Eskiden hemen her evde dokunan Karakeçili kiliminin yeniden canlandırılması için kaymakamlığın başlattığı proje kapsamında, ilçe halk eğitim merkezi bünyesinde kilim dokuma atölyesi oluşturuldu.
Gönüllü olarak dokumacılığı öğrenen 5 kadın, geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan kültürü gelecek kuşaklara aktarabilmek için kilimleri yeniden tezgahla buluşturdu.
Her motifi ayrı anlama gelen kilimlerin yaşatılması ve geleceğe aktarılması için harekete geçen kaymakamlık, dokunan kilimleri sergileyerek Karakeçili kilimi kültürünü yeniden eski günlerine kazandırmayı hedefliyor.
Kaymakam Kemal Sefa Gökmenoğlu, kilim dokumacılığının Türk milletinin kültüründe çok önemli bir yere sahip olduğunu, bu kültürel mirasın devam ettirilmesinin de büyük önem taşıdığını söyledi.
Oğuzların Kayı Boyu'na dayanıyor
Karakeçililer kültürünün geçmişinin Oğuzların Kayı Boyu'na dayandığını, Osmanlı kayıtlarında bu bölgenin "Uluyörük" olarak anıldığını belirten Gökmenoğlu, şöyle konuştu:
"Göçebe hayatı ve yörüklüğün getirdiği zor şartlara yönelik Anadolu kadını yüzyıllarca kilim dokumuştur. Lakin son yıllarda kilim dokumacılığı unutulmaya yüz tutmuştur. Amacımız kilim dokumacılığını ihya etmek ve gelecek kuşaklara aktarmaktır. Bu amaçla buraya gönüllü gelen kadınlarımız sabahtan akşama kadar el emeği göz nuru kilimlerin ortaya çıkması için emek sarf etmektedir. Buradaki gayemiz geleneksel el sanatımız olan el dokumacılığını yaşatmak, yarınlarımıza aktarmaktır. Dokunan kilimleri inşallah 5-6 ay sonra örnek olması anlamında sergileyeceğiz. Bu işe çok önem veriyoruz."
Her motifin farklı anlamı var
Gökmenoğlu, kilim dokumacılığında Afyonkarahisar, Isparta ve Manisa gibi şehirlerin öncü olduğunu, Karakeçili'nin de bu kentler arasına girmesini amaçladıklarını vurguladı.
Karakeçili kiliminin motifleriyle diğer kilimlerden ayrıldığından bahseden Gökmenoğlu, "Bizim diğerlerinden ayırt eden motiflerimiz var. Bunlar deve tabanı, akrep ve kaşık sapı gibi motifler. Her bir motifin, birbirinden farklı anlamları vardır. Gönül zenginliğimizi anlatır bu motifler. Anadolu kadını anlatamadığı düşünceleri bu motiflere nakşetmiştir. Motifler sevgiyi, bereketi, acıyı ve ümitli olmayı anlatmaktadır" dedi.
"Dokuduğumuz kilimlerin dili vardır"
Kilim dokuma kursuna katılan ev hanımı Hatice Yazıcı ise, bu işe gönüllü başladığını, bu kültürel değerin kaybolmaması için çaba sarf ettiklerini anlattı.
Karakeçili kilimlerinde kullanılan desenlerin her birinin ayrı değer taşıdığını belirten Yazıcı, şunları söyledi:
"Eli belinde deseni kadını, anneliği ve anneliğin şefkatini, sevgisini temsil eder. Tarak kısmı ise bereketi temsil eder. Hayat ağacı desenimiz bir aileyi ve bu ailedeki bağlılığı, kadın ve kocanın birbirine bağlılığını ve sevgisini anlatır. Genel olarak bizim kilimlerimizde sevgi, bereket, ailenin birbirine bağlılığı, erkek ve güç vardır. Geçmişte zaten atalarımız yaşam tarzlarına göre kilim dokudukları için bu kilimlerde yaşam tarzları, duyguları, düşünceleri, hüzünleri, mutluluklarını işlemişlerdir. Yani sadece bu bir kilim değildir. İnsanların yaşantıları, gelenekleri, görenekleri ve yaşam tarzını anlatır kilimler. Aslında dokuduğumuz kilimlerin dili vardır. Anlayabilenler için bu kilimlerde çok büyük mana vardır. Halıları dokuyan annelerimiz, ninelerimiz ve genç kızlarımız kilimlere duygularını yansıtmıştır. O zamanlarda teknoloji olmadığı için duygular kilimlere işlenen motiflerle yansıtılmıştır."
Kaynak: AA