Bir Oyuncak Da Sen Ver" sosyal medya platformunu yöneten anestezi teknikeri Fatih Taş, gönüllülerle köylerde dağıttığı oyuncak, kırtasiye malzemesi ve giyeceklerle çocukların yüzünü güldürüyor.
Farklı kentlerden hayırseverlerin gönderdiği ürünleri bir binanın zemin katında depolayan Taş ve gönüllüler, bunları çocukların yaş ve cinsiyetine göre ayırıyor.
26 yaşındaki Taş, işten arta kalan zamanlarında ya da hafta sonlarında gönüllülerle oyuncakları araçlara yükleyip kırsaldaki köylerin yolunu tutuyor.
Karlı yolları aşıp ulaştıkları köylerde çocuklarla buluşan Taş ve beraberindekiler, miniklere çeşitli oyuncaklar, bot, mont, ayakkabı, kırtasiye malzemesi veriyor, pamuk şekeri, meyve suyu, çikolata ikram ediyor.
Miniklerin "Fatih Ağabey"i
Zaman zaman palyaço kıyafetleri giyerek çocukları eğlendiren Taş, onlardan derslerine çalışıp başarılı olma sözü de alıyor.
Sosyal medyada kurdukları platform sayesinde 4 yılda, kentteki 382 köyün 230'una giden gönüllüler, dar gelirli ailelere erzak yardımı, engelli çocuklara ihtiyaç duydukları araçları ulaştırıyor.
Çocukların "Fatih Ağabey"i Taş, babasını erken kaybettiğini, zor bir çocukluk yaşadığını, o yılları düşünerek çocukların mutluluğu için harekete geçtiğini söyledi.
"Çocukluğumda hediye getirilen monta sarılarak uyurdum"
Taner Güneş'in kurduğu sosyal medya platformu üzerinden çalışmalara başladığını anlatan Taş, şöyle konuştu:
"Babam vefat ettikten sonra ailemin durumu çok kötüydü, annemin bir maaşı yoktu, sağ olsun akrabalar, komşular bize destek oluyordu. Bayramlarda arkadaşlarımın, ağabeylerimin, akrabalarımızın bayram hediyesi olarak getirdiği bot, mont bizi çok mutlu ettiği için onlara sıkı sıkı sarılarak uyurdum, onları kirletmeye kıyamazdım. Miniklere oyuncak verince çocukluğumu gördüm ve 'İşte benim yapmam gereken iş bu' dedim."
"Oyuncaksız çocuk bırakmak istemiyorum"
Hediyeleri hazırlarken çocukluğunu hatırlayıp duygulandığını söyleyen Taş, "Köylere gitmeden önce heyecanlanıyorum çocukların mutlulukları, gülüşleri aklıma geliyor. Onları düşündüğümden ve onlara vereceğim hediyelerden dolayı heyecandan gözüme uyku girmiyor. Sabahları erkenden kalkıp aman eksik bir şey olmasın diye depoya gidiyorum. Bütün çocuklara yetecek kadar oyuncak olsun, hepsini mutlu edebileyim diye çok düşünüyorum ve o heyecan ayrı bir tat veriyor. Burada çalıştığım için Kars'ta oyuncaksız çocuk bırakmak istemiyorum. Kütüphanesi olmayan okullarımız var, buralara kütüphane planlarımız var. Etkinliklerimiz çok fazla. Kars bittikten sonra çevre illere Ardahan'a, Ağrı'ya, Iğdır'a gidip çocuklara hediyeler vermek istiyoruz" dedi.