Kendisini çevresindeki hayvanlara adayan Celal Arslan, günün ilk ışıklarıyla her gün kasaplardan aldığı etleri doğrayarak semtteki canlara dağıtıyor.
Arslan'ı en çok üzen şey, kendisine zaman zaman gösterilen tepkiler. Semt sakinlerinden kimi zaman olumlu, kimi zamansa olumsuz tepkiler aldığını belirten Arslan, Tunceli'de doğduğunu ve 1957 yılında İstanbul'a geldiğini anlattı.
Yaklaşık 20 yıl önce eşi vefat eden Celal amca, yıllarca elektrik işleriyle uğraştığını, daha sonra eskiye olan ilgisi nedeniyle antikacılığa başladığını belirtti.
"Antika işindeyim şimdi. Eski olan her şeyi severim. Lami diye bir müteahhit vardı. Ondan elektrik işlerini almıştım. Yassıada'da Adnan Menderes'in mahkeme gördüğü salonun elektriklerini ben yapmıştım. Yassıada hikayesi çok zor benim için."
Hayvanları aç görünce dayanamıyor
Yaşamı boyunca hayvanlara ilgisi olduğunu ve 30 yıldır onları beslemeyi görev haline getirdiğini vurgulayan Arslan, "Hayvanları aç görünce dayanamam, karakterim bu... Bir insanı aç gördüğünde rahat eder misin? Hayvanları gördüğümde de öyle oluyorum. Dili yok ki konuşsun, 'açım' desin" diye konuştu.
Bazı şahısların gösterdiği tepkilerin kendisini kırdığını ama sokakta yaşayan canlıları beslemekten vazgeçmediğini belirten Arslan, şunları söyledi:
"Biri 'Sen geldiğinden bu yana köpekler geliyor, nereden geldin buraya' diyerek küfürler etti. Yine başka biri beslediğim köpeğe vurdu, onlara verdiğim eti suratıma fırlattı. Böyle insanlar var, inanamıyorum."
"Bir insan bir hayvanı insanlıktan uzak olduğu için döver"
"İlk olmadı, son da olmayacak. Hayvanları beslerken çok hakarete uğradım" diyen Arslan, şöyle konuştu:
"Uğradığım hakaretler beni çok üzüyor. Bir insan bir hayvanı insanlıktan uzak olduğu için döver. Hayvanlara şiddet bir sapıklıktır. Bu devirde insan yok sadece mahlukat vardır. Nedir mahlukat? Sadece yer, içer, gider yatar... İnsanların insan olması için insan vasıflarına sahip olması lazım. Merhametli olması, yalan söylememesi, kötülük yapmaması lazım."
Ayakları bağlı martıları kurtardı
Arslan, sabah erken saatlerde kedi, köpek ve martıların rahat yiyebilmesi için aldığı etleri doğramaya başladığını, özellikle Mevlanakapı ve Suriçi'nde kendisini görüp yanına gelen kedi köpekleri elleriyle beslediğini vurguladı.
"Sadece kötü insanlar yok, iyiler de var. Bir gün arabayla giden bir hanım yeşil ışık yanmasına rağmen yanımda durdu. Bana para uzattı 'Allah rızası için benim için de hayvanları besle' dedi. Böyle insanlar da var. Hayvanların en büyük hatası insanlara güvenmek. Martılar güveniyor, 'Bana yem atıyor' diyor. Yakalayıp kesiyorlar. Hayvan besleyenlerin ve merhamet duygusu olanların dostundan çok düşmanı var. İnsanları anlamakta zorlanıyorum. Ayakları bağlı martıları kurtardım. Martıyı tuttum kurtarmak için, 'bana yardım edin' diyorum. Kimse bakmıyor, geçip gidiyorlar. Geçen de bir martı kurtardım. Oltanın misinası ağzının içine takılmış, ayaklarına dolaşmış. Onu kurtardım."
"88 yaşındayım hastalığım yok"
Kış veya soğuk dinlemeden hayvanları beslemeyi sürdürdüğünü belirten Arslan, "Kar yağar, kürekle küreyerek hayvanları beslerim. Bu benim vicdanımı rahatlatıyor. Sen zannediyor musun ki Allah karşılığını vermiyor, 88 yaşındayım hastalığım yok. Allah'ın ne mucizelerini gördüm. Yeter ki dürüst ol, hile, yalan yapma Allah karşılığını veriyor" dedi.
"Hayvanlara bakmaktan daha bütük varlık, kazanç mı olur?" diyen Arslan, şunları söyledi:
"Bütün hayvanlar bana dua ediyor. Ben rahatsız olursam hayvanlara nasıl bakarım? Allah karşılığını veriyor kesinlikle. Hayvanlardan ötürü başıma çok şey geldi ama yaşadığım sürece onları beslemeye devam edeceğim."
Kaynak: AA