Türkiye, son yirmi yılda yapılan yasa değişiklikleriyle bireysel özgürlükleri ve vatandaşların haklarını koruyan çok sayıda düzenlemeyi hayata geçirdi. Kimlik kontrolüne ilişkin düzenlemeler de bu değişiklikler içinde yer aldı. Bununla birlikte bazı kimlik kartlarının ‘resmi’ olduğuna ilişkin bilgi eksikliği sorunları yaşanıyor.
Resmi kimliklerde vatandaşlık numarasının yer alması zorunlu. Yürürlükteki mevzuat hükümlerince bir kişinin kim olduğunun ispatı niteliğindeki resmi kimlik kartları şunlar: TC Kimlik Kartı, resmi daireler veya iktisadı devlet teşekkülleri (KİT) tarafından verilen soğuk damgalı kimlik kartları, pasaport, evlenme cüzdanı (aile cüzdanı), askerlik belgesi, sürücü belgesi (ehliyet), Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen basın kartı, avukat, savcı, noter kimlik belgesi.
Tapuda, Noterde Kullanılabilir
Bu kartlar tapu işlemlerinden noterlik işlemlerine, okul kayıtlarından seçimlere kadar tüm resmi işlemlerde kullanılabiliyor. Sorun da burada başlıyor. Özellikle basın kartı gibi kimliklerle kamu kurumlarına girişlerde ya da resmi işlemler yaptırmak istendiğinde “kabul edilmemesi, TC Kimlik Kartı ya da ehliyet istenmesi” gibi durumlar yaşanıyor. 14 Aralık 2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Basın Kartı Yönetmeliği’nde de bu durum 5’inci maddede “Basın kartı, bu yönetmelikte belirtilen kişilere verilen resmi nitelikte bir kimlik belgesidir” ifadesiyle belirtilmesine rağmen basın kartının kabul edilmediği durumlara şahit olunuyor.
"Mevzuatta Dağınık Şekilde Düzenleniyor"
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülkerim Yıldırım ise açık bir düzenleme olmadıkça, kimlik kartı yerine geçen kart veya belgelerin yorum yoluyla genişletilemeyeceğini belirterek şunları söylüyor:
“Hukuki işlem güvenliğinin sağlanarak kişilerin gerek şahıs varlıklarının gerekse malvarlıklarının korunması bakımından bu hususta hassas davranılması bir zorunluluktur. Hukukumuzda anılan sorunu topluca çözüme kavuşturan tek bir kanun hükmü söz konusu değil. Konuyla ilgili hükümler, mevzuatımızda dağınık bir şekilde yer alıyor. Uluslararası aile cüzdanı, pasaport, sürücü belgesi de kimlik kartı hükmünde kabul edilmektedir. Yine bazı kurum ve kuruluşlarca verilen mesleki kimlik kartları da kendi mevzuatlarında resmi kimlik hükmünde kabul edilmektedir. Örneğin, Noterlik Kanunu’na göre noterlere Türkiye Noterler Birliği tarafından verilen kimlik kartı, Avukatlık Kanunu uyarınca verilen avukat kimlikleri, Hakimler ve Savcılar Kanunu’na göre hâkim ve savcılar ile yüksek yargı organı mensuplarına verilen mesleki kimlik kartı, Basın Kanunu uyarınca verilen basın kartı (turkuaz basın kartı), resmi nitelikte bir kimlik belgesidir.”
Ceza ve Tazminat Hakkı Doğurur
Yıldırım, daha önce Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı tarafından yayınlanan ve sınava girerken kimlik olarak ‘sadece nüfus cüzdanı ve pasaportun kabul edileceğini bildiren’ düzenlemenin Danıştay 8. Dairesi tarafından iptal edildiğini anımsatarak sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Resmi makamlar ve kolluk görevlileri kimlik tespiti yaparken hukuk düzenindeki normları bir bütün olarak dikkate almalı ve buna uygun hareket etmelidirler. Resmi ve özel kuruluşlarda görev yapanlar, özel kanun hükümleriyle resmi kimlik niteliğinde kabul edilen belge veya mesleki kimlik kartlarını hukuken ‘resmi kimlik’ olarak kabul etmek zorundadır. Aksi takdirde ilgilinin şikâyeti üzerine, ‘işlemi gerçekleştirmeyen görevlinin idari veya cezai sorumluluğuna gidilmesi’ mümkündür. Öte yandan işlemin gerçekleştirilmemesi veya geç gerçekleştirilmesi yüzünden zarar gören kişinin tazminat davası açma hakkı da saklıdır.”
Akıllı Kartlarla Değişecek
Doç. Dr. Yıldırım, tapu, noter, banka gibi bazı kurumların akıllı kimlik kartının elektronik kimlik doğrulama özelliğini de kullanarak işlem yapmaya başladığını belirterek, önümüzdeki beş, on yıllık süreçte, akıllı kimlik kartlarının tüm işlemlerde kullanılacağını ifade etti. Yıldırım, bu özelliğin, hukuki işlem güvenliğini de sağlayacağını sözlerine ekledi ve diğer kimlik kartlarının kullanımının azalacağına dikkat çekti.
Kimlik Sorma Yetkisi Olanlar
Öte yandan yine hukuk devleti ilkeleri ve yasalar gereği, kimlik sormak da keyfi olarak yapılamıyor. Kolluk gücü, bir kişiye kimlik kontrolü yapacağı zaman, önce kendi görev kimliğini göstermek ve kimlik kontrolünün amacını söylemek zorunda. Bunu yapmaması durumunda vatandaşın kimlik gösterme zorunluluğu bulunmuyor. Kimlik sorma, kontrolünü yapma işlemi ise ancak mevzuatta bir yetkilendirme yapılması ve görev ifasına dayanan bir neden olması durumunda yapılabiliyor.
Polis ve jandarma gibi kolluk kuvvetleri kimlik denetimi yapabilir. Bekçilerin de ayrı bir düzenleme yapılmamasına rağmen, ‘Çarşı ve Mahalle Bekçilerinin Vazifeleri ile İlgili Olarak riayet Etmeleri Gereken Hususları Gösterir Yönetmeliğin 16. Maddesindeki “Bekçiler bölgeleri içinde dolaşan şüpheli şahsıları takip eder ve hüviyetlerini araştırırlar” hükmü nedeniyle, kimlik sorabilecekleri yorumları yapılmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü İzmir’de yaşayan bir olay nedeniyle, 2018 yılında kamuoyuna bu yönde görüş açıkladı.
Zabıta, Özel Güvenlikçi Kimlik Kontrolü Yapamaz
Belediyelerin denetim işlerinden sorumlu memurları olan zabıtalar, firmalarda çalıştırılan özel güvenlik görevlileri kimlik kontrolü yapamaz. GSM hattı düzenlenmesi gibi durumlarda kimlik ibrazı istenmesi ya da fatura düzenlenmesi için kimlik kartı talep edilmesi ise “kimlik kontrolü” kapsamına girmiyor. Rızaya dayalı bir alışveriş olarak görülüyor.