Tabutlar, kuru kafalar, kulaklarda rüzgar uğultusu, gerilimi saniye saniye artıran bir müzik... Bunlar bir hikaye ya da korku filmi sahnesinden alınma değil. Korkuyu seven, bağırmak, stres atmak isteyenler için açılmış bir oyun evi.
Son yıllarda oldukça geniş seçenekler sunan eğlence sektörü, hem korkunç hem de eğlenceli anlar yaşamak isteyenleri "korku evi" veya "kaçış evi" adındaki oyunlara yönlendirmeye başladı. Eğlence sektöründe faaliyet gösteren girişimcilerden Tuğba Şakar ve Serdar Akkaş da bundan yola çıkarak, birçok insanın yanından geçmeye bile korktuğu "mezarlık" konulu bir senaryo yazdı.
Senaryo doğrultusunda 30 bin liraya bir dairenin 5 odası, siyah perdeler, zincirli kapılar, tabutlar, yüzleri maskeli mankenler ve mezar taşlarıyla donatıldı. Oyun meraklıları, canlı ya da cansız mankenlerin karşılarına çıkabileceği evde odaların kapısını açmak için saklanan şifreleri buluyor. Maketten yapılmış kuru kafalar, kesilmiş kol ve bacakların arasından şifrelere ulaşarak son odanın kapısını açan, oyunun galibi oluyor.
"Lazarus'un laneti"
Oyun evi sahiplerinden Tuğba Şakar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konseptlerini bin 800'lü yıllardaki lanetli bir mezarlık üzerine kurduklarını ifade etti.
Mezarlıkta yaşanan korkunç olaylarla ilerleyen bir hikayeyi gerçeğe uyarladıklarını belirten Şakar, "Hikayemizde Lazarus isimli lanetli bir kadın var. Lazarus'un içerisine şeytan girdiği düşünülerek köy halkınca yakılmasına karar veriliyor. Lazarus yakılarak öldürüldüğü için bütün köyü yakarak yer altı mezarlığını oluşturuyor. Sonrasında da intikam ateşiyle yeni gelecek insanları bekliyor. İnsanların buraya girme amacı Lazarus'un lanetine kapılmaktan, yakılmadan kaçmak." dedi.
Dijital oyunlara alternatif olarak ortaya çıkan korku evlerinde insanların doyasıya eğlendiğini belirten Şakar, oyun fiyatlarının gelen kişi sayısına göre kişi başı 30-40 lira arasında değiştiğini sözlerine ekledi.