Tadı, rengi ve kokusuyla Şanlıurfa'da birçok yemeğe lezzet katan, çiğ köftenin olmazsa olmazı isot, kavurucu sıcakta uzun ve zahmetli bir sürecin ardından tezgahlardaki yerini alıyor.
Bölgede nisanda ekilen, gerekli bakım ve sulamanın ardından ağustosta hasat edilmeye başlanan biberler, araçlarla pazarlara getiriliyor.
Geçimlerini isot satarak sağlayan aileler tarafından alınan biberler, Sırrın bölgesinde, daha çok kadın ve çocuklar tarafından ev veya bahçelerde yıkandıktan sonra sap ve çöplerinden ayrılıyor.
Kavurucu sıcağın üzerine acı da eklenince çalışanları bir hayli yoran biberler, elle parçalandıktan sonra makineden geçirilip naylonların üzerinde bir süre bekletiliyor.
Gün içinde yönü değiştirilerek güneşte tamamen kuruması sağlanan biberler, rengi koyulaştıktan sonra makinelerde kıyılıyor.
Zeytinyağı ile harmanlanarak eşsiz tat ve parlaklık kazanan biberler, bu zahmetli ve "acı dolu" yolculuğun ardından isota dönüşüyor.
Şanlıurfa'nın simgelerinden isot, yıl boyunca küçük ev işletmeleri ya da baharatçıların tezgahlarında kalitesine göre kilogramı 30-40 lira arasında alıcı buluyor.
Sezonun başlamasıyla kırmızıya bürünen isot yapım alanları ise güzel görüntüler oluşturuyor. Vatandaşlar, kentin simgelerinden biri olan isotun daha çok desteklenip tanıtılmasını istiyor.
"Hedef Avrupa pazarı"
Şanlıurfa İsot Üreticileri Kooperatifi Başkanı Bekir Polat, kentte isot sezonunun başladığını belirterek, yaklaşık 3 ay boyunca en iyi ürünü ortaya çıkarmak için çalışacaklarını ifade etti.
Şanlıurfa'da sulama imkanının artması sayesinde biber ekim alanlarının da arttığını dile getiren Polat, hazırladıkları isotu Türkiye'deki birçok kente gönderdiklerini anlattı.
Bekir Polat, daha koordineli çalışarak, oldukça kaliteli olan isotu Avrupa pazarına da ulaştırmayı hedeflediklerini dile getirerek, bu anlamda yetkililerden destek beklediklerini söyledi.
Polat, şöyle konuştu:
"Biberi doğal yollarla kurutuyoruz. Yani fabrikasyon değil, tamamen organik biber üretiyoruz. Sezon boyunca yaklaşık 50 bin ton biber alıp 5 bin ton isot ve isot salçası yapıyoruz. Şanlıurfa biberinin kendine has bir tadı vardır. Bize arazi tahsis edilirse üretimimizi iki katına çıkarabiliriz. Biberimize sahip çıkalım ve gelecek nesillere miras olarak bırakalım istiyoruz. Şanlıurfa ile özdeşleşen çiğ köfte başta olmak üzere yemeklerimizin temelinde isot vardır."
Ailesiyle biber temizleme işinde çalışan Zeliha Gök de her yıl burada çalıştıklarını belirterek, başta zorlanmalarına rağmen zamanla acıya alıştıklarını anlattı.
İsot üreticisi Mehmet Polat da bölge halkının geçmişten günümüze kadar bu işten para kazandığını dile getirerek, son yıllarda biberi işlemek için yer bulamamaları nedeniyle sıkıntı yaşamaya başladıklarını ifade etti.