Bugün 18 Mart 2020.
Türk milletinin yedi düvele karşı varoluş mücadelesi verdiği Çanakkale destanının 105. yıl dönümü.
Nice kadınların kocasız, nice çocukların babasız kaldığı, karşılıklı siperlerin birkaç metreye kadar düştüğü bu savaş, başta Mustafa Kemal olmak üzere çok sayıda kahramanı da ortaya çıkardı.
Bu destanda savaşın kaderini kendi elleriyle değiştiren en önemli kahraman dendiğinde ise kuşkusuz herkesin aklına o isim geliyor; “Seyit Onbaşı”.
Topçu eri Seyit Ali Çubuk
Gerçek adı Seyit Ali Çubuk olan 1889 doğumlu Seyit Onbaşı, Balıkesir’in Manastır olarak bilinen köyünde demircilik ve kömürcülük yapıyordu.
Balkan Savaşı’nda da görev yapan Seyit Ali Çubuk, 1.Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte Çanakkale cephesinde topçu eri olarak tekrar Osmanlı ordusunun yolunu tuttu.
Türk milletinin kendi kaderini tayin ettiği 18 Mart 1915 günü Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görevli olan Seyit Ali Çubuk, o gün inanılmaz bir kahramanlık gösterdi.
İngiliz donanmasının Çanakkale sırtlarını ve sahillerini top atışları ile yıpratması ile birlikte Mecidiye Tabyası’nda bulunan Türk topunun vinci de hasar alarak kullanılamayacak hale gelmişti.
Tabyada görevli olan topçu eri Seyit Ali Çubuk ise asansörün bozulmasının ardından insanüstü bir güç sergiledi.
Her biri 215 kilogram olan top mermilerini kucaklayan Seyit Ali Çubuk, mermileri top kundağına yerleştirdi.
Toplam üç atış yapan Seyit Ali Çubuk, İngilizlerin en güvendiği savaş gemilerinden bir tanesi olan Ocean’ın batmasında Nusret Mayın Gemisi ile birlikte büyük rol oynadı.
Bu başarısının ardından komutanı tarafından kendisine onbaşılık unvanı verilen Seyit Ali Çubuk o günden sonra akıllara Seyit Onbaşı olarak kazındı.
Savaşın sona ermesi ile köyüne dönen Seyit Onbaşı, demircilik ve kömürcülük yaptığı hayatına geri döndü.
Seyit Onbaşı’yı görebilen son üç kişi
Savaşın üzerinden tam 105 yıl geçti.
Balıkesir’in Havran ilçesine bağlı Manastır Köyü ise bugün Kocaseyit Köyü olarak biliniyor.
Köyde Seyit Onbaşı’nın çok sayıda genç kuşak akrabası yaşasa da öz torunları dahil kendisini sağlığında görebilen yok.
Köyün yerlilerinden Hüseyin Çelik ise 1930 doğumlu.
Bugün 90 yaşında olan Hüseyin Çelik Seyit Onbaşı’yı sağlığında görebilen son üç kişiden biri.
Çocukluğunda Seyit Onbaşı ile komşu olan Hüseyin Çelik, babası ile Seyit Onbaşı’nın beraber ormana ve kömür yapmaya gittiklerini hatırlıyor.
Hüseyin Çelik Seyit Onbaşı’yı şu sözleriyle anlatıyor:
“Harpten sonra babama 'Kazım bana da iş buluver' dedi. Babamla birlikte fabrikaya gittiler. Fabrika sahibi 'Bu sele gibi adam çuval kaldıramaz' demiş. Babam 100 kiloluk bir çuval kaldırıyor. Seyit Onbaşı ise koltuğunun arasına alıp iki zeytin çuvalını kaldırıyor. Fabrika sahibi ‘Allah Allah’ diyor. Daha sonra usta Seyit Onbaşı’ya ‘Kimseye seslenme, senin yevmiye 3 lira onların ki 2 lira’ diyor.”
Köyün bir diğer yerlisi İsmail Duman 1932 doğumlu.
Seyit Onbaşı’yı gözleriyle görebilen diğer bir kişi olan İsmail Duman da Seyit Onbaşıyı kömürcülük yaptığı günlerden hatırlıyor.
Savaş sonrası yaşamını idame ettirebilmek için Seyit Onbaşı’nın yaptığı kömürleri satmak için Edremit’in yolunu tuttuğunu söyleyen İsmail Duman, o günleri yad ederken duygulanıyor.
Demir atölyesi hala ayakta
Bugün köyde Seyit Onbaşı’nın yaşadığı evler zamana yenik düşüp ortadan kaybolmuş durumda.
Köyde Seyit Onbaşı ile ilgili ayakta kalan tek anı ise çalıştığı demir atölyesi.
Tek katlı bir kömürlüğü andıran yapının içerisinde bugün hala Seyit Onbaşı gibi akrabaları tarafından demircilik yapılıyor.
Köyün hemen girişinde ise Seyit Onbaşı’nın mezarı bulunuyor.
Mezarı ile birlikte Havran Belediyesi tarafından yaptırılan anıt da mezarın hemen yanında bulunurken, alanda Çanakkale destanını anlatan bir de müze yer alıyor.
Kurgu: Ünsel Ayhan Aybek