Son aylarda azalan yağışlar, kuraklık tehlikesini beraberinde getirdi. Baraj ve göller ile yer altı su seviyelerinde düşüş yaşandı. İçme suyunun yanı sıra tarımsal üretim ve sanayi sektörünün de ilgilendiren su kaynaklarındaki düşüş de endişe yarattı.
Geçen yıla oranla bu yıl yağışların düştüğünü belirten İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Uluslararası Su kaynakları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alper Baba, "Ege Bölgesi'nde yaklaşık yüzde 23, Güneydoğu'da yaklaşık yüzde 24, Marmara'da yüzde 20, Karadeniz'de yüzde 10 civarlarında yağışın azaldığını görüyoruz. Bu durum, su kaynaklarımızı etkiliyor. Özellikle barajlarımızı etkiliyor. Bugün barajlarımızın doluluk oranları yüzde 20-30'lara inmiş durumda.İzmir'e su sağlayan Tahtalı Barajı'nın geçen sene doluluk oranı yüzde 64,5 iken, bugün yüzde 36 oranında görüyoruz. Geçen yıl ile bu sene arasında yüzde 50 oranında bir azalma var. Bu diğer barajlar için de geçerli. Bazı barajlarda ise bu oran daha düşük seviyelere inmiş durumda. Zaten barajlarda doluluk oranı yüzde 10'lara inmeye başladığı zaman kapasitesinden yararlanama durumu ortaya çıkmış demektir" dedi.
“Yeraltı suları stratejik öneme sahip”
Barajlardaki doluluk oranının düşmesinin tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini belirten Prof. Dr. Alper Baba, "Türkiye'de su kaynaklarımızın önemli bir kısmı tarımda kullanılıyor. Yani tarımda kullanılan su oranı yüzde 70-80 arasında değişebiliyor. Tarım sektörünün su kaynaklarının önemli bir kısmı yer altı sularından geliyor. Yeraltı suyu stratejik öneme sahip. Bugün kırsal kentlerde tarımsal üretim yapanların yüzde 95'e yakını yer altı sularını kullanıyor. Sanayi kentleri, su ihtiyacının yüzde 90'ını yer altı sularından sağlıyor. Bugün köylerimize mahallelerimizde baktığımız zaman yüzde 95 civarında su kaynaklarının yer altı sularından kaynaklandığını görebiliyoruz. Bu nedenle bu kaynakların iyi korunması gerekiyor" dedi.
"Atık sularımız değerlendirilmeli"
Yaşanan olumsuzluğa karşı atık suların tarım ve sanayi sektöründe kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Alper Baba, atık suların iyi bir şekilde arıtılıp istenilen limit düzeyine geldikten sonra tarım ve sanayi sektöründen muhakkak kullanılması gerektiğine vurgu yaptı.
Prof. Baba, "Ülkemizde buna yönelik stratejilerin hızlı bir şekilde devreye girmesi gerekiyor. Kaldı ki Türkiye'de su kaynaklarımızın önemli bir kısmını tarım ve sanayi sektörü kullanıyor. Atık suları bu sektörlere entegre edebilirsek, iklim değişikliğine karşı adaptasyon sürecini başlatmış oluruz" dedi.