Yaş 35 yolun yarısıydı. Anaokulu öğretmeni Gülay Salman için de hayatının dönüm noktası oldu.
35 yıl boyunca sağlıklı bir hayat sürdü. Her zaman söylenen o "Yarın kimsenin engelli olmayacağının bir garantisi yok" sözünü de en yakından yaşadı.
15 yıl boyunca sağlıklı bir birey olarak anaokulu öğretmenliği yaptı Gülay öğretmen, felç geçirdiğinde de bırakmadı, yine görevinin başındaydı.
"Bebek gibi yürümeyi, konuşmayı öğrendim..."
Normal bir sabaha uyanıp rutinlerini yaptı, öğretmenlik yaptığı okula gitti. Aniden yükselen tansiyonu hayatını kökten değiştirdi. Konuşamadı, yutkunamadı, arkadaşlarının "İyi misin?" sorularına yanıt veremedi. Bir anda felç geçirdi.
Sağlıklı olarak devam ettiği hayatı bir anda tam tersine döndü. İki hayatı da tek yaşama sığdırdı.
60 gün hastanede kaldıktan sonra serüveni başladı. 2 yıl boyunca yatağa bağımlı hasta olarak ilerledi yaşamı... Gülay Salman o günleri "Bebek gibi yürümeyi, konuşmayı öğrendim" sözleriyle özetledi.
Öğrendiği bir diğer şey de hayat sevgisiydi...
"Ben felç olduktan sonra şöyle bir karar aldım, hayata daha olumlu bakmak istedim, insanlara çok yararlı olmak istedim. Çocuklarıma örnek olmak istedim. Bütün topluma faydalı işler yapmak istedim. O yüzden hiç pes etmedim."
Çevresinden ve ailesinden gördüğü destekle hayata daha da sıkı tutundu. "Yatarak bir yere varamayacaksın" diyerek kendini motive ettiğini söyleyen Salman, sol tarafının felçli kalmasına rağmen pes etmedi, sol tarafımla ne yapabilirim diye araştırmalara koyuldu.
Sabunlar yaptı, dekor için minik heykeller hazırladı. Çevresinden gördüğü destekle festivallere katıldı, ürünlerini sattı.
İyi insanlara denk geldiğini anlatan Salman, kadın girişimci olmaya da böyle başladı. Senelerce çeşitli festivallerde ürünlerini sattı, yeri geldi dalga geçildi ama o vazgeçmeden devam etti.
"Ne yapabildiysem, tek elimle o kadar oluyor. İnsan istiyor daha güzel şeyler üreteyim. Daha güzel şeyler yapayım."
Engelliler için 10 tekerlekli sandalye aldı
Festivallerden kazandığı parayla ve edindiği çevreyle daha büyük işlere gözünü dikti Salman, 10 tane tekerlekli sandalye aldı. Sosyal sorumluluk projelerine katıldı. "Bu iş çok güzel gidiyor insanlara faydalı oluyorum, örnek oluyorum. Çocuklarıma örnek oluyorum" diyerek daha da ilerisini hedefledi.
Hem arkadaşı hem meslektaşı olan Sevgi Hanım'la birlikte Sevgi Melekleri Engelsiz Platformu'nu kurdu. Engelli çocuklara ücretsiz eğitimler vermeye başladı, onları da hayata bağlamayı amaç edindi.
"Biz engelliyiz ama aklımız, zekamız, yeteneğimiz çok farklı"
Özel çocuklara semazen eğitimleri, tiyatro dersleri, atölyeler kurdu. Çocukların mutluluğunu gören Salman, onlardan güç alarak kendisine özel çocuklar için sınıf kurdu.
"Çocuklar da çok mutlu oldu çünkü kendini yeteneklerini kanıtladı. Dedim süper o zaman. İlerlemek istedim, buraya ufak bir sınıf kurduk. Her çocuğun yeteneği farklı olduğu için kimisi atölyeye giriyor. Kimisi de sahne gösterilerine katılıyor. Çocukları sosyal hayata sokmak istedim. Her ortama elimden geldiği kadar götürmeye çalışıyorum."
Evlere kapanmanın çözüm olmadığını vurgulayan Salman, "Biz engelliyiz ama aklımız, zekamız, yeteneğimiz çok farklı. Ben sağ tarafımı kullanamıyorum ama sol elimde yapabildiğim şeyleri yapıyorum, siz de biraz cesaret edin" dedi.
Salman, baston kullanan engelli bir öğretmen olduğu için "Sen öğretmen misin?" tepkilerine maruz kaldığını dile getirdi.
En büyük hayalinin kooperatif kurmak olduğunu söyleyen Salman, "Engelimize uygun iş istiyoruz. Engelsiz bir dünya istiyoruz" dedi.