Kocaeli'nin Körfez ilçesinde marangoz İrfan Kahraman, sarayların döşemelik ve perdelik ihtiyacını karşılamak üzere üretime geçen TBMM Milli Saraylar Hereke Halı ve İpekli Dokuma Fabrikası için aslına uygun "ipek dokuma tezgahları" yapıyor.
Osmanlı Devleti'nin son yüzyılında saray hayatının en önemli unsurlarından biri olan Hereke Dokuma Fabrikası, dokumacılık sanatını yeniden canlandırmak için 1843 yılında Sultan Abdülmecid döneminde "Hereke Fabrika-i Hümayunu" adıyla kuruldu.
Sarayların döşemelik ve perdelik ihtiyacını karşılamak üzere üretime geçen fabrika, "jakarlı ipek dokuma tezgahları"yla üretim hayatına uzun yıllardır devam ediyor.
Körfez ilçesinde 50 yıldır marangozluk mesleğini sürdüren 65 yaşındaki İrfan Kahraman da teknik özellikleri nedeniyle herkesin yapamayacağı 5 tezgahı 7 ayda üreterek Hereke markasına sahip çıktı.
"Yeter ki Hereke'mizde bu markamız devam etsin"
Marangoz Kahraman, marangozluğun baba mesleği olduğunu, Hereke'de 50 yıldır bu mesleği sürdürdüğünü söyledi.
Marangozluk mesleğini babasından öğrendiğini, onun izinden gidip ömrü yettiğince mesleğini sürdüreceğini dile getiren Kahraman genelde mobilya, mutfak ve kapı yaptığını ifade etti.
Kahraman, yeniden yaptığı tezgahların tarihinin 1848 yılına dayandığını belirterek tezgahın bazı bölümlerini dışarıda yaptırdığını ve son aşamaya gelindiğini kaydetti.
Kendi yaptığı bir eser bırakmak istediğini ifade eden Kahraman, tezgahları gönülden yaptığını, arkasından insanların dua etmesini istediğini dile getirdi.
"Yeter ki Hereke'mizde bu markamız devam etsin." diyen İrfan Kahraman, "Bu tezgahlarda ana iskelet kuru kayın ağacıdır. Bunları atölyemizde tesviye ederek elden geçiriyoruz. Tezgahın üzerinde jakar ve armoni dediğimiz beyin kısmını ceviz ağacından imal ediyoruz. İçlerine demir tel aksamı işletiyoruz. Daha sonra dokuma yapan ustalar kumaşları bu tezgahlarda yapıyor" diye konuştu.
"Normal bir marangozun yapacağı iş değil"
Kahraman, tezgahları her marangozun yapamayacağını belirterek şöyle devam etti:
"Çok ustalar geldi, gitti. İncelediler fakat bu normal bir marangozun yapacağı iş değil. Hassas duygularla el becerisiyle yapılacak bir sanat. Bunu biz başarmaya mecburduk, ahdettik ve başardık. Bir tezgahı bir ayda 5 kişiyle yapıyoruz. Benimle alakalı kısım bitti, benim dışında olan piyasa işleri, örneğin tornacıda, onlarla beraber 2 ay daha sürüyor. Böylece burada yaptığımız, bizden istenen 5 tezgah 7 ayda tamamlanıyor."
Tezgahların ilaçlamalarının yapıldığı takdirde ahşap ömrünün 150-200 sene olacağını belirten Kahraman, 1986 yılında da bu tezgahlardan babası Hasan Kahraman'ın öncülüğünde 10 tane imal ettiklerini anlattı.
"Çok incelik isteyen bir iş"
Kumaş dokuma ustası Yusuf Yıldırım da atölyede 12 tezgahla üretim yaptıklarını, tezgahlarla 1945 yılından bu yana hizmet verildiğini söyledi.
Tezgahların jakar sistemiyle çalıştığını, deseni de bu sistemle elde ettiklerini anlatan Yıldırım, ipekli kumaşların maharetli ustaların elinden çıktığını ifade etti.
Yıldırım, piyasada tezgahları yapabilecek usta sayısının çok az olduğunu belirterek, "Bu sadece para olarak bakılacak bir iş değil. İrfan Ağabey 5 tezgahı kendisi yaptı. Çok incelik isteyen bir iş, çok uğraş isteyen bir iş. Sadece para için yapılır mı? Zor... Çok detayları var, bu tezgahlarda santimlik sapmalar işin gidişatını değiştirebilir. Kurulduktan sonra da milimlik sapmalar tezgahın gidişatını değiştirebilir, kumaştaki kalitenin verimini düşürebilir. Bu tezgahları yapan ustanın dokuma işini de biraz bilmesi gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA