Yıllardır süregelen Sırp-Arnavut çatışmasına aldırış etmeksizin, filmlere ve romanlara örnek olabilecek bir hikayenin ana karakteri olan Fadil Rama, çocukları yanında olmayan yaşlı Sırp kadının başta gıda olmak üzere tüm ihtiyaçlarını karşılayarak, büyük takdir topladı.
Başkent Priştine'nin Kameniçe kasabasına bağlı olan ve bugün tamamen boşaltılmış köyde yalnız yaşayan Dicic, komşu köyden türlü zorluklara rağmen yürüyerek yanına gelen Rama'ya yaptıkları için dua ediyor.
Rama'nın sergilediği bu örnek davranış, ırk veya din gözetmeksizin yardıma muhtaç insanlara yardım eli uzatmak için hiçbir engel olmadığını göstererek, Kosova'da bir arada yaşam için umut olduğu mesajını veriyor.
İki erkek ve üç kız çocuğu olan, ancak bir kısmı Sırbistan'da yaşayan yaşlı kadın, yardımlarıyla her zaman yanında olan Rama'ya da artık "oğlum" diye sesleniyor.
Köyde tek başına kaldı
Geçen yıla kadar burada oğlu Slobodan ile yaşayan yaşlı kadın, gelinin rahatsızlığı nedeniyle oğlunun Kameniçe'ye yerleşmek zorunda kaldığını anlattı.
Ellerini yıkayan Dicic'e havlu uzatan Rama, yanında getirdiği yiyecekleri de buzdolabına yerleştirirken, yaşlı kadın da yaptıkları için Rama'ya dua etti.
Rama'nın her zaman kendisine bir şeyler getirdiğini ve buzdolabını doldurduğunu anlatan Dicic, "Beni yalnızca o ziyaret ediyor. Eşi ve oğlu da ziyaretime geldi. Bana o bakıyor. Tanrı onu korusun" dedi.
Apartmanda yaşamaya alışkın olmadığı için köyde kaldığını söyleyen Dicic, "Burada korkmuyorum. Yalnız olduğum için biraz zor, ama alıştım" dedi.
Dicic, kendisi ile ilgilendiği ve hem kendisine hem de oğluna yaptığı yardımlar için Rama'yı asla unutmayacağını söyledi.
Rama: Dini ya da ırkı ne olursa olsun biri açsa ben de yiyemem
Rama ise yaşlı kadının yalnız kaldığını ve onunla kimsenin ilgilenemeyeceğini bildiğini anlatarak, özellikle koronavirüs salgını döneminde iki-üç günde bir Dicic'i ziyaret ederek, ona yiyecek getirdiğini söyledi.
Dicic'in oğlu Slobodan'ın da sosyal durumunun çok kötü olduğunu ve salgınla mücadele kapsamında alınan önlemler nedeniyle annesini ziyaret edemediğini aktaran Rama, "Salgın öncesi 10 günde bir annesini ziyaret ederdi. Ben o zaman da arada gelirdim. Ancak salgınından sonra sadece ben gelebiliyorum" diye konuştu.
Ramazan boyunca her gün yaşlı kadını ziyaret ettiğini anlatan Rama, "Oruç tutmadığım için sevap kazanmak istiyordum. Aramızda yaklaşık 2 kilometre var, ancak kendisine yemek getirmek için benim yürüyerek buraya gelmem sorun değil. Dini ya da ırkı ne olursa olsun, biri açsa ben yiyemem" dedi.
Rama, yemeklerin yanı sıra Dicic'in evinin yakınındaki bir kaynaktan yaşlı kadına su da doldurduğunu, odunlarını daha kolay yakacak şekilde hazırladığını da ifade etti.
Durumun yerel medyaya yansımasıyla kendisine yardım ulaştıran hayırseverler de olduğunu aktaran Rama, "Kendisini tanımıyorum. ABD'den Nikolic soyadında biri 200 dolar gönderdi. Ben de o parayla buzdolabı aldım. İhtiyacı olduğunu biliyordum. Getirdiğim çorba hızlı bir şekilde bozuluyordu" açıklamasını yaptı.
Yaşadıkları beldede Sırp-Arnavut ilişkilerinin iyi olduğunu dile getiren Rama, "Onlar savaş öncesi ve sırasında iyi davranıyorlardı. Biz her zaman iyi ilişkilere sahip olduk. Hiçbir sorun yok" dedi.