"İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir/Anadolu'da toprak damlı bir evde/Gülcemal üstüne türküler söylenir/Süt akar cümle musluklarından/Direklerinde güller tomurcuklanır/Anadolu'da toprak damlı bir evde çocukluğum/Gülcemal'le gider İstanbul’a/Gülcemal'le gelir."
Usta şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun dizelerine konu olan Gülcemal’in Türk denizcilik tarihinde özel bir yeri var. Hizmet verdiği 75 yıl boyunca birbirinden önemli tarihi olaylarda görev yaptı.
İlk adı: Germanic
Gülcemal’in öyküsü, Birleşik Krallık’ın Belfast kentinde başladı. Trajik sonuyla hafızalara kazınan Titanic gemisini de inşa eden White Star Line şirketi tarafından Harland and Wolff Tersanesi'nde 1874’te yapıldı. 15 Temmuz 1874’te “Germanic” adıyla kızaktan indirildi. Germanic, teknik özellikleri bakımından dönemine göre kusursuz bir gemiydi. Pervaneli ilk nesil transatlantiklerden biriydi. İstenildiğinde yelken açabilecek donanıma bile sahipti. 142 metre uzunluğundaki Germanic, iki bacalı ve dört direkliydi.
Germanic, ilk seferini Liverpoll Limanı’ndan New York’a 30 Mayıs 1875’te yaptı. Daha sonra aynı güzergahta yolcularını taşımaya devam etti. Hatta bu seferler sırasında Atlantik Okyanusu’nu en kısa sürede kat eden gemilere verilen “Mavi Kurdele” ödülünü kazandı. 1905 yılında Dominion Line şirketine satılan Germanic, “Ottawa” adını aldı. Böylece iki kıta arasında göçmen taşımak amacıyla kullanılmaya başlandı.
Osmanlı’nın Gülcemal'i
Bu kusursuz transatlantiğin kaderi, 1911’de Osmanlılar tarafından satın alınmasıyla bir kez daha değişti. 25 bin 100 altın liraya satın alınan Germanic’e, Sultan V. Mehmet Reşat’ın annesinden esinlenilerek “Gülcemal” adı verildi. Gülcemal, “gül çehreli, gül gibi güzel” anlamına geliyordu. O sırada 37 yaşında olan Gülcemal’in ilk görevi Türk askerlerini Yemen’e taşımaktı. Daha sonra Karadeniz’e posta seferleri yaptı. Sultan V. Mehmed Reşat, Rumeli seyahatine Gülcemal’le çıktı. Balkan Savaşı’nda Osmanlı’nın geride kalan askerlerini Rumeli’den getiren de yine Gülcemal’di.
Birinci Dünya Savaşı’nın zor koşullarında Gülcemal bu kez hastane gemisi olarak hizmet verdi ve savunma amaçlı olarak silahlandırıldı. Hatta o sırada Gelibolu’dan İstanbul’a dönerken bir İngiliz denizaltısı tarafından torpille vurularak pruvasından yara aldı. Tüm yurdun topyekûn tek vücut olduğu Kurtuluş Savaşı yıllarında Gülcemal yine önemli görevler üstlendi. Aralarında 9. Ordu Kumandanı Kazım Karabekir’in de olduğu birçok önemli ismi Anadolu’ya taşıdı.
ABD’ye giden ilk Türk gemisi
Gülcemal, savaş yıllarını geride bıraktıktan sonra kıtalararası yolculuklarına tekrar başladı. Rum bir işletmeci tarafından kiralanarak New York’a 4 sefer düzenledi. 31 Ekim 1920’den başlayarak, savaşı geride bırakıp Yeni Dünya'ya gitmek isteyen göçmenleri taşıdı. İçlerinde pek çok Türk de vardı. Ancak bu seferi özel kılan, ilk defa bir Türk gemisinin ABD’ye gitmesiydi. Üstelik süvarisi de bir Türk olan Lütfi Kaptan’dı.
Gülcemal, New York Limanı’na ulaştığında kendisini görmek isteyenlerin akınına uğradı. Bu seyahat, iç ve dış basında büyük yankı uyandırdı. Hatta 12 Ekim 1920 tarihli New York Tribune gazetesinde Gülcemal’in hikayesi anlatıldı. Gülcemal ve Lütfi Kaptan bu başarılı seferin ardından 3 kez daha ABD’ye gitti. Lütfi Kaptan, Gülcemal’e gönülden bağlıydı. Öyle ki evi için aldığı boyayı bile Gülcemal'e kullanmıştı.
Atatürk'ü de pek çok kez ağırladı
Ve Cumhuriyet yılları... Gülcemal, Cumhuriyet döneminde de önemli görevler üstlendi. İsmet Paşa ve beraberindeki heyeti Lozan’dan İstanbul’a getirdi. Yine Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan nüfus mübadelesinde aktif görev aldı. Selanik ve Girit’ten Türkiye’ye gelen mübadilleri İstanbul, İzmir ve Karadeniz limanlarına taşıdı. Mübadilleri taşıdığı bu sefer sırasında acı tatlı bir sürü olaya tanıklık etti.
Tüm bunlardan sonra Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de yolcu taşıyarak macerasına devam etti Gülcemal. İstanbul-Trabzon seferleri sırasında her limana uğradığından halk arasında Gülcemal’le ilgili deyimler bile üretildi. Karadeniz halkının günümüzde de kullandığı “Gülcemal gibi her limana uğramadan gel” deyimi o günlerden yadigar.
Gülcemal, Mustafa Kemal Atatürk’ü de pek çok kez ağırladı. Hatta 1926’daki Mudanya seferi sırasında Atatürk, Gülcemal’den duyduğu memnuniyeti vapurun hatıra defterine yazdığı takdir yazısıyla ifade etti. Atatürk, 1934’te İran Şahı Rıza Pehlevi’yi de Gülcemal’de misafir etti.
Şairlere, ressamlara, yazarlara ilham veren Gülcemal, onca büyük görevden sonra 1937’de emekliye ayrıldı. Uzun süre Haliç’teki Taşkızak Tersanesi’nde demirli kaldı. 1950’de ise bir İtalyan firmasına satıldı. Gülcemal’in büyük macerası böylece sona erdi.
Haber: Mine Yagıcı Çiftci