Duman 16.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Yaşam
TRT Haber 22.11.2021 09:15

İstanbul’un zehirli trafiği

İstanbul trafiği sadece yaşattığı stresle değil, hava kirliliği nedeniyle de insan sağlığını tehdit ediyor. Özellikle Mecidiyeköy, Beşiktaş, Bağcılar, Esenler gibi ilçelerdeki otobüs duraklarında pandemi bitse bile maske kullanılması öneriliyor.

Karbonmonoksit, bütadien 13, aromatik hidrokarbonlar, formandehit, benzen, nikel, arsenik ve daha başka pek çok kanserojen kimyasallar… Bunları bile isteye teneffüs eder miydiniz? Yanıtlar muhtemelen olumsuz olacaktır ancak büyük şehirlerde yaşıyorsanız sokağa çıktığınız her gün bu kimyasallara maruz kalıyorsunuz. Nedeni de trafikte seyreden araçlar ve onların egzoz gazları.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada her yıl 7 milyon insan, kirli hava sebebiyle erken ölüm riskiyle karşı karşıya. İstanbul gibi mega kentlerde yaşayanların en büyük problemlerinden biri trafik ve yakın gelecekte bu soruna bir çözüm görünmüyor. Dünyanın pek çok metropolünde olduğu gibi İstanbullular da öldürücü boyutlara ulaşabilen bu kirli havayı solumak zorunda kalıyorlar.

Trafik İstanbul’un en büyük kirletici faktörü

Bugün büyük şehirlerdeki hava kirliliğinin başlıca sebebi uzmanlara göre trafik. Artık ölümcül boyutlara ulaşmış bu tehlike, yüksek katlı binaların da artmasıyla şehirlerde hava kalitesi bakımından olumlu bir tablo çizmeyi imkansızlaştırıyor. Uluslararası Hava Kirliliği Önleme Birliği Başkanı Profesör Selahattin İncecik’e göre trafikteki en kirletici unsur dizel araçlar.

“İstanbul’da 4.5 milyon araç var. Bunun 3.2 milyonu otomobil. Ve bu otomobillerin yüzde 40’ından biraz daha fazlası dizel, diğerleri de benzinli araçlar. En önemli problem dizel araçlardan geliyor. Bugün bütün dünya dizel araçlarla ilgili önlemler almaya başladı. Bu önlemlerin başında büyük şehirlerin merkezlerinde dizel araçları sokmama kararı var.”

Dizel araçlar daha az yakıt harcadığı için benzinli araçlara kıyasla daha çok tercih ediliyor. Ancak dizel araçların hava kirliliğine dair bilinen olumsuz etkisi, tüm dünyada yakın gelecekte çeşitli önlemleri zorunlu kılıyor. Benzinli araç ile dizel araç arasındaki farkı İncecik şöyle anlatıyor;

“En büyük fark, dizel araçların partiküller madde üretmesi. Yani partiküller madde dediğimiz şey şu, insan saçının 80 mikro metre kalınlığında olduğunu düşünürsek… Bir örnek vereyim PM 10 dediğimiz yani 10 mikron ve daha küçük partiküller insan sağlığı bakımından, soluduğumuz hava bakımından burada çok büyük bir rol oynuyor. Ama bunun yanı sıra başka bir kirletici daha var, daha doğrusu bunun bir alt sınıfı daha var ve en tehlikelisi olan o, çapı 2.5 mikron en küçük partiküller diyelim ve daha küçük olan PM 2.5’lar bütün alveollere giderek solum sistemimizi etkiliyorlar. Ve bu erken ölümlerin en büyük sebeplerinden biri de PM 2.5’lar.”

İstanbul’da raylı sistem yetersiz

Trafik kirliliğini azaltmaya elektrikli araç kullanımını arttırmakla başlanılabileceğini söyleyen İncecik, trafiği revize etmenin de etkili bir yöntem olabileceğini söylüyor. İncecik’e göre, İstanbul’daki raylı sistem alt yapısını geliştirmek, hava kirliliğinin başlıca sebebi olan trafiğin de doğrudan azalmasını sağlayabilir.

“İstanbul şehri 5 bin 400 metre karelik alanda kurulmuş, nüfusu 16 milyona erişmiş dünyanın 23. mega şehri” diyen İncecik, buradaki mevcut uzunluğu 221 km olan ray sisteminin yetersiz kaldığını, bu büyüklükte bir şehir için en az 800 kilometre ray uzunluğu gerektiğini anlatıyor.

“İstanbul’u eşdeğer şehirlerle kıyasladığımızda İstanbul’daki raylı sistem uzunluğunun 800 km olması gerekiyor. Bu olduğu takdirde insanlar toplu taşımaya daha kolay şekilde erişebilirler daha kolay kullanabilirler ve kimse de aracını öne çıkartmayı düşünmez. Bu da trafiğe çok önemli katkıda bulunduğu gibi hava kalitesine de bir katkı sağlar. Bütün gelişmiş ülkeler de bunu yapıyor zaten.”

İstanbul’da maske kullanılması gereken bölgeler var

Pandemi bitse de maske kullanımına özellikle Mecidiyeköy, Beşiktaş, Bağcılar, Esenler gibi ilçelerde maske takmaya devam edilmesi gerektiğini söyleyen İncecik, özellikte otobüs duraklarında beklerken maskeyle oturmak gerektiğiyle ilgili uyarıda bulunuyor.

“Duraklarda beklerken maskeyle oturun. Araç egzozlarından çıkan partikülleri solumayın. Bugün pandemi bitse dahi bunun yine devam ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu kadar yoğun bir araç trafiği varken bu konuda bizim kendimizi korumamız gerek. Tedbirler alınana kadar geçirilecek zaman bizim aleyhimize işleyen zamandır. Dolayısıyla kendi tedbirimizi almamız gerekiyor.”

“Kamyonların arkasında araç kullanmayın”

Trafikte aracınızla seyir halindeyken kamyon veya otobüs gibi büyük araçların egzozundan çıkan dumandan kaçınmak gerektiğini, kaçınılamıyorsa da camların açılmaması gerektiğini özellikle vurguluyor İncecik.

“Ben trafikte gördüğüm bir otobüsün veya kamyonun asla arkasında bulunmamaya çalışıyorum. Çünkü onun egzozunu olduğu gibi bir anda kendi içimde hissedebiliyorum. Taksilerde de benzer bir durum var. Taksilerde de ciddi emisyon kontrolleri yapılması lazım. Yani taksinin de arkasında olduğunuz zaman kullandığı yakıt nedeniyle siz de o kirleticiyi solumuş olabilirsiniz.”

İncecik, araçların egzozlarından yayılan partiküller maddelerin özellikle bebek, çocuk ve yaşlılarda ciddi solunum rahatsızlığı oluşturabileceğini de ekliyor.
“Yüksek binalar rüzgarı kestiği için başka bir kirletici faktör”

Prof. Dr. İncecik’e göre, trafiğin yanı sıra İstanbul’da sayısı 100’ü aşan ve gittikçe artan yüksek katlı binalar da hava kirliliğini tetikliyor.

“Yüksek binalar da ciddi bir sorun yaratabiliyor. Özellikle bunların arkasında kalan vorteks bölgeleri oralarda kirliliğin daha fazla yığılmasına yol açabiliyor. Bunu çok kişi yaşamadan anlayamıyor. İstanbul’un tabii yüksek binaları da belli yerlerde toplanmış vaziyette. Örneğin Maslak bölgesi bu konuda öne çıkıyor. Maslak bölgesinde böyle bir şey var.”

İstanbul’un doğasının getirdiği şans

Boğaz kıyılarında esen kuzey ve güney rüzgarlarının şehirdeki kirli havayı ciddi anlamda temizlediğini söyleyen İncecik, bu rüzgarlardan ‘İstanbul’un şansı’ diye bahsediyor…

“İstanbul’un doğasının getirdiği şans var Boğaziçi bunun başında geliyor. Boğaziçi boyunca bütün kıyılar boyunca İstanbul’da hava kalitesi son derece yüksek ve temiz bir hava kalitesine sahip bir şehir. Bunun yanı sıra deniz kıyılarında da bu durum benzerlik gösteriyor. Deniz kıyıları da hem kuzeyde hem de güneydeki yer alan istasyonlarda da hava kalitesinin oldukça iyi olduğunu görebiliyoruz.”
 

Sıradaki Haber
Osmaniyeli gençler 'kimsesizlerin kimsesi' oluyor
Yükleniyor lütfen bekleyiniz