Teşhis edilemeyen hastalıklarda ilk O'nun adı akla gelirdi. İstanbul Tıp Fakültesi'nin duayen hocalarındandı.
"Kendimi iyi hissediyorum. Ama zorlu bir bekleyiş. Yarın inşallah iyi haberler alalım. Haydi hoşçakalın"
Bu vedanın dönüşü olmadı. Beyaz önlüklü "iyilik meleği", Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu hayatını kaybedeli bir yıl oldu.
Eşi Doktor Didem Akal Taşçıoğlu, Cemil Taçcıoğlu'nun meslek aşkını, iyilik odaklı yaşam felsefesini ve bilinmeyen daha bir çok yönünü ilk kez, TRT Haber'e anlattı.
"Cemil hoca mesleğini aşkla yapan bir insandı, coşkuyla yapan bir insandı. Yani Cemil hocanın meslek anlayışı sevgiyle başlıyordu zaten"
1952 yılında Rize'de dünyaya geldi Cemil Taşçıoğlu, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi. İç hastalıkları uzmanı oldu. Hem iyi bir hekim, hem de hastaları ve öğrencileri tarafından çok sevilen bir isimdi.
"Bu insan sevgisi, insan ruhundan anlamayla perçinlenen bir sevgi. Öyle sevgiydi ki bu beş buçukta kalkıp hastaneye doğru gidiyordu ve her sabah aynı coşkuyla gidiyordu, aynı neşe, aynı mutlulukla gidiyordu"
"Hasta yatağında bile telefonlarına cevap vermeye devam etti"
Öksürük ve nefes darlığı şikayetiyle görev yaptığı İstanbul Tıp Fakültesi'ne yatırıldı. En bilinen özelliği, kendisinden istenen yardım taleplerini geri çevirmemesiydi. Hatta hasta yatağında bile telefonlarına cevap vermeye devam etti.
"Gittiğimde Cemil hoca hala telefonla konuşuyordu. Hala ona danışan insanlar vardı. Nefes darlığı var ve o nefes ona lazım ama o hala telefonlarını açmaya devam ediyordu"
Durumu ağırlaştı, yoğun bakıma alındı. Hastalığa 16 gün boyunca direndi fakat olmadı.
"İnsan ayırt etmezdi, herkese değer verirdi, herkese kendini özel hissettirirdi. Çok kalabalık olurdu dersleri. Pazara gidiyoruz, her tezgahta ona Cemil abi diyen birileri vardır. Bir şey danışırlar, bazen dertlerini sorar, sıkıntılarını sorar, o tezgahta onunla sohbet eder, tahlil sonuçlarını değerlendirir. Hastamı bana getir muayene edeyim der"
Cemil Taşçıoğlu, sadece bilime değil, sanata olan düşkünlüğüyle de biliniyordu.
"Sanat aşığıydı, sanata karşı, spora karşı çok büyük ilgisi vardı. Biz bir çok müzik dinletilerine gitmeye çalışırdık. Bir çok konserlere birlikte gider mutlu olurduk. Orada Cemil hocayı görmeniz lazımdı o coşkusunu, o katılımını"
Adı verildiği hastanede ölümsüzleşti
Vefatından sonra, Okmeydanı Şehir Hastanesi'nde adı ölümsüzleşti.
"Bu bizi çok mutlu etti. Orada sayın Cumhurbaşkanımıza, bütün devlet büyüklerimize çok teşekkür ediyorum. Çünkü öyle bir duygu oluşturdu ki bizde o adeta sanki oraya yerleşti ve orada yaşamaya devam ediyor hissini uyandırdı. O adı verilen onun gibi renkli, ışıklı hastanede şifa dağıtmaya devam ediyor"
Ondan geriye iyileştirdiği sayısız hasta, tıp alanında yaptığı ve gelecek nesillere aktarılacak onlarca katkı ve bıraktığı öğütlerler kaldı.
"Hoca'nın söylediği çok güzel bir sözü vardır. 'Sabah kalktığınızda gözlerinizi açtığınızda gözleriniz görüyor mu? ellerinizi ve kollarınızı oynatabiliyor musunuz? Bu size çok büyük bir armağandır ve doya doya yaşayın, iyi işler yapın' derdi"
Eşi, Cemil Taşçıoğlu'nun duyduğu özlemi ve sevgiyi anlatmak için de bir şiir yazdı;
Sanma ki gittin derim
Sanma ki yoksun burda;
Durur gülşende bir çift gül
Öter üstünde bin bülbül
İşte bu yüzden;
Dön gül çehreni gülşende güller açanım...
Kamera: Özden Ayvaz
14.1ºC
Ankara
