Kış aylarında özellikle sokaklardaki seyyar tezgahlarda pişirilen "soğuk havaların keyfi" olarak da anılan kestane, meşakkatli bir sürecin ardından tezgahlara ulaştırılıyor.
Soğuk kış akşamlarının vazgeçilmezi, tadıyla damakları, kokusuyla da insanın içini ısıtan kestanenin hasadı, Sinop'ta başladı.
Türkiye'nin önemli kestane üretim merkezleri arasında olan Erfelek ilçesinde traktörleriyle gür kestane ormanlarının derinliklerine ulaşan ve hasada başlayan üreticiler, küfelerine doldurdukları kestaneleri meşakkatli bir sürecin ardından tüketiciye sunmak üzere hazırlamaya çalışıyor.
Üreticiler, her yıl olduğu gibi hasat ettikleri sezonun ilk kestanelerini bahçelerinde yaktıkları ateşte pişirerek kendileri tüketti.
"Geçen yıla oranla daha iyi"
Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca, yaptığı açıklamada, rekoltenin geçen yıla oranla daha yüksek olmasını beklediklerini söyledi.
Hasadın henüz yeni başladığını belirten Koca, "Kestane kozağı geçen yıla göre daha fazla ancak irilik bakımından düşüş var. Onun nedeni de yağışların az olması. Lezzetinde ise bir sorun yok." dedi.
Geçen yıl 150 ton civarında kestane üretimi yapıldığını, rekoltenin bu yıl 250 tona çıkmasını beklediklerini dile getiren Koca, "Kestanenin bol olduğu gözüküyor. Üreticilerimiz toplamaya devam ediyor. İnşallah hasat tamamlandıktan sonra pazara indirmeye başlanacak." ifadesini kullandı.
Koca, bugünlerde kestanenin pazarda kilogramının 15 liradan satıldığını, fiyatın ilerleyen dönemde yükseleceğini düşündüklerini kaydetti.
Eski yıllara göre üretim azaldı, fiyatı yükseldi
Kestane hasadı yapan 68 yaşındaki Ümmühan Koca da geçmiş yıllarda ürettikleri kestanenin bugün yarısını bile üretemez duruma geldiklerini söyledi.
Gençlik yıllarında ormanlardan topladıkları kestaneleri öküz arabalarına yükleyerek taşıdıklarını anlatan Koca, şimdilerde ise küçük küfelerle bu işi görebildiklerine işaret etti.
Koca, 20-25 yıl öncesine kadar kestane dallarının yerlere kadar uzanarak salkım salkım olduğuna dikkati çekerek, "O yıllar hem kestane çoktu hem de hasadı zordu. Şimdiki gibi arabalar yoktu. Çamurun içinde sırtımızda Erfelek merkezine kadar kestane taşırdık. O zamanlar hasat yapmak çok daha zordu. Şimdi hem hasat kolaylaştı hem de fiyatlar yükseldi. O dönemlerde 2 kilogram kestane satardık, 4 metre basma ile başımıza bir eşarp alamazdık. Şimdi ise kilosunu 15 liradan satıyoruz. 15 liraya etek de alabiliyorum eşarp da." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni hasat sezonundan yüksek fiyat beklentileri olduğunu vurgulayan Koca, şunları kaydetti:
"Kestane artık çok az oluyor. Tabii yine yüksek fiyat beklentimiz var. Kış için ekmeğimizi, unumuzu, yağımızı alacağız. Eskiden kocaman harmanlar yapardık. Dört beş parça yığınaklar yapar, imece usulü toplardık. Artık onlar eskide kaldı. Çoğu üretici kendi yiyeceği kadar topluyor. Bizim de çok az oluyor artık. Yine de birkaç kuruş kazanmak istiyoruz."