Çevrelerinde "Yörük kültürünün yaşayan çınarları" olarak bilinen Koçak çifti, bu kültürü tanıtmaya ve yaşatmaya çalışıyor.
Yörük kültürüyle bezeli yaklaşık 300 haneli köyün yaylarında, ömürlerinin çoğunu kıl çadırda kalarak ve hayvancılık yaparak geçiren, resmi törenlere, şenliklere yöresel kıyafetlerle katılan çift, yaylada kullandıkları araç, gereç ile kıyafetleri evlerinin bir odasında muhafaza ediyor.
Koçak çifti, evlerine gelen ziyaretçilerine sergiledikleri eşyaların tanıtımını yapıp Yörük kültürünü gelecek nesillere aktarmaya çalışıyor.
Neredeyse üstlerinden hiç çıkarmadıkları geleneksel kıyafetleri ve ördükleri kıl çoraplarla Türkiye'nin çeşitli illerinde düzenlenen programlara katılan Havva ve Hasan Koçak, ilerlemiş yaşlarına rağmen gençlik yıllarında olduğu gibi hayvanlarından da kopamıyor.
Koçak çifti, sabahın erken saatlerinde kalkıp bakımını üstlendikleri keçi ve oğlaklarla ilgileniyor.
"Teke yöresini yaşatan kadın seçildim"
Havva Koçak, hiç okula gitmediğini, okuma yazmayı kurslarda öğrendiğini söyleyerek, "Oğullarım kendilerine ev yapıp taşındıktan sonra bu ev de bize kaldı. Evin bir odasına eskiden Yörük çadırında kullandığım eşyalardan bulduklarımı astım, zaman içinde böyle müze haline geldi" dedi.
Odada Yörük kültürüne dair aranan her şeyin bulunabileceğini belirten Koçak, şöyle konuştu:
"Bunlar eskiden kullandığımız eşyalar, her işimizi bunlarla görürdük. 2015'te Burdur Valiliği tarafından Teke Yöresini yaşatan kadın seçildim. Yörüklük unutulmasın diye kentte düzenlenen törenlere, şenliklere kocamla geleneksel Yörük kıyafetlerimizle katılıyoruz. Yetkililer, bizi evimizden alıp, törenlere götürüyor. Bizde gittiğimiz yerde üzerimize düşeni yaparız. Gençliğimde her yıl çıkardık yaylaya. Şimdi yine çıkıyoruz ama diğer dünyada bize hayır olsun diye. Yaylalara gidip, kurdun, kuşun su içmesi için çeşme yapıyoruz. Eşimle çift sürdüm, harman dövdüm, dağlarda birlikte ağaç kestik, ekmek yaptık. Ne yaptıysak hep birlikte yaptık."
"Kendi çorabımı kendim örüp giyiyorum"
Hasan Koçak ise, ömrünün daha çok yaylada geçtiğini anlattı.
"Yörük kültürünü çok benimsediğimiz için unutulmaması için de çaba gösteriyoruz. Yörük kültürünü sergilemek için şenliklere, yaylalara devamlı gidiyoruz. Yöremizi temsil etmek için gidemeyeceğimiz yer yok. Yemeğimizden, deve ve inek sağmaya, peynir kurmaktan, börek açmaya bütün adetlerimizi sergileriz. Türkmenistan'a da gittik. Orada Yörük kültürüne ait ne varsa hepsini sergiledik. Bugün bile tahta tığla keçi kılından Yörük çorabı dokuyorum. Keçi kılından ayağı üşütmeyen Yörük çorabı bu. Yörükler devamlı böyle kıl çorap giyer. Kendi çorabımı kendim örüp, giyiyorum. Bunu tek tığla devamlı erkekler örer."
Kaynak: AA