Kimi eşinin ölümüyle, kimi rahatsızlığı, kimi de kendisini terk etmesi nedeniyle çocuklarıyla bir başına kalan babaların fedakarlıkları, duygulandırıyor.
"Evlat olmadan, baba olunmuyor"
Yüzde 40 engelli olan 51 yaşındaki Muharrem Mustafa Elecin , 2012 yılında eşini kaybetti. Eleci, o dönemde 3 yaşında olan kızı Gülsevim Elecin ile hayatı göğüslemeye başladı.
Baba Elecin, 9 yaşında olan kızına 6 yıldır hem babalık hem annelik yapmaya çalıştığını anlattı:
"Ben kızıma babalık yapmayı vefakarlık olarak görmüyorum. Bir babanın yapması gereken sorumlukları yerine getiriyorum."
Kızıyla bazen arkadaş, bazen baba, bazen anne, bazen bir dost olduklarını anlatan Elecin, kızı için her türlü mücadeleyi vermeye hazır olduğunu söyledi.
Belki bir anne kadar mücadele edemediğini ve kızına anne sevgisini veremediğini belirten Elecin, "Ben onda (kızımda) çok farklı duygular yaşadım. Allah’tan onu çok istedim ve Allah bana onu 41 yaşımdan sonra verdi. Bir evladım oldu, dünyaya o geldiği zaman o kadar çok sevinmiştim ki 'Yarabbim bana verdiğin evlat için sana teşekkür ederim' dedim. Ondan sonra baba olarak üzerime düşen vazifeleri onun için yapabildiğim zaman bununla övünüyor muyum hayır övünmüyorum. Aslında benim tek mutlu olduğum nokta onun başarılı olduğu zamandır" dedi.
"Baba olmak çok güzel bir duygu"
Ferdi Sinar, biri kız 3 çocuğu ile tek odalı evde yaşıyor.
Evlatlarının kahvaltısını hazırladıktan sonra işbaşı yapan, 3 tekerlekli el arabası ile çöp konteynerlerinden hurda ve şişe toplayan Ferdi Sinar, günlük yaklaşık 30 lira kazanıyor.
Baba Ferdi Sinar, 6 yıldır çocuklarını hiçbir zaman yalnız bırakmadı.
Eşinin 6 yıl önce 3 çocuğunu bırakarak evi terk ettiğini, hurda toplayarak çocuklarının geçimini sağladığını anlatan Sinar, bir baba olarak çocukları için mücadele devam edeceğini belirtti.
Çocuklarını çok sevdiğini belirten Sinar, sözlerine şöyle devam etti:
"Bütün babalar keşke böyle olsa. Ben bütün babaların böyle olmasını isterdim. Hiçbir anne evladını bırakmasın, hiçbir evlat öksüz kalmasın. Eşim çocuklarımı terk ettiğinde çok üzüldüm ama daha sonra bu duruma alıştık. Biz evlatlarımızla mutlu bir hayat sürüyoruz. Ben onlara hem anne oldum, hem baba oldum. Baba olmak çok güzel bir duygu."
Sinar, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü'nün çocukları için nakli ve nakdi yardımlarda bulunduğunu dile getirerek, "Allah devletimizden razı olsun" dedi.
Fedakar babanın 42 yıllık mücadelesi
Eşini trafik kazasında kaybettikten sonra, o dönem 3 yaşında olan zihinsel engelli oğluyla bir başına kalan Hüseyin Kahya da evladıyla hayata tutunma mücadelesi veriyor.
Zihinsel engelli oğlu Çağdaş Emrah Kahya'nın yüzde 73 zihinsel engelli olduğunu belirten Kahya, oğlunu çok sevdiğini ve onu 38 yıldır hiçbir zaman yalnız bırakmadığını söyledi.
Hayatını engelli oğluna adadığını anlatan Kahya, "Eşimin vefatının ardından 38 yıldır oğlumla beraber yaşamaya başladık. İyi ki oğlum doğmuş. Allah herkese böyle temiz, pırıl pırıl evlatlar nasip etsin. Ben bir babayım ama oğluma hem annelik, hem babalık yapmaya çalışıyorum. Belki annenin verdiği sıcaklığı ona gösteremiyorum ama ona her zaman yakın olmaya çalışıyorum" dedi.
Evin tüm yükü sırtında
Bir süredir eşinin rahatsızlığı nedeniyle üç çocuğu ve eşine bakmak zorunda kalan 30 yaşındaki Ali Açıkgöz de ailesi için mücadele veren bir başka baba.
"Kotiga" denilen iki tekerlekli aracıyla çöp koyteynerlerindeki atık kartonları toplayan Açıkgöz, ailesinin geçimini sağlamak için günlük 30 kilometre yol katediyor.
Ali Açıkgöz, maddi açıdan zor durumda olduklarını ancak ailesiyle huzurlu bir hayat sürdüklerini belirtti.
Eşinin rahatsızlığı nedeniyle çocuklarına da kendisinin baktığını söyleyen Açıkgöz, "Baba olmak çok güzel bir duygu. Ben onlar için gece gündüz var gücümle çalışıyorum. Her şey çocuklarım için" dedi.
Kaynak: AA