Yenilenebilir yollarla üretilen enerji, bilgisayar ve telefonlarımızdaki veriler gibi evlerimizde de eşya depolamak son derece önemli bir ihtiyaç. Özellikle yeni yapılarda metrekarelerin küçülmesi ve depolama alanlarının ihmal edilmesi bu ihtiyacı bir probleme dönüştürüyor.
Eşyayı depolayamamak kullanıcıları satışa mecbur bırakıyor
Özellikle eski yapıların kentsel dönüşüm sürecinde pek çok kişi taşınma durumunda kaldı. Mimar Dr. Nihat Şen de bu durumun evlerdeki depolama problemini daha hissedilir hale getirdiğini belirterek şunları söyledi:
Yeni inşaatlardaki emsallerin düşük olması, daire metrekarelerinin ufak olması, vatandaşlarımızın eşyalarını depolamasında sıkıntı yaratıyor. Vatandaşlar bu konudan dolayı zorluk da çekiyor. Belki ihtiyaçları olabilecek eşyalarını depolama alanı olmamasından kaynaklı çok düşük bedellerle satma mecburiyet kalabiliyorlar.
“Osmanlı konutlarında odalar çok işlevli olarak kullanılırdı”
Evlerde her geçen gün daha da hissedilen depolama ihtiyacını sorduğumuz Hacettepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Yılmaz da, geleneksel Osmanlı ve Türk konutlarından örnek vererek, depolama probleminin modern konutlarla hayatımıza girdiğini şu sözlerle anlattı:
Depolama ünitelerinin gerçekten çok kullanışlı, işlevli ve yer kaybı olmadan çözülmesi gerekiyor. Geleneksel Osmanlı konutlarında odalar çok işlevli olarak kullanılır ve bu odaların duvarları depolama üniteleriyle doluydu. Yer yer yüklük, yer yer açık raflar, gözler kullanılıyordu. Ama o yüklükler modern hayatta maalesef eksiklik yaşıyor diyebilirim. Yeteri kadar üzerine düşünülmüyor. Çok da önemli bir konu ve bu işi kullanıcıya bırakıldı.
“5 metreye kadar olan depolar, emsal alana dahil edilmeden yapılabiliyor”
Evlerin metrekareleri küçülse de bina içerisinde otopark gibi haneye özel depolama alanı yapmak mümkün. Bunun yönetmelikte de yer aldığını ve emsal alana dahil edilmediğini belirten Dr. Nihat Şen:
Yönetmelikte her bağımsız bölüm için beş metrekareye kadar olan depolar, inşaatların emsal alanına dahil edilmeden yapılabiliyor Tabii bunu müteahhitlerin birçoğu yapıyor, yapmıyor ama artık dairelerin böyle bir şeye ihtiyacı var.
Şen ayrıca tıpkı yurtdışında olduğu gibi Türkiye’de de lojistik depolarında kişisel eşya depolanabildiğini, bunun yeni bir sektör haline geldiğini şu sözlerle ifade etti.
“Lojistik depolarında ücretini ödeyerek eşyalarınızı depolayabiliyorsunuz. Bu ayrı bir sektör haline geliyor Türkiye'de. Yeni bir iş kolunun doğacağını da sizler vasıtasıyla söyleyelim."
“Küçük metrekarelere rağmen çözümler bulunabilir.”
Hane sakinlerinin hem psikolojik hem de fiziksel sağlığını etkileyen depolama problemi uzmanlara göre küçük metrekarelere rağmen aşılabilir. Prof. Dr. Meltem Yılmaz bu noktada kullanıcı ve profesyonellere görev düştüğünün altını çiziyor.
“İhtiyaç fazlası ürün almamak yani aşırı tüketimde bulunmamak. Geçmişte kullandığımız artık kullanmadığınız ya da kullanım süresini yitirmiş olan eşyalardan doğaya ve çevreye zarar vermeden kurtulmaya çalışmak yapılacakların arasında geliyor. Depolama deyip geçmeyin. Bu çok yönlü bir konu ama mimarlar ve içmimarlar tarafından bu yönleriyle ele alınmıyor. Bir ev gerçekten bilinçli bir şekilde mimar tarafından tasarlanırsa çok ideal çözümler çıkabilir. Küçük metrekarelerde birçok depolama ünitelerimiz olabilir. Örneğin özel alanlar dışındaki bölümler açık depo üniteleriyle ayrılabilir. Çok daha düzenli ve temiz iç mekanlarda yaşama imkanı sağlayabiliriz. Ki bunlar kullanıcıların hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı için oldukça önemli.“
“Her daireye bir depo zorunlu hale gelmeli.”
Dr. Nihat Şen’e göre küçülen metrekarelerin yanı sıra evden çalışmanın yaygınlaşması ve değişen alışkanlıklarla birlikte depolama alanlarına bundan sonra çok daha fazla ihtiyaç olacak.
“Özellikle müteahhitler önümüzdeki yıllarda ihtiyaç olan bu depo konusuna çok daha fazla eğilim göstermek durumundalar. Kesinlikle zemin katlarında, bodrum katlarında veya bahçelerinde mümkün ise her daireye bir depo yapma zorunluluğu otopark zorunluluğu gibi artık mecbur hale gelmeli.”