Kulelerin bulunduğu alanın, Roma döneminde askeri garnizon, erken Hristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi olarak kullanıldığı, Selçuklular zamanında ise önemli ticaret merkezlerinden biri olduğu belirlendi.
Antik Çağ'dan İslami döneme kadar önemini koruyan bölgedeki kalıntılar, Selçuk Üniversitesi (SÜ) Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarımı Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İlker Işık ve 8 kişilik bir ekip tarafından gün yüzüne çıkarıldı.
Işık, doğal sit alanı olan Bozdağ Milli Parkı'nın tarihi ve kültürel anlamda Antik Çağ'dan bu yana kullanılan önemli bir bölge olduğunu söyledi.
"Kuleler üzerinde çalışacağız"
Alanın çevresinde önemli antik kentlerin bulunduğunu belirten Işık, şöyle devam etti:
"Burası Roma döneminden itibaren hem askeri garnizon hem de Hristiyanlar için önemli bir piskoposluk merkezi olarak kurulmuş. Alanda birçok stratejik noktaya kurulmuş askeri üs ve kuleler tespit edildi. Amaç, güvenliği sağlamak, yol güzergahını korumak ve düşmana karşı erken önlem alarak ordunun toplanmasını sağlamak. Burası daha önce hiç araştırılmamış, çok bakir bir bölge."
Yaklaşık 2 yıldır sürdürdükleri araştırmalarda 3 bin 500 hektar alanın tarandığı bilgisini veren Işık, "Yol güzergahlarına inşa edilmiş 100 kule tespit ettik. Çift veya tek mazgallı, tek veya iki nöbetçinin durabileceği gözetleme kuleleri olarak yapılmış. Bunlardan 42'sini fotoğraflayıp, görüntülerini kaydettik. İlerleyen zamanlarda diğer kuleler üzerinde çalışacağız" diye konuştu.
Işık, Roma ve Bizans dönemlerinden sonra işlevini kaybeden kulelerin ağıl veya tahıl ambarı olarak kullanıldığının tespit edildiğini aktardı.
"Geçiş alanı olarak işlevini sürdürmüş"
Bölgedeki çalışmalar sırasında bulunan seramiklerin genellikle Bizans ve Selçuklu dönemlerine ait olduğunu vurgulayan Işık, şunları aktardı:
"Bölgenin etrafında önemli yol güzergahları ve Selçuklu hanları var. Yani Roma döneminden İslami döneme uzanan önemli bir geçiş alanı olarak işlevini sürdürmüş. Bu bölgenin stratejik olmasının en önemli sebeplerinden birisi, Roma İmparatorluğu'nun doğudan gelecek saldırılara karşı kendisini güvenlik altına almak için yaptırmış olduğu kule ve kaleler. Burası bir sınır hattı.
Buranın geçilmesi, düz bir ovada olan Konya'nın ele geçirilmesi demek. Günümüzde doğudaki sınır hatlarımıza kurduğumuz ileri karakollar nasılsa burası da önemli bir karakol merkezi."
"Bölgenin turistik bir arkeopark olmasını temenni ediyoruz"
Işık, Selçuklu döneminde önemli tüccar ve seyyahların bölgeyi geçiş noktası olarak kullandığına işaret ederek şunları kaydetti:
"Antik Çağ yazarlarından Strabon, Yağlıbayat köyündeki Savatra Antik Kenti'nin kervanların geçiş güzergahında yer aldığını, dünyanın en derin su kuyularının burada olduğunu belirtiyor. Milli Park içerisinde yaptığımız araştırmalar neticesinde Fatih Sultan Mehmet dönemine ait gümüş sikkelerle, Hollanda ve Saksonya Eyaleti'ne ait gümüş sikkeler bulduk. Bu da 16'ncı yüzyıla kadar bölgenin ticari anlamda ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi.
Araştırmalarımız devam ediyor. Alan çalışmasını kendi imkanlarımızla oluşturduğumuz hava ve şarj istasyonu sayesinde yaptık. Hava istasyonu sayesinde anlık görüntü alarak yer tespiti yapabiliyoruz. Şarj istasyonumuz sayesinde de uzun süre çalışmalarımızı yürütebiliyoruz. İlerde bu bölgenin turistik bir arkeopark olmasını temenni ediyoruz."
Kaynak: AA