Birçok göçmen kuşun konaklama ve geçiş güzergahında yer alan Anadolu, yüzlerce yıldır leyleklere de güvenli liman oluyor.
Gelişleriyle baharın müjdecisi sayılan, atasözleri ve deyimlere konu olan leylekler, şubat ayından itibaren sürüler halinde göçmeye başlıyor. Anadolu insanının hayvan sevgisi ve doğaya verdiği değer, leyleklerin geçiş yollarına yuva kurmasını da kolaylaştırıyor.
Belirledikleri uygun noktalarda konaklayan leylekler, yuvalarında ilkbahar ve yaz ayları boyunca yavruluyor. Bu döngünün her yıl tekrarlandığı yerlerden biri de Isparta'nın Şarkikaraağaç ilçesinde Beyşehir Gölü kıyısındaki 600 nüfuslu Gedikli köyü.
Köy sakinleri, her yıl aynı direğe yuva yapan iki leyleğin bu sene de gelişiyle sevinç yaşadı.
"Leyla" ve "Mecnun" adı verildi
Leyleklerin yuvadaki hareketlerini köy sakinleri ilgiyle izliyor. Yuvalarını onaran, birbirlerine adeta sevgi gösterisinde bulunan leylekler, bundan dolayı köylüler tarafından "Leyla" ve "Mecnun" olarak adlandırılmış.
Köyün maskotu haline gelen iki leyleğin kuluçkaya yattığı yuva özenle korunuyor. Köyde büyüğünden küçüğüne leyleklere gösterilen ilgi, Anadolu insanının hayvan sevgisini gösteren en güzel örneklerden biri.
Köy muhtarı Abdulkadir Yıldırım, birbirlerini çok sevdiklerini düşündükleri leylek çifte "Leyla" ve "Mecnun" adını verdiklerini söyledi.
İlkokula gittiği yıllarda köye çok sayıda leylek göçünün olduğunu ancak son 15 yıldır sadece bir leylek çiftinin köye geldiğini belirten Yıldırım, her yıl aynı yerde yuva kuran bu leyleklerin üzerine titrediklerini ifade etti.
"Birbirleriyle dans ediyor gibi hareketler yapıyorlar"
Leyleklerin gelişini köylülerin merakla beklediğini dile getiren Yıldırım, "Köylülerin en büyük sevinci oluyorlar. Bir isim koyalım diye düşündük. Bu leylekler sürekli birbirleriyle dans ediyor gibi hareketler yapıyorlar, gagalarıyla birbirlerine dokunup ses çıkarıyorlar. Bu da bizim çok hoşumuza gitti. Birbirlerini çok sevdiklerini düşünerek adlarını 'Leyla' ve 'Mecnun' koyduk. Köyün sevgilisi oldular. Köylüler zaman zaman gelip onları rahatsız etmeden uzaktan izliyor" diye konuştu.
Köylülerin geçen yıllarda yuvadan düşen yavruları balıkla beslediğini ifade eden Yıldırım, yuvaya yakın evlerde oturan köylülerin leylekleri rahatsız etmemek için çatıya dahi çıkmadıklarını söyledi.
Yıldırım, "Onları komşuları gibi görürler. Köyümüzün neşesi gerçekten. İnşallah yıllarca gelmeye devam ederler" dedi.
"Kalan iki leyleğe gözümüz gibi bakıyoruz"
Köyde çiftçilikle uğraşan 88 yaşındaki Burhan Yıldız da çocukluk yıllarından bu yana köyün leylek sürülerine ev sahipliği yaptığını belirtti.
Bu kuşların sevgisiyle büyüdüğünü dile getiren Yıldız, şöyle konuştu:
"Leylekler tarıma zarar veren hayvanları toplayan, çok faydalı bir kuş. Mart ayında gelip temmuz-ağustos gibi gidiyorlar. Köyümüzde kala kala iki leylek kaldı. Bu iki leyleğe de gözümüz gibi bakıyoruz. Onları çok seviyorum. En büyük mutluluğum sabah kalkınca pencereden onları izlemek. Leyleklerin köyümüzü terk etmemesini istiyorum. Birbirleriyle dans etmeleri, ses çıkarmaları çok hoşuma gidiyor. Bazen hanım bana 'Leylekleri daha çok seviyorsun' diye şaka yapıyor. Ben de 'Seni de seviyorum, leylekleri de' diyorum. Köyümüze neşe katıyorlar."
Burhan Yıldız, 3 yıl önce yuvadan düşen üç yavru leyleği kendi imkanlarıyla beslediğini, kendisine alışan leylekleri doğaya salmakta oldukça zorlandığını dile getirdi.