Halk arasında Eskişehir taşı, beyaz altın, patal, denizköpüğü, aktaş gibi isimlerle anılan lületaşının dünya rezervlerinin çok büyük bölümü Eskişehir sınırları içinde bulunuyor.
Geçmişi 5 bin yıla dayanan lületaşının nemi bünyesinde saklaması nedeniyle işlenip şekil verilmesi oldukça kolay.
Özellikle Eskişehir’in Alpu ilçesine bağlı Beyazaltın Köyü’nde bölge sakinleri tarafından çıkarılan lületaşı madeninin toprak altından alınması ise çok meşakkatli.
Doğma büyüme Eskişehirli olan Mehmet Özsalta 55 yaşında.
45 yıldır lületaşı madenciliği ile uğraşan Özsalta, oğluyla birlikte bu işi yapan 8-10 kişiden ikisi olduğunu söylüyor.
Bu iş şansa bağlı
Lületaşı madenini bulmak için 5 ila 15 metre derinlikte kuyular kazan köylülerin şansları her zaman yaver gitmiyor.
Bir kuyu açmanın bir ay kadar zaman aldığını söyleyen Mehmet Özsalta bazen ellerini atar atmaz lületaşını bulduklarını bazen de kuyuyu açtıkları gibi terk ettiklerini söylüyor.
“Taşı bulduğumuz zaman yorgunluk gidiyor”.
Yaptıkları işi canlı canlı mezara girmek olarak yorumluyor lületaşı avcısı köylüler.
Rezervlerin geçmiş yıllara göre çok azaldığını, mesleğin bugün sadece karın doyurduğunu söyleyen Mehmet Özsalta 5-10 yıl içerisinde bu işi yapan kimsenin kalmayacağını düşünüyor.
Oğluyla birlikte binbir zorlukla lületaşını toprak altından çıkartan Özsalta, elindekileri satmak için Odunpazarı’nın yolunu tutuyor.
Çıkan lületaşları kilo yerine tane hesabı ile satılırken, lületaşının talaşı bile değerlendiriliyor.
Topraktan vitrinlere uzanan yolculuk
Beyazaltın Köyü'nün geçimini lületaşı ile sağlayan sakinleri uzun uğraşlar sonucu lületaşına ulaşıyor. En büyük özelliği nemli bir yapıya sahip olması olan lületaşını kazanca dönüştürmek ise aynı zamanda zamanla yarış anlamına geliyor.Taşlar nemini kaybetmeden çuvallara yükleniyor ve şehir merkezine doğru yolculuk başlıyor. Lületaşının topraktan çıkarıldıktan sonraki serüveni bununla da sınırlı değil.
Köylüler tarafından uzun uğraşlar sonucu topraktan çıkartılıp şehre getirilen lületaşları, tarihi dokusunu halen koruyan Odunpazarı bölgesindeki lületaşı ustalarının eline ulaşıyor.
“Ben lületaşı aşığıyım”
Ustalara göre Odunpazarı bölgesi lületaşının kalbinin attığı yer.
Aile olarak 5 kuşaktır lületaşı ile uğraşan Behçethan Aktaş da bu düşünceyi savunanlardan.
Babası halen lületaşı ustalığı yapan Aktaş bu alanla ilgilenmeye çocukluk yaşlarda lületaşı ocaklarına girerek başlamış. Şimdilerde Eskişehir Geleneksel Lületaşı El Sanatları ve Kültür Derneği Başkanlığı yapan Aktaş lületaşıyla ilgili şunları söyledi:
“1967 senesinde Eskişehir’in Sepetçi Köyü'nde dünyaya geldim. Sepetçi ve çevresi lületaşıyla meşhur bir köydür. İşlenebilir en kaliteli lületaşı dünyada sadece Sepetçi ve civarındaki madenlerden çıkartılır. 5 kuşaktır lületaşıyla uğraşan ailenin son temsilcilerindenim. 6’ncı kuşağımız da şu an çalışıyor. Lületaşına gönül vermiş bir insanım, lületaşına aşık bir insanım. “
Hediyelik eşyadan kedi kumuna kadar birçok alanda kullanılıyor
Nadir ve zor bulunan bir maden olmakla birlikte birçok alanda da verimli bir cevher lületaşı. Lületaşıyla neler yapılabildiğini Behçethan Aktaş anlatıyor:
“Lületaşı magnezyum silisyum karışımı bir maden cevheridir. Pipo, biblo, tablo, tespih, bijuteri takımları gibi hediyelik eşyaların yapımında kullanılır. Güzel bir madenimizdir lületaşı. Emici özelliği sayesinde zehirli ve kötü kokuları, pis gazları çekme özelliğine sahiptir, bu nedenle fabrika bacalarında da kullanılabilir. Aynı zamanda emici özelliği sayesinde kedi köpek kumlarında da kullanılır.”
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu