64 yaşındaki Nevin İnce, hayvanları çok sevdiği için kalan ömrünü onlara adadı. Evini hasta ve yaralıların da olduğu 30 kediye yuva yaptı.
Oğlunun isteği üzerine 15 yıl önce bir kedi sahiplendiğini belirten İnce, o tarihten sonra sokakta gördüğü yaralı ve hasta kedilere de bakmaya başladığını anlattı.
“Onları çok seviyorum, evlat gibiler”
İnce, oğlunun kedisini kaybettikten sonra diğer kedilere karşı da daha fazla ilgi beslediğini dile getirdi:
"Şu anda 30 kedim, 2 köpeğim var ve evimde onlara bakıyorum. Bunların hepsi sokakta kalan hayvanlar. Onlar beni çok mutlu ediyor. Onları çok seviyorum, evlat gibiler. Hepsinin ismini biliyorum ve çağırdığımda onlar da kendi isimlerini biliyor.
Onlar için sabah 06.00'da kalkıyorum ve mamalarını, sularını veriyorum. Akşam saatlerinde de tekrarlıyorum. Evdeki insanlar gibi, evlatlarım gibi bakıyorum yani. Sokakta olmaları çok zor. Sokaktaki kediler bir yaşından sonra hastalanıyorlar. Hepsine ayrı ayrı bakım gerekiyor. Ben de onları evime alarak bakımlarını yapıyor, gerektiğinde veterinere götürüyorum."
Kedilerle yaşamak için evini değiştirdi
İnce, kedilere rahat bakabilmek için önceki evini değiştirdi. Bu kadar fazla kediye bakmak içinse oğlunun yardımcı olduğunu söyledi:
"Bu evi kedilerimle beraber yaşamak için ayarladım. Kedilerimin aylık mama ve ihtiyaçları için 5 bin liradan fazla harcama yapıyorum. Elime geçen tüm parayı onlara harcıyorum. Oğlum dışında kimse yardımcı olmuyor. Şikayet etmiyorum ama bana yardım edilirse hayvanlara daha iyi bakarım.
Onlarla aynı evde yaşamak çok güzel. Onları evin birer ferdi olarak görüyorum. Bakımları çok zor, hastalıkları var, hepsi değişik mama istiyor, artık yemiyorlar. Hasta olanlara özel mama alıyorum. Hepsine ayrı ayrı ciğer, tavuk gibi özel mama hazırlıyorum. 30 kedi ve 2 köpeğe bunları hazırlamak çok zor oluyor."
"Veteriner olmak istiyordum ama öğretmen oldum"
Çiftlikköy ilçesindeki Diriliş İmam Hatip Anadolu Lisesi öğretmenlerinden Dilek Bulanık Köroğlu da arazisine yaptığı kulübelerde 27 köpeğe bakıyor.
Çoğu yaralı, kör veya hasta köpekler için gecesini gündüzüne katan Köroğlu, çocukluk yıllarından itibaren kedi ve köpeklere karşı ilgisinin olduğunu ifade etti.
Köroğlu, veteriner olmak istediğini ancak öğretmen olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"İyi de oldu. Öğrencilerime hayvan sevgisi aşılıyorum. Zaman zaman zehirlemeler oldu bazı bölgelerde. Onları görünce çok üzüldüm ve ne yapabileceğimizi arkadaşlarla düşündük. 3 yıl önce yaralı köpekleri tedaviye götürme, kısırlaştırma ve bakımlarını yapmaya başladık.
Sağlığına kavuşturduğumuz köpeklerin çoğunu sahiplendirdik ama sahiplendiremediğimiz köpekleri sokağa bırakmadık. Akşam saatlerinde tanıştığımız marketleri gezerek kasap artığı kemikleri alıyoruz. Gece burada buğday kepeği ile karıştırıp iki tencere kemik pişiriyoruz.”
"Onları seviyorum ve ömür boyu onlarla yaşamayı düşünüyorum"
Okulda öğrencilerini rehabilitasyon merkezlerine götürerek hayvan sevgisi aşılamaya çaba gösterdiğini dile getiren Köroğlu, kendisi için de hayvanlarla ilgilenmenin bir terapi olduğunu ifade etti.
Köpeklerin kendisine olan ilgi ve sevgisinin tüm yorgunluğunu aldığına dikkati çeken Köroğlu, şöyle konuştu:
"Bedensel olarak yorucu bir iş ama bana da egzersiz oluyor. Kendimi sağlıklı hissediyorum onlar sayesinde. Sabah kalktığımda beni selamlıyorlar ve günüm daha güzel başlıyor. Onları seviyorum ve ömür boyu onlarla yaşamayı düşünüyorum. "