Her yıl yerli sayısız turistin tarihi sokaklarından dolaştığı Kapalıçarşı’da yüzyılların yorgunluğu restorasyon çalışmalarıyla siliniyor. Dünyanın en eski ticaret merkezi olarak bilinen Kapalıçarşı, inşa edildiği günden bu yana pek çok felaket atlattı. Büyük depremler, günlerce süren yangınlarla büyük hasarlar aldı. Dönem dönem restorasyon çalışmaları da yapıldı. Şimdi ise birkaç yıldır aşamalar halinde devam eden kapsamlı restorasyon süreci ile eski günlerine geri dönmeye hazırlanıyor.
Yaklaşık 45 bin metrekarelik kapalı alana sahip Kapalıçarşı’da 3 bin 600 dükkan ve 14 han bulunuyor. Alanın büyüklüğü ve çarşının ticari hayatına devam etmesi nedeniyle restorasyon çalışmaları aşama aşama gerçekleştirildi. Önce çatısı tamamen onarıldı. Atık su ve temiz su kanalları değiştirildi. Elektrik ve fiber kabloları yenilendi. Ardından zemini tamamen doğal taşla döşendi. Sırayı beden duvarlarının restorasyonu aldı. Yapılan çalışmaları Kapalıçarşı Restorasyon Projesi Bilim Kurulu Üyesi Yüksek Mimar İhsan Sarı TRT Haber’e anlattı.
Gravürler ve eski fotoğraflar incelendi
Restorasyon çalışması yaparken çarşının inşa edildiği zamanki kayıtları incelediklerini ifade eden Sarı, “Elimizde 1894 yılından önce ve sonrasına ait onlarca gravür ve fotoğraf var. Bu fotoğraflardan yola çıkarak uzman hocalarımızın da denetimi ve istişaresinde Kapalıçarşı’nın tezyinatı başladı” diyor.
Kapalıçarşı’da restorasyon çalışmaları gece gündüz sürüyor. Sarı, yaptıkları çalışmalarla ilgili şöyle bilgi veriyor:
“Kapalıçarşı’daki beden duvarlarında statik sebeplerle ciddi bir sıkıntı var. Beden duvarlarının bazılarına müdahaleler yapıldı. Eğer sütun altında sıkıntı varsa, altlarına bazı çiviler çakılarak zemin pekleştirmesi yapıldı. Bu çalışma sırasında gördük ki duvarların içerisinde ciddi miktarda boşluk var. Ancak duvarların içine kireç enjeksiyonu verildi.”
"Sadece 2-3 metre Horasan harcı bulduk"
Halihazırda çarşının 27 metre yüksekliğindeki tavanının yüzde 80’inde çalışmalar tamamlandı. Çalışmada 80 kalemkarın görev yaptığını söyleyen Sarı, verilen emeği şu şekilde anlattı:
“Tavandaki mevcut kalemler 1980’li yıllarda yapılmış. Bunları kaldırmak için kumlama kullandık. Ancak Kapalıçarşı aynı zamanda yaşayan bir çarşı, tozmaması için 'buzla kumlama' dediğimiz özel bir teknik geliştirdik. Yani mikron seviyesinde olanları yüzeyden almaya başladık.”
Bu sırada önemli tespitlerde de bulunulmuş. Sarı, “20 bin metrekareye yakın kısım kumlanarak açıldı. Ve bunun neredeyse tamamı çimento harçlıydı. Sadece 2-3 metre Horasan harcı bulduk. Onu da gözümüz gibi koruyoruz” diye konuştu.
Tarihe düşülen not
Yapılan çalışmalar sırasında özgün detaylar da bulunduğunu belirten Sarı, şöyle devam etti:
“1 milimetre üzerinde 7-8, hatta 10 kata kadar kaldırma yaptık. Bazı sütunlar, granitmiş. Üstüne her gelen bir boya sürmüş. Ortaya çıkan özgün taş dokular olduğu gibi korunuyor, üzerine en ufak bir işlem yapılmıyor. Kapalıçarşı’nın tavanında özgün yaprak tuğlalar ve putreller bulduk. Onları da korumaya gayret ediyoruz. Dolayısıyla anıt eserde bulduğumuz en ufak bir kültür varlığını koruyoruz. Kopup düşme ihtimali varsa enjeksiyonlarla koruma yapıyoruz. Yoksa olduğu gibi bırakıyoruz tarihe not düşmek adına. Bulduğumuz, tespit ettiğimiz hiçbir kültür varlığı kesinlikle kaldırılmadı.”
İğne ile kuyu kazıyorlar
Kapalıçarşı sokaklarında bir yandan alışveriş bir yandan da restorasyon sürüyor. Çarşı içine kurulmuş iskelenin üstünde onlarca kişi iğneyle kuyu kazar gibi kalem işi yapıyor. Onlardan biri de Mimar Zülal Özdemir…
Restorasyon sürecinin son aşaması olan kalem işi imalatını yaptıklarını ifade eden Özdemir, tarihi bir eseri korumaya katkı sağlamaktan mutlu:
“Öncelikle bir kot belirliyoruz. Pencerelerin ve kemerlerin hangi aşamalarında bu kalem işi imalatının gerçekleşeceğini belirliyoruz. Sonrasında bu çizgileri kesinleştirip üzerine geleneksel desen geçirme yöntemiyle eskizi iğneleyip tozlamayla aktarımını gerçekleştiriyoruz. Ardından arkadaşlarımız bunların renklendirmelerini gerçekleştiriyor. Son aşamada desenlerin etrafında siyah bir boyayla kontürlerini gerçekleştiriyoruz. Rötuş yapıp kalem işi imalatını sonlandırıyoruz.”
“Aşağıda bir hayat var”
Yaptıkları iş son derece zor... Özdemir, “Bu zor bir süreç, çünkü aşağıda bir hayat var, bir akış var. Bu yüzden de tabii ki o insanların üzerine bir şey dökülmemesi için çalışmalarımızın titiz bir şekilde ilerlemesi gerekiyor. Bunun için iskelelerin hazırlanması, düzenlenmesi, eksiksiz olması çok önemli. Boş bir alanda çalışmaktan çok farklı” diyor.
Yapılan restorasyonla çirkin ve dağınık kablo görüntüsünün de yok edilmesi planlanıyor. Tüm kablolar busbar sistemiyle ortadan kaldırılarak hem daha güvenli olacak hem de temiz bir görüntü elde edilecek.
Kapalıçarşı’daki restorasyon sürecinin haziranda tamamlanması planlanıyor.