Ortaokul yıllarında merak sardığı kara kalem, yağlı ve sulu boya resim, ebru ve karikatüre, görev yaptığı Edremit 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığından emekli olduktan sonra ahşap oyma, heykel ve mozaik sanatlarını da ekleyen Nurettin Başkurt'un elinde, her türlü obje sanat eserine dönüşüyor.
Edremit 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığında astsubayken 2004'te emekli olan 56 yaşındaki Başkurt, yaklaşık 7 yıl önce atölyeye dönüştürdüğü evinin üst katında ve terasında sanat çalışmalarını sürdürüyor.
Başkurt'un çalışmaları arasında, 5 ton 700 kilogramlık tek parça mermeri oyarak yaptığı aslan heykelinin yanı sıra çay karıştırmakta kullanılan tahta çubuklardan gemi maketi, Kazdağları'nda dev boyutlarda doğal kayaya yaptığı oyma heykeller yer alıyor.
Nurettin Başkurt, görevde olduğu yıllarda kara kalem, sulu boya, yağlı boya resim, ebru ve karikatür çalışmaları gerçekleştirdiğini söyledi.
Emekliliğinin ardından da ahşap, mermer, mozaik üzerine çalışmalar yaptığını anlatan Başkurt, "Bugüne kadar amatör çalıştım. Daha yeni yeni profesyonel olarak bu işi yapmaya başladım. Bundan sonra da sanat yaşamını profesyonel olarak sürdürmek istiyorum" dedi.
"Daha güzel yapabilirim"
Başkurt, kendisine imkan sunulduğu zaman her türlü boyutta taş oymacılığı ile heykel çalışması yapabileceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Gördüğüm bir kayayı, ahşabı dönüştürmek istiyorum. Çalışmalarım arasında en farklı gördüğüm bir aslan heykelim var. Büyük bir mermer blok üzerine işledim. Onu hem severek hem de isteyerek yaptım. Sonra Kazdağları'nda özel arazide yolun kenarında mermer kayaların üzerine yaptığım çalışmalar var. 'Şundan şu çıkar, bundan bu çıkar' diye kafamda tasarlamaya başlıyorum. Bir asa yapmıştım. Sıradan odundu asa, lakin çok güzel bir eser çıktı ortaya, bıraktığınızda ayakta durabilen, dengeyi sağlayabilen."
Renkli taşlarla mozaik çalışması da yaptığını belirten Başkurt, "Mermer atölyelerinin atıklarını karıştırıyorum. Beni çöplüğü karıştırırken görenler acıyor. Bulduğum taş parçalarını istediğim mozaik tabloya dönüştürebilecek konuma geldim. Et ve Efe tablolarım, taşların doğal renkleriyle yaptığım çalışmalar. Bunları görenler beğeniyor. Daha güzel yapabilirim. Daha büyük devasa çalışmalar yapmak istiyorum" dedi.
"Zamanın ruhuna ve yönüne göre"
Başkurt, yolda bulduğu taştan doğadaki dal parçasına kadar her şeyi işleyip sanat eserine dönüştürdüğünü dile getirerek, "Yolda bir cıvata, demir parçası, taş ya da ağaç parçası bulsam, bir objeye dönüştürmenin heyecanı içine giriyorum" ifadelerini kullandı.
Atılmış sandalye bacaklarından heykeller yaptığını aktaran Başkurt, "Zaman içinde estetik değerler değiştiği gibi tabiattaki bütün malzemeler de dönüştürülebilir. Zamanın ruhuna, zamanın yönüne göre yeniden değer katılabilir. O inançtayım. Bir kaya orada durabilir ama zamanın ruhuyla o kaya işlenebilir. Ama her kayayı da kalkıp bozmam. Böyle de bir düşüncem yok" diye konuştu.
Kaynak: AA