Gülümbe Köyü'nün 800 yıllık hamamına imece usulü bakım

Bilecik Gülümbe Köyü'nde 1200'lü yılların başlarında yaptırılan hamamın bakım, onarım ve temizliği yüzyıllardır köy sakinleri tarafından imece usulüyle yapılıyor.

Şehir merkezine 7 kilometre uzaklıkta bulunan 206 haneli köyün girişinde, ata yadigarı tarihi hamam, düğün ve diğer özel günlerde de yöre halkının gelenek ve göreneklerinin önemli bir parçası olarak kullanılıyor.

Hamamı her gün bir aile yıkıyor

Köy muhtarı Ali Osman Kaya, atalarından dedelerinden görüp yaşattıkları geleneği devam ettireceklerini söyledi.

Kaya, hamamın içinde iki soyunma odası, yıkanma alanı ve küçük bir temizlik odası olduğunu söyledi:

"Geçmişte Emine Hatun, köy camisi ve 2 kilometre uzunluğunda mezarlığa kadar giden ana kaldırım taşları yaptırmış. Bunun yanında 1200'lerde bu hamamı da yaptırmış."

Göz bebekleri olarak gördükleri hamamın temiz kalması ve tarihi niteliğini yitirmemesi için ecdadın farklı bir çare bulduğunu ve kendilerinin de yıllardır bu geleneği sürdürdüklerini anlatan Kaya, şöyle konuştu:

"Hamamı her gün bir aile yıkar, temizliğini yapar. Gündüzleri sabah 08.00 ile 17.00 saatleri arası kadınlar, akşam 20.00'den sonra da erkekler yıkanır. İmece usulü olarak her gün bir aile hamamdan sorumludur. Sırası gelen önceden bilir ve hazırlığını yapar."

Köylüler geleneği sürdürecek

Hamamda temizlik sırasının kendisinde olduğunu söyleyen Yakup Kaplan ise "Sıra bu akşam bize geldi. Temizliğini yapacağız, hamamı yakacağız. 3 ayda bir sıra geliyor. Bütün arkadaşları bu akşam bekliyoruz" dedi.

Üç yıl önce evlenen ve tarihi hamamda damatlık banyosu yaptırılan Mustafa Çam da, bunun kendisi için unutulmaz bir hatıra olduğundan bahsetti. Ayrıca düğünlerdeki hamam geleneğini ise şöyle anlattı:

"Düğün günü sabah erkenden kalkılır, kahvenin önünde birkaç tur oynanır. Sonra köyün gençler gelir ve toplu bir şekilde hamama gelinir. Damat hamamda yıkanır, arkadaşları onu yıkar. Gençler de hamamın önünde oynar. İhtiyarlar camiden gelince damat hamamdan çıkar. Dualarla üstü giydirilir. Yüzyıllardır dedelerimiz at üstünde geliyormuş, şimdi biz 'Seymen' ile geliyoruz. Bu böyle geldi böyle gidecek."

Kaynak: AA