Isparta'nın Eğirdir ilçesine adını veren, gün içinde rüzgar ve ışık nedeniyle mavi ve yeşilin farklı tonlarına büründüğü için "yedi renkli göl" olarak anılan Eğirdir Gölü, ziyaretçilerini bekliyor.
Isparta'nın Eğirdir ilçesine adını veren, gün içinde rüzgar ve ışık nedeniyle mavi ve yeşilin farklı tonlarına büründüğü için "yedi renkli göl" olarak anılan Eğirdir Gölü, enfes manzarası ve plajları ile ziyaretçilerini bekliyor.
150'den fazla kuş türüne evsahipliği yapan Eğirdir Gölü, ilçedeki araştırma enstitüsünün 2006 yılından bu yana yaptığı çalışmalarla bir tür tatlı su ıstakozu olan kerevitin merkezi konumuna geldi.
"Yedi renkli göl" olarak da adlandırılan Eğirdir, bu unvanını gün içerisinde rüzgar ve ışık nedeniyle suyunun mavi ve yeşilin farklı tonlarına bürünmesine borçlu.
Göldeki ada Atatürk'e hediye edilmişti
Gölde yer alan Can ve Yeşil adaları ise gölün manzarasına eşsiz bir güzellik katıyor. Ana karaya bir köprü ile bağlanan Can Ada, 1933'te belediye encümeni kararıyla ilçeyi ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk'e hediye edildi. Atatürk'ün ölümünden sonra mirasçıları tarafından yeniden Eğirdir Belediyesine bağışlanan ada, çadır ve piknik alanlarının yanı sıra balık restoranlarıyla ziyaretçilerine göl manzarasında yemek keyfi sunuyor.
Yüzmeye elverişli olan ve çevresinde çok sayıda plajın bulunduğu göl, özellikle yaz aylarında serinlemek isteyen binlerce kişinin gözde adreslerinden biri. Gölü tepeden gören Akpınar köyündeki seyir terası ise hatıra fotoğrafı çektirmek isteyenlerin uğrak mekanlarından biri haline geldi.
Yılda 25 bin kişi ziyaret ediyor
Eğirdir Belediye Başkanı Ömer Şengöl yaptığı açıklamada, Eğirdir Gölü'nün iklimi, doğal güzellikleri ve eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerine güzel anlar yaşattığını ifade etti. İlçenin her yıl ortalama 25 bin kişi tarafından ziyaret edildiğini belirten Şengöl, amaçlarının bir marka haline gelmiş Eğirdir Gölü'nün bu değerinin artmasına katkı sağlamak ve yeni yatırımlarla ilçeye gelen ziyaretçi sayısını artırmak olduğunu kaydetti.
Şengöl, adada yer alan Aya Stefanos Kilisesi ve Eğirdir Kalesi'nin tarih meraklılarına uygun bir ortam sağladığını, adadaki çadır ve karavan alanlarının da doğaseverleri beklediğini belirtti.