Ayşenur Ulutaş ve Seval Taşdemir hem İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğrencisi olarak profesyonel birer astronom adayı, hem de 30’uncu yılını kutlayan, astronomiyi halka sevdirmek için de çeşitli etkinlikler yapan İstanbul Üniversitesi Amatör Astronomlar Kulübünün birer üyesi.
Bize pandemi öncesinde yaptıkları halka açık etkinliklerde de kullandıkları teleskopları, planetaryumu ve gökyüzü gözlemciliğinin tarihine tanıklık eden müzeyi gezdirirken sorularımızı yanıtladılar.
Taşdemir, amatör ve profesyonel gökyüzü gözlemi arasındaki farkı şöyle açıklıyor:
“Profesyonel gökyüzü gözlemi dediğimiz zaman, bunun bir amacı olması lazım. Yani bilime katkı sunmak amacıyla yapılan gözlemlerdir ama söz konusu amatör gökyüzü gözlemiyse bu daha çok hobi olarak yapılan bir şey.”
Amatör gökyüzü gözlemine nasıl başlanır?
Ulutaş amatör gözlemcilikte ilk adımın temel kavramları öğrenmek olduğunu belirterek, şöyle devam ediyor:
“Mesela kadirler ne demektir? Yıldızların parlaklıklarını biz kadir ölçeği ile belirleriz. Bunları bilmek, birazcık daha harita kullanımını, gök haritası kullanımını öğrenmek size fayda sağlayabilir. Bunun dışında ufak çaplı bir dürbün ya da teleskop benzeri aletlerinizin olması sizin için daha zevkli hale getirecektir olayları. Ben bu işi, üniversiteye başladığımdan beri yapıyorum. Bunun dışında çok çok daha amatör bir şekilde hiçbir alet olmadan sadece gökyüzünü çıplak gözle gözlemlediğim olmuştur.”
Ulutaş’ın amatör gökyüzü gözlemcilerine bir de tavsiyesi var:
“Takımyıldızlarını bilmek onlar açısından çok iyi olacaktır, avantajlı olacaktır. Biz gökyüzünü 88 adet yapboz parçası gibi takımyıldızlarına böldük ve bunları bilmek size gök haritasını daha kolay öğretebilir. Yıldızların yerini, galaksilerin yerini, hangi takımyıldızı içerisinde yer aldığını bilirsek çok daha rahat bulabiliriz bunların yerlerini.”
Gökyüzü gözlemi için uygun zaman ve mekânı seçmek
Basit gökyüzü olaylarının zamanı Gök Yıllığı’ndan takip edilebilir ama bu olayları izlemek için uygun mekânı da seçebilmek gerekiyor.
Ulutaş, çıplak gözle gökyüzüne baktığımız zaman altıncı kadire kadar bütün yıldızları görebileceğimizi ama şehir ışıklarının gökyüzü gözlemi açısından kötü bir faktör olduğunu söylüyor.
“Gökyüzü gözlemi yaparken kullandığımız tek veri ışık. Bu yüzden bizim iyi ışık almamız, gözlemler içerisinde ve cisimleri görmemiz açısından çok önemli. Gece gökyüzünü gözlemlemek için Ay kötü bir faktör diyebilirim. Eğer Ay’ı gözlemlemiyorsak tabii ki. Ay, ışığı çok fazla yansıttığı için diğer yıldızlardan gelen ışıkları almamızı engelliyor. Bu yüzden Ay’ın olmadığı, daha hilal evresinde olduğu günlerde daha net gözlem yapabiliriz.”
Amatör gözlemciler bilime katkı sağlayabiliyor
Taşdemir, amatör gökyüzü gözlemi yapanların literatüre ve astronomiye önemli katkılar sağladığını da söyleyerek, “Bazen tesadüfen bile keşfettikleri gök adalar olabiliyor, kuyruklu yıldızlar oluyor ve bunlar da literatüre katkı sağlıyor, kataloglara ekleniyor” diyor.
Gökyüzü gözlemine ilgi artıyor
Taşdemir, gelişen teknolojinin gökyüzü gözlemine etkisini ise şu örnekle anlatıyor:
“Eskiden şu kadarını söyleyeyim, çok büyük, daktilo tarzında bir hesap makinesi ile işlem yapmanız gerekirken şimdi sadece elinizin altında bilgisayarla, yazdığınız sadece bir kodla bile o işlemi yapabiliyorsunuz.”
Gözlem yapmak kolaylaştıkça ve uzay çalışmaları hız kazandıkça ilgi artıyor mu? Ulutaş’ın bu soruya yanıtı da şöyle:
“Bilmediğimiz koskoca bir evren var ve biz bunu araştırmak için birazcık açız açıkçası. Biz şu an daha popüler olduğunu şuradan anlayabiliyoruz: Sosyal medya mecraları üzerinde çok fazla astronomi hesapları açıldığını görüyoruz. Buradan da halkın astronomiye aslında ne kadar aç olduğunu, ne kadar sevgi duyduğunu, ilgi duyduğunu anlayabiliyoruz.”
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu