Bir zamanlar dibi olmadığı ve içinde korkunç canlıların yaşadığı sanılıyordu.
Efsanelere konu olan bu zengin doğa parçası, Sakarya Nehri'nin başlangıç noktası. Nehir, Anadolu toprağına can veren hayat kaynağı. Doğduğu yerden kıvrıla kıvrıla akıyor ve 824 kilometre sonra Karadeniz ile buluşuyor.
Doğduğu yer hakkında ise iki ayrı görüş var. Bunlardan biri Sakarya Başı'nı biri Afyonkarahisar'ın kuzeydoğusundaki Bayat Yaylası'nı işaret ediyor.
Karaburgu, Gökgöz, Başkurt ve Kırkız gözeleri dalışa uygun
Çifteler, Eskişehir'e 67 kilometre uzaklıkta bulunan 18 bin nüfuslu bir ilçe. İlçenin doğusunda ise Sakarya Nehri'nin doğduğu çok sayıda göze bulunuyor.
Bu gözelerden 4'ü dalış için uygun özelliklere sahip. Bunlar Karaburgu, Gökgöz, Başkurt ve Kırkız gözeleri.
Sık bitki örtüsü, berrak suyu ve inanılmaz tonlardaki renkleri...
Nehrin asıl manzarası içerisinde yer alıyor.
Minik volkanlardan kum çıkıyor
Nehrin dibinde belli bölgelerinde bulunan küçük gözelerin etrafında yavru balıklar yemlenmek için dolaşıyor. Bu minik volkanlar çıkan kum adeta bölgenin yaşadığını belli ediyor.
Aynı zamanda nehirde, sadece o bölgede yaşayan tatlı su karidesi de bulunuyor.
Karidesler, beslenmek için en uygun zamanı ve yeri belirmeye çabalıyor. Bazı karides türleri kumların içindeki küçük besin parçalarıyla yetiniyor. Bazıları ise avcı, ancak kendileri de başka avcılara av oluncaya kadar...
Yeraltı suyunu taşıyan geçirimli katmanlar: Akifer
Başkurt Gözesi'nde bir akifer olduğuna inanılıyor. Yeraltı suyunu taşıyan geçirimli katmanlara akifer deniyor. Akifer, suyun çok uzak mesafelere gitmesini sağlıyor.
Yeraltında hapsolmuş suyun çıkış kapısı ise gözeler. Oluşan basıncın etkisiyle su bu gözelerden püskürerek yüzeye çıkıyor. Işıkla buluşur buluşmaz hemen bir yaşam kaynağına dönüşüyor ve etrafında bitkilerden ve hayvanlardan oluşan muazzam bir ekosistem meydana geliyor.
Kaynak: TRT Haber / Mavi Tutku