Trabzon’un Düzköy ilçesinde, 8 kilometre ile dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak kabul edilen Çal Mağarası'nda ziyaret sezonu başladı. Sarkıt ve dikitlerden oluşan doğal şekilleri, şelale ve göletleriyle ilgi odağı olan mağarada başlatılan düzenleme çalışmaları yıl sonunda tamamlanacak.
Düzköy ilçesinde, deniz seviyesinden 1050 metre yükseklikte yer alan Çal Mağarası, 2003 yılında yerli yabancı turistlerin ziyaretine açıldı. Tarihi kalenin altında yer alan, dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak kabul edilen Çal'da, yaklaşık 400 metrelik yürüyüş yolunun 60’ıncı metresinde yer alan göl ve çağlayan görenleri etkiliyor.
Mağaranın içinden geçen, astım ile sinüzit rahatsızlığına iyi geldiği belirtilen derenin debisi ise mevsimsel olarak değişiyor. Yağışlı mevsimlerde mağaranın içindeki suyun derinliği 1,5 metreye ulaşıyor. Yıl boyunca ziyarete açık tutulan mağaraya yerli yabancı turistler, özellikle yazın 4 aylık sürede ilgi gösteriyor.
Ziyarete açık kalacak
Ziyaret sezonunun açıldığı mağarada, Trabzon Büyükşehir Belediyesi düzenleme başlattı. Çalışma yıl sonuna kadar tamamlanacak ve bu sürede mağara ziyarete kapatılmayacak.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Çal Mağarası'nın ziyaretçilerine göz kamaştıran güzellikler sunduğunu söyledi. Trabzon'da turizmin yükselen bir değer olduğunu belirten Gümrükçüoğlu, şöyle devam etti:
''Biz turistlik ve tarihi değerlerimizi gözümüz gibi koruyup, sadece korumakla kalmayıp, bütün adımlarımızı planladığımız şekilde sürdürüyoruz. Çal Mağarası'da bu değerlerimizden biri. Çal Mağarası için yapılan ihaleye katıldık ve sunduğumuz teklif sonucunda ihale bize verildi. Bu tarihi, coğrafi, tabii değeri tekrar bütün yöremize, ülkemize ve ülke dışından teşrif edenlere kazandırmak için biz de ihaleyi aldıktan sonra önemli bir proje hazırlattık. Çal Mağarası'nda düzenleme çalışmaları başlarken süreç içerisinde mağara ziyaretçilere kapatılmayacak."
Gümrükçüoğlu, çalışmalarının yıl sonuna kadar tamamlanacağını duyurdu.
"Buna göre program ve projeyi öngördük ve yapımını başlattık. Bunun için de hem insanların oradaki hava koridorlarından istifade etmesini herhangi bir risk oluşması halinde nereden mağaranın boşaltılmasının yapılabileceğini planladık. Risksiz olmasına rağmen ihtiyaten bu tedbirleri aldık. Çalışmalar sırasında da mevcut yürüyüş yollarının yeniden inşa edilmesi, çürümeyecek malzemenin kullanılması, ışıklandırmanın en ideal şekilde yapılması ve uyarı levhalarının yerinde yerleştirilmesi çalışmalarını titizlikle yapacağız. Gerek gezintiden önce gerek gezintiden sonra dışarıdaki konaklama tesislerinde hizmetin o güzel tabiat parçası içerisinde devam ettirilmesini öngörüyoruz. Bu çalışmalar projenin teslimi ile birlikte uygulamaya başladı. Bu yılın sonuna kadar çalışmaların tamamlanmasını ümit ediyoruz. Bu proje ile Çal Mağarası, önümüzdeki bahar mevsiminde tam kapasiteyle dünya turistlik değeri olarak bütün ziyaretçilere kaliteli bir hizmet vermeye başlayacaktır."
"Mağara daha da geliştirilmeli"
Eski Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş da, Karadeniz Bölgesi'nde mağara denilince akla Karaca Mağarası'nın geldiğini ancak bu bölgede de mağara oluşturabilecek özelliğe sahip kayaçlar ve tektonik yapılar olduğunu vurguladı. Çal Mağarası'nın da bu mağaralardan biri olduğunu belirten Bektaş, şunları söyledi:
"Bu mağaraların bölgede daha geniş turizm potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz. Çal Mağarası'nın bugüne kadar geri kalmasının nedeni sahile olan uzaklığıdır. Turizm, dediğimiz zaman Karadeniz'de sadece yayla turizmi akla geliyor. Bunun yanında son yıllarda mağara ve termal kaplıcalarında öne çıktığını görüyoruz. Bu bölgenin kalkınmasında önemli rol alacak olan turizmin en önemli faktörlerinden biri de Çal Mağarası'dır. Mağara jeolojik olarak veya bilimsel olarak bulunmuş bir yer değil. Vatandaşlar tarafından bulunmuştur ama biz isteriz ki bu mağaralar daha da geliştirilsin daha da büyüsün ve turizm potansiyeline katkı sağlasın. Bölgenin jeolojik potansiyeli Çal Mağarası gibi mağaraların var olabileceğini göstermektedir. Bu konuya önem verilirse jeofizik çalışmalara ağırlık vererek bu tür çalışmalarla başka mağaraları da bölgeye kazandırabiliriz."
Kaynak: DHA