Müteahhitlik yapan 52 yaşındaki Çağlar Köksen'in, çocukluğunda babası, dedesi ve amcasından gördüğü motosiklet merakı, zamanla büyük bir tutkuya dönüştü.
Boş zamanlarında ticari amaç gütmeden motosiklet satın almaya başlayan Köksen, en eskisi 1938 model 22 motosikletten oluşan koleksiyona sahip oldu.
Evinin garajında oluşturduğu atölyede motosikletleri tamir ederek, yeniden çalışır hale getiren Köksen, bugüne kadar 7 klasik motosikleti orijinal görünümüne kavuşturdu.
Köksen, garajındaki 15 klasik motosikleti de işinden arta kalan zamanlarda tamir edip, yeniden ilk günkü haliyle kullanılır duruma getirmek istiyor.
Köksen, motosiklet merakının ailesinden geldiğini söyledi. Niğde'nin en büyük motosikletlerinden birinin rahmetli babasına ait olduğunu belirten Köksen, "Çocukken bütün esnafın motoru vardı, araba yaygın değildi. O yüzden motorların aşığıyız. Çocukluğumdan beri motosiklet kullanıyorum ve çok seviyorum" dedi.
"Bir cıvataya yarım gün uğraşabiliyorum"
Motosiklet tamiri için bir atölye kurduğunu anlatan Köksen, şöyle devam etti:
"22 motosikletim var. Boş zamanlarımda hobi olarak bunları toparlıyorum. Elektriğini, kaportasını, boyasını her türlü işini kendim yapıyorum. Ticari amacım olmadığı için zamanın benim için önemi yok. Bir cıvataya yarım gün, bir motora 6 ay, bir sene uğraşabiliyorum. 1953 model BMW marka kazık amortisörlü, Almanların savaş kalıbında ürettiği son motor, Türkiye'de nadir. Boya ve plastik aksamı dışında her şeyi orijinal. Yine 1958 model bir motosikletim var. Ben topladım, ciddi emek verdim. 1943 model, 2. Dünya Savaşı'na katılmış İngiliz motorum var, BSA. 1938 model, savaşta kullanılmış motorun da eksiklerini tamamladım. İnşallah onu da bir gün toplayıp trafiğe çıkacağım."
"Eskiyi yaşatmayı seviyorum"
Köksen, eşinin artık daha fazla motosiklet almasına karşı çıktığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Eşim bana yeni motor almayı yasakladı. 'Motor alacaksan beni bırak sonra al' diyor. O yüzden motor alamıyorum, 22'de kaldım. Bu işe çok ciddi zaman ve emek ayırıyorum. Bazen işimden, gücümden kalıyorum ama mutlaka her gün birkaç saat bunlarla uğraşıyorum. Böyle bir hobiniz olduğu zaman dünyayı unutuyorsunuz. Atölyeye bir cıvataya bakmaya geliyorum, 3 saat sonra çıkıyorum, kafamda hiçbir şey yok. Meditasyon gibi oluyor bir yerde. Bir şey üretmenin yanında böyle bir iyiliği var. Eskiyi yaşatmayı seviyorum. Ben uğraşmasam bunlar belki hurda olup gidecek."
Klasik motosiklet sayısının çok azaldığına değinen Köksen, "Kalanlar da benim gibi bu işe meraklı koleksiyoncuların elinde. Bizim gibiler koleksiyonlarını satmaz. Ölene kadar muhafaza eder. Öldükten sonra ben mezara, mal pazara" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA