Düzce'de 15 yıl önce seyyar tezgahla kokoreç satmaya başlayan Kudret Karagözoğlu, müşterisi gece daha çok olan bu mesleği yaparken bir süre sonra kızlarını da yanına aldı.
Uzun yıllar babalarına yardım eden kız kardeşler Dilara ve Simge, Düzce Belediyesi tarafından kokoreççiler için yapılan dükkana geçilmesinin ardından babaları olmadığı zaman müşterilere hizmet vermeye başladı.
Genellikle erkekler tarafından yapılan bu meslekte, tezgahta kız kardeşleri gören müşteriler şaşırsalar da kadın elinin değdiği kokoreci beğenerek tüketiyor.
"Kızları tezgahta gören müşteriler daha hoşgörülü oluyor"
Kudret Karagözoğlu, kokoreççiliğin zor olduğunu, bu alanda çalıştıracak elemanın kolay bulunmadığını söyledi.
Karagözoğlu, "Tezgahı emanet edeceğiniz kişiye güvenmeniz gerekiyor. Biz de bu işi bir aile şirketine çevirdik. Kızlarım işi seviyor ve iyi yapıyor" dedi.
Tezgahta bir kadının olmasının, müşterilerin daha dikkatli davranmasını sağladığını vurgulayan Karagözoğlu, kızları tezgahta gören müşterilerin daha mütevazı ve hoşgörülü olduğunu belirtti.
Üniversite mezunu 27 yaşındaki büyük kızı Dilara ile "diplomalı kokoreççi" olarak şakalaştığını anlatan baba Karagözoğlu, "Büyük kızım üniversite okudu. Ben de ona 'diplomalı kokoreççi' diyorum ama meslek sahibi de oldu. Bugün bir kokoreç ustası 150 lira yevmiye ile çalışıyor. Müşterilerimiz onlara çok alıştı ve bu sistem oturdu" ifadelerini kullandı.
"Kokoreç yememiş kadınlar geliyor"
Babasına yardım ederken bu işe başladığını belirten Dilara Karagözoğlu, şunları söyledi:
"Kokoreççilik gerçekten zor bir meslek. Yaklaşık 4 yıl babamı izledim. Gece yapılan bir iş olduğu için insanlarla uğraşmak daha da zor. Yaptığımız iş zor ama keyifli. Müşterilerimiz kadın elinden kokoreç yemeye alıştı. Eğitim gördüğüm radyoterapi mesleğinde iş bulana kadar keyifle bu işi yapacağım."
"Kadın eli değince ince işçilik çıkıyor ortaya"
Karagözoğlu, müşterinin tezgahta kadın olmasına alıştığını anlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Müşteriler genelde aile. Kadın gruplar var müşterilerimizin arasında. Fabrikada mesaiye kalan kadınlar geliyor. İletişim de farklı oluyor. Kadın eli lezzet bakımından farklı oluyor. Kadın eli değince ince işçilik çıkıyor ortaya. Kokoreç yememiş kadınlar geliyor. Düğünden sonra gelenler oluyor. Bu tür aile ortamlarını görünce mutlu oluyorum. Bu işte kadın çalışmıyor. Çok kadının cesaret edebileceği bir meslek değil. Kardeşim ve ben burada çalışıyoruz ve aile ortamı oluşturduk. Kendim sağlıkçıyım ve mesleğimi yapmak istiyorum. Birkaç kez girişimde bulundum. Buraya gelenler ve babam 'diplomalı kokereççi' diye şakalaşıyor ancak ben mutluyum, en azından kokoreç ustalığı gibi bir mesleğim var. Boş durmak olmuyor."
"Tezgaha geçerek babama yardım ediyorum"
Yaz tatilinde ve hafta sonlarında tezgaha geçerek babasına yardım ettiğini ifade eden Simge Karagözoğlu da şunları söyledi:
"Zor meslek ama kadın eli değmesi insanların hoşuna gidiyor. En çok ablamın yaptığı kokoreci beğeniyorlar."
Beden eğitimi öğretmeni olmak istediğini belirten Karagözoğlu, "Bu meslekten de hoşlanıyorum fakat hedefim ya beden eğitimi öğretmeni ya da polis olmak. Burada zaten ailece çalışıyoruz. Gelenler bize karşı nazik davranıyor" dedi.
Kaynak: AA