Kimi nota bile bilmeyen köy okulundaki çocukları konservatuara hazırladı kimi hayatında bilgisayar görmemiş çocuklardan teknoloji şampiyonları çıkardı. Kimi ise çobanlık yapmaktan başka şansı olmayan gençlerin kaderini değiştirdi...
Maltepe Üniversitesi, Türkiye’nin fedakar öğretmenlerine vefa borcunu ödemek için 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde “Pes Etmeyen Kahramanlar”ın başarı hikayelerini ölümsüzleştiriyor. İzmir, Muş ve Şırnak’ta öğrencilerin kaderini değiştiren öğretmenlerin, başarı sırları ortaya çıkarıldı.
Anadolu’da görev yapan, fark yaratan öğretmenlerin eğitim mucizeleri üç kısa film ile ekrana taşındı. Üç ayrı şehirde, günler süren çekimlerde kameranın karşısına geçen öğrenciler, kahramanlarının hikayelerini ve değişen hayatlarını anlattı.
İşte o öğretmenler ve hayatları değişen öğrencilerin hikayeleri…
Gözleri engel olmadı
Muş’un Yarpuzlu Köyü Ortaokulunda görev yapan, yüzde 99 görme engelli Caner Keser’i, 10 yaşındaki öğrencisi İlknur Kılıç anlattı.
Keser, engelli tayini hakkından yararlanmayarak doğudaki köy okullarında görev yapmayı kendi isteğiyle seçen, idealist bir müzik öğretmeni. O, öğrencilerine müziğin gücüyle yaklaşıyor, nota dahi bilmeyen çocukları eğiterek konservatuvar sınavlarını kazanmalarını sağlıyor.
Caner öğretmen, Muş’un Yarpuzlu Köyü’nde hayatında ilk kez müzik öğretmeni gören çocuklarla koro kurdu, nota öğretti. Köye sazını ve piyanosunu getirdi, ilk kez enstrüman gören çocukların dünyasına ışık oldu.
5. Sınıf öğrencisi İlknur Kılıç, öğretmenine olan sevgisini şöyle anlatıyor:
“Öğretmenimiz engelli olmasına rağmen biz hiçbir engel hissetmedik. O söylerdi, biz yazardık. Müziği o kadar çok sevdim ki, köyümüzde lise olmamasına rağmen Muş’taki Güzel Sanatlar Lisesine hazırlanıyorum. Büyüdüğümde Caner öğretmenimin izinden gidip, müzik öğretmeni olmak istiyorum.”
Çobanlıktan öğretmenliğe…
Şırnak’ın Balveren Beldesi’nde bir grup gönüllü köy öğretmeninin yarattığı mucizeyi ise, babası gibi çobanlık yapacakken, artık bir üniversite öğrencisi olan öğretmen adayı Sevda Bayık anlattı.
Balverenli gönüllü öğretmenler, 90 metrekarelik bir ahırı kendi imkanlarıyla kütüphaneye çevirdi. Liseyi bitirdikten sonra hayvancılıktan geçim sağlayan ailelerine yardım etmekten başka seçenekleri olmayan gençleri ikna ederek, bu kütüphaneye getiren öğretmenler, yoğun bir üniversite sınavı hazırlık programı yürütüyor.
Şırnak Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünün destek verdiği kütüphanenin gönüllü öğretmenleri Umut Bayram, Aydın Fidan, Orhan Artuç, Halide Yıldız, Aysel Yıldız, Rıdvan Artuç ve Fuat Sidar’ın hayali, beldenin tüm çocuklarının üniversite diploması alıp, meslek sahibi olması.
Bu uğurda yıllardır gençleri üniversite giriş sınavına hiçbir maddi karşılık almadan hazırlıyorlar.
Kütüphane öğretmenlerinden Orhan Artuç, “Biz köyümüze bir hizmette bulunmak istedik. Kendi imkanlarımızla sıra, tahta, kitap ve testleri temin ettik. Üniversiteye her yıl 20-25 öğrenci gönderiyoruz. Haftada beş gün çocuklarımız burada ders görüyor. Çocuklarımızı üniversiteli yapıyoruz” dedi.
Dünyanın en iyi 50 öğretmeninden biri
İzmir’in Gaziemir ilçesinde daha çok dar gelirli ailelerin yaşadığı bir mahallede bulunan Anafartalar İlkokulunu, adeta baştan yaratan Okul Müdürü Samet Başkonuş’u ise, 11 yaşındaki öğrencisi Ali Demir anlattı.
Başkonuş, yıkık dökük okul binasını bağışlarla baştan aşağı yeniletti, kütüphane, spor ve sanat atölyeleri açtı, hayatlarında bilgisayar görmemiş çocukları robotik, web tasarım ve kodlama yarışmalarında Türkiye şampiyonu yaptı.
Samer öğretmen, Avrupa’da 300 okulla iş birliği yaparak, öğrencilerinin dünyaya açılmasını sağladı. Semtteki Suriyeli çocukları okula kayıt ettirdi. Sokakta yaşayan bin 200’den fazla çocuğa projeleriyle ulaştı. Ve ‘Eğitimin Nobel’i olarak anılan Global Öğretmen Ödülü’nün 2019 yılı finalistleri arasına girerek ‘Dünyanın En İyi 50 Öğretmeni’nden biri seçildi.
Başkonuş, başarısının sırrını şu sözlerle anlatıyor:
“Bu okulda, bu mahallede okuyan, bu semtin öğrencilerinin hiçbirisinin, özel okullarda okuyan herhangi bir öğrenciden eksiği yok. Ben bir öğretmen olarak sadece eğitimde fırsat eşitliği oluşturmaya çalışıyorum. Meslektaşlarıma tavsiye etmek istediğim; öğretmenlerin çocukları sevmeleridir. Çocukların gözündeki ışığı görmeye çalışmalarıdır. Çocuğun içerisindeki cevheri dışarıya çıkarmasıdır.”
Kaynak: TRT Haber