Yaklaşık 1,5 yıl önce kesişti Çağla ile yolumuz. Kendine güveni, yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ve "Hayat aşılabilen yollarla güzel" mottosuyla karşımızdaydı.
Vücudu hassas ama yüreği çelik
Doğumundan itibaren yaşadığı talihsizliklerden ötürü biz ona ''cam kız'' demiştik. 12 yaşına kadar uyurken bile kırılan kemikleri ve geçirdiği çok sayıda operasyon onu milyonda bir görülen özel bir insan yapmıştı. Karşılaşacağı engellerin yalnızca bedensel olmadığını biliyor ve kendine inanıyordu. Vücudu cam kadar hassas ama yüreği çelik kadar sağlamdı.
Namıdiğer "Minnoş Gezgin"in sosyal hayatla buluşma hikayesini sizlerle paylaşmıştık. Annesinin onu sırtında okula taşıması ve tüm zorluklara rağmen aldığı eğitim herkese ders olacak türdendi.
Salgınla mücadelede görüntülü ropörtaj
Şimdi merak ettiğimiz konu ise karşılaşmamızdan bu yana hayatında ne gibi gelişmeler oldu? Ayrıca tüm dünyanın savaş halinde olduğu koronavirüs salgınıyla hayatında nasıl bir dönem başladı? Tüm bu sorularımızın cevabı için bu kez ayarladığımız buluşma sosyal medya üzerinden oldu. Görüntülü bir sohbet başlattık ve soruları yönelttik.
İlk sorumuz kariyeriyle ilgiliydi. En son kaldığımız yerde hukuk alanında eğitimler alıyordu. Söz şimdi Çağda Pektaş’ta:
‘’Hukuki yönde kendimi geliştiriyorum. Hedefim hakim olmak. Sürekli eğitimler alıyorum ve konferanslara gidiyorum. Katıldığım sertifika programları var. Hedefimi gerçekleştirmek için hala okuyorum. Devam eden bir okulum var ve bitmesini bekliyorum.’’
''İnsanların hayatına dokunuyorum''
Çağla artık sosyal medyanın ‘’minnoş gezgin’’i. Sık sık üniversitelerde konferanslara katılıyor. Peki bu etkinliklerin geri dönüşleri nasıl?
‘’Üniversitelerde özellikle gençlere konferans veriyorum. 50’ye yakın üniversiteye gittim. Gezmeye, seyahate ve kampa tepki büyük. Benim gibi özel bir insanın bunları yapması insanların beyninde yarattığı engelleri ortadan kaldırıyor. Gençlerin geri dönüşleri muhteşem. Kendilerine yarattıkları engeli kaldırdıklarını söylüyorlar. Onlara örnek bir birey olmak çok güzel bir duygu. İnsanların hayatına dokunuyorum ve bu benim için hedeflerim konusunda daha da ilerlememi sağlıyor.’’
Çağla Pektaş ‘’minnoş gezgin’’ ile hayat buldu. Bu lakap sana ne kazandırdı?
‘’İçimde iki tane insan var benim şu an. Biri Çağla. Çağla eve kapanık, pandemi sürecinde olduğu gibi dört duvar arasında olan biriydi. Minnoş Gezgin daha özgür, hayallerinin peşinden koşan bir kadın. Ben Minnoş Gezgin’i daha çok sevdim. İnsanların kalbine dokunan ve etrafa ışık saçan bir insan. O yüzden bu adla olmak bana mutluluk veriyor. Açıkçası bu titrin güçlü bir kadını simgelemesi beni çok mutlu ediyor. Kampçı, doğacı, kendine özgüvenli bir insanı temsil ediyorum. İyi ki bu yola çıkmışım.’’
Salgın sonrası en büyük hayali: Sırt çantası ve yollar
Tüm dünya koronavirüsle mücadele halinde. İnsanlar evlere kapandı, alışık olmadığımız bir dönemle karşı karşıyayız. Salgın süreci evde nasıl geçiyor? Engelli bir bireyin pandemi sürecini nasıl geçirdiğini kendisinden dinledik.
‘’Pandemi sürecinde yaklaşık 3 aydır evdeyim. Bu süreçte maalesef eski Çağla’yı yaşıyorum. Evden hem işime devam ediyorum, hem makaleler yazıyorum hem de çıkaracağımız bir dergi için çalışma halindeyim. Seyahatler üzerine yazılar yazıyorum. YouTube hesabım var. Bloglarla ilgileniyorum. 'Bir insan kendini evde nasıl geliştirebilir?' sorusunun cevabını arıyorum. Evde de vakit geçirilebileceğinin farkına vardım. Hayatımı yazıyorum, çıkartmak istediğim bir kitap var, onun üzerine de kafa yoruyorum.’’
Tatlı sohbetin sonunda Minnoş Gezgin’e pandemi sonrası ilk hayalini sorduk. Herkes gibi sokağa adım attığında korkuları olacağını düşünüyor. Onun tekrar özgürlüğüne kavuştuğu gün, ilk istediği şey sırt çantasını alıp kampa gitmek. Doğada kuş sesiyle uyanabileceği günün hayalini kuruyor.
İnsanlara bir de mesajı var Çağla’nın: Engel kelimesini hayatımızdan kaldırın…