Evlerinin dönüştürdükleri bir köşesini ya da boyayarak yeniledikleri mobilya ve ev eşyalarını sosyal medyada "Evde kal dönüştür" sloganıyla paylaşan kadınlar, bir yandan yaratıcılıklarını zorlarken, diğer yandan farkındalık oluşturuyor.
Geri dönüşüm ve dekorasyon koçu Tacihan Yongacı, sosyal medya hesaplarından kendisiyle irtibata geçen insanlara öncülük ederek ücretsiz destek veriyor.
"Her şeyi dönüştürerek yenileyebileceğimi keşfettim"
Yongacı, 2015 yılında kendi evinin koridorunu yenileyerek bu işe başladığını belirterek, şunları söyledi:
"2015'te bir sitede maskeleme bandıyla yapılan çalışmaları gördüm, bu çalışmalarla koridorumu yeniledim, sosyal medya hesabımdan paylaştım. Çok güzel tepkiler aldım. Bu süreçte bana gelen bütün soruları yanıtladım. Bu sayede insanlar beni takip ederek kendi evlerini kendileri yenilemeye başladı. Ben de bu süreçte kendimi geliştirdim. Her şeyi daha düşük maliyetlerle, dönüştürerek yenileyebileceğimi keşfettim. İnsanlar düşük bütçelere, örneğin 220 liraya evinin mutfağını yenileyebiliyor. Ya da 100 liraya dolabını çok güzel yapabiliyor ya da masasını mermer görünümüne dönüştürebiliyor. Artık evimizdeki çok sağlam ama renginden hoşlanmadığımız mobilyaların renklerini, dokusunu değiştirebiliriz. Mobilyalarımıza çıta, ayak, kulp takarak formunu şeklini değiştirebiliriz."
İnsanların, evlerini nasıl yenileyebileceklerini keşfettikten sonra, artık mobilya mağazalarından takım takım, aynı renk mobilya satın alma kavramlarından uzaklaştığını kaydeden Yongacı, "Bu süreçte herkes hayalindeki mobilyaya kavuştu. Mobilyacıdaki ürünlerden farklı bir şey istediğinizde hem ulaşabilmek zordu hem de daha maliyetliydi. Artık insanlar daha düşük bütçelere kendi evlerini hayalindeki gibi yenileyebiliyorlar. Ayrıca hiçbir kırığı çıkığı olmayan mobilyaların atılıp yenisinin alınması aile bütçesine zararlı. İnsanlar bu paraları vermek yerine başka ihtiyaçlarına harcıyor" dedi.
"İnternetteki videoları izleyerek her şeyi yapabiliyorlar"
Yongacı, koronavirüs salgını nedeniyle insanların evlerinde hiç yaşamadıkları kadar daha uzun vakit geçirdiklerine dikkati çekerek, "İnsanlar hem değiştirmek isteyip de değiştiremediği birçok eşyasını yenilemeye vakit buluyor, hem de ailecek yapacakları bir aktivite oluyor. Çok düşük bütçeler ve çok kolay tekniklerle değişim yapabilirsiniz. Artık bilgiye çok kolay ulaşabiliyoruz. İnternetteki videoları izleyerek her şeyi yapabiliyorlar. Mesela bir takipçimin güzel bir restoranı vardı. Tek bir duvar için usta çağırmış, usta 15 bin lira istemiş, takipçim o duvarı 250 liraya kendisi yaptı" dedi.
Mutfak dolaplarını yenilemek çok moda
İnsanların en fazla mutfak dolabı yenilediğini belirten Yongacı, "Ülkemizi saran, benim 'milli mutfak' dediğim mutfak dolapları aslında çok sağlam. Yenisini yaptırmak çok maliyetli. Boyandığında, kulpları değiştiğinde, çıta, ayna takıldığında 250 liraya yenileme yapıyorlar. Banyosunu, balkonunu koridorlarını yeniliyor, kağıtlarla dekopajlarla kaplıyorlar. Mutfak fayanslarını kırmak dökmek yerine stencil çalışması yapıyorlar. Doğru teknikle yaptıkları uygulamaları, yıllarca kullanabiliyorlar. Hem aile bütçesi korunuyor, hem de dünyaya da atık bırakmıyorlar. Biraz rulo, boya ve vernikle doğru tekniklerle bunları yapmak çok kolay" şeklinde konuştu.
Erkekler de yenileme projelerine ilgi duyuyor
Yongacı, bir sosyal sorumluluk projesi üstlenmiş gibi hissettiğini, hedefinin ise daha fazla insana ulaşmak olduğunu anlatarak, "İnsanlar bu süreçte evdeki mobilyalarını yenileyerek, gündemdeki problemlerden bir süre uzaklaşıyorlar. Mobilyalarını boyamaya başladıklarında hayal kurmaya başlıyorlar. Olumsuz durumdan uzaklaşmış oluyorlar. Ortaya çok güzel bir proje çıkınca bunu da kendileri yapınca motivasyonları arıyor. Bu süreçte evde kalalım dönüştürelim" dedi.
Salgından önceki döneme göre, kendisine danışan insanların arttığını aktaran Yongacı, çoğunluğu kadınlar olsa da erkeklerin de yenileme yapmak için kendisine başvurduğunu sözlerine ekledi.
"Bir evde mutlaka yapılacak bir şey vardır"
Bir süre önce Ege'ye yerleşen ünlü oyuncu Aslıhan Gürbüz de bugünleri ailesinin yanında evde eşyaları boyayarak geçiriyor.
Hem evde kaldığı süreci değerlendirdiğini hem de aslında halihazırda var olan ama eski diye ya da modası geçti diye kullanmaktan imtina ettiği şeyleri boyadığını belirten Gürbüz, "Ben zaten yaklaşık 1,5 senedir Ege'de küçük bir kasabada bu şekilde yaşıyorum. Şimdi insanlar benim bu yaşadığım hayata karantina diyor" dedi.
"Modern yaşadığımız için köreldik"
Gürbüz, herkesin kendi evinde kendine ait bir dünyası olduğunu ifade ederek, "Bir evde mutlaka yapılacak bir şey vardır. Malzeme yok, yeteneğim yok demesinler. Hepimizde ninelerimizden dedelerimizden gelme o alışkanlıklar var. Biz sadece birazcık modern yaşadığımız için köreldik. Birkaç denemeyle o eski alışkanlıklarımız geri gelecektir. Bir sürü şey yapılabilir, geri dönüştürebilir. Dönüşüm olamayacak kadar düzenli bir evse, ev düzenlenebilir, dünya eve sığar, yeter ki isteyelim bu süreçte. Ben bu dönemde ailemle birlikteyim, onların evindeyim. Ergenlik dönemimdeki komodinim vardı onu boyadım. Bir de lise yıllarında kullandığım ödev sehpam vardı. Onu boyuyorum" diye konuştu.
"Boyamak benim için terapi gibi oldu"
Tokat'ta yaşayan 55 yaşındaki ev hanımı Leyla Topçu, annesinin vefatının ardından 3 yıl önce boyama ile ilgilendiğini dile getirerek, "Boyamak benim için terapi gibi oldu. Parça parça evimi yeniledim. Salgın nedeniyle evde kaldığımız bugünlerde ise tuvaleti yeniliyorum. Boyuyorum, dekopaj kağıtları yapıştırıyorum. Sonuç çok güzel olacak. O kadar çok seviyorum ki bir gün korkarım sabah kalktığında eşim de kendini boyanmış bulacak" dedi.
"Hem evimizi yeniliyor hem de karamsar düşüncelerden sıyrılıyoruz"
Gaziantep'te yaşayan emekli öğretmen Serap Akalın ise bugünlerde boyama yaparak vakit geçirdiğini belirterek, "Ahşap boyama ve mobilya dönüşümüne ilgi duymam Tacihan Yongacı ile tanışmamla başladı. Virüs nedeniyle evlere kapandığımız bugünler ilaç gibi geldi. Çoğu şeyin değerini anladık. Evimizi unutmuştuk. Şimdi evimize özen göstermeye başladık. Daha hoş bir ortam için hem evimizi yeniliyor hem de karamsar düşüncelerden sıyrılıyoruz. 25 günde evimin birçok köşesine dokunuşlar yaptım. 'Atmıyoruz, yeniliyoruz' diyerek hem ev ekonomisine katkıda bulunuyoruz hem de 'ben yaptım' diyebileceğimiz bir eser meydana getirmenin keyfini yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.