyoruz. Dünyanın her yerine yayıldı ismimiz. Her zaman geliyorlar. Hem fabrikayı geziyorlar hem de zil alıyorlar. Ünlü bütün davulcular buraya geliyor. 

İlginç anılarınız da olmuştur mutlaka...

Peter Erskine İstanbul’a gösteri için gelmişti. Buraya da uğradı. “Bu zilleri çok beğendim. Bundan bir tane alabilir miyim” dedi. “Tabii buyrun” dedim. “Bir tane daha alabilir miyim?” dedi. Derken “Hepsini alabilir miyim?” dedi. “Alın ama siz Zilciyan’ın davulcususunuz Amerika’da. Bu zilleri nasıl çalacaksınız” dedim. “Ben bunları evimde, stüdyomda gizli gizli çalacağım” dedi. Gurur duydum, çok hoşuma gitti. 

Dünyanın dört bir yanında "İstanbul Mehmet" zilleri yankılanıyor

Bu kadar beğenilen zilleriniz nasıl ortaya çıkıyor?

İlk başta kalay, bakır karışımı eritilip tavalara dökülüyor. Tavalardan sonra fırına veriyoruz. Fırında tavlanıyor, ardından silindirde çekiyoruz. En az 8-10 kere fırına sokup çekiyoruz. Ramazan pidesi gibi yusyuvarlak yapıncaya kadar sürüyor bu. Sonra gramlarına ve boylarına göre ayırıp kesiyoruz. Ondan sonra çekiçleme başlıyor. Çekiç bittikten sonra tornaya gidiyor ve seçme aşamasına geçiliyor. Yüzden fazla zil çeşidi var, hepsini ayrı ayrı gruplandırıyoruz. 

Siz de Zilciyanlar gibi bu işi nesiller boyu sürdürmek istiyor musunuz? 

Tabii ki devam edecek; üç tane oğlum var: Murathan, Emirhan, Onurhan. Onların adına da zillerim var. Benden sonra onların namı olsun dedim. Ben ölünceye kadar devam ettireceğim. Benden sonra onlar devam edecek. 

Dünyanın dört bir yanında "İstanbul Mehmet" zilleri yankılanıyor

Zillerinizin, dolayısıyla isminizin tüm dünyaya yayılması nasıl bir duygu?

Ben bu işten zevk alıyorum. Namım çok büyük ama çok büyük paralar kazanmıyorum. İhracat yapıyoruz ama el emeği olduğu için ortada pek kazanç olmuyor. Ama bütün dünyada tanınıyoruz. Buraya her gelen benimle fotoğraf çektiriyor, hayranlıklarını anlatıyorlar. Bu da bana yetiyor. Ne yapacağım parayı pulu… Ülkemi temsil ediyorum. En büyük gurur kaynağım o.

Kamera: Serhan Sevin / İlyas Umut Özacar 

Kurgu: Ünsel Ayhan Aybek

Sıradaki Haber
Kocaeli Yarımca Limanı'nın kadın operatörleri
Yükleniyor lütfen bekleyiniz