Sakarya'nın "Sakin Şehir" unvanı da olan Taraklı ilçesindeki köyler, tahta kaşık atölyeleriyle biliniyor.
Kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan kaşıkçılık, 74 yaşındaki kaşık ustası Sabri Özşahin tarafından yaşatılmaya çalışılıyor.
TRT Haber, büyük emek gerektiren bu kaşıkların yapım aşamalarına tanıklık etti.
"Kaşık ustamız Hoca Ahmet Yesevi'dir"
Mesleğe çocuk yaşlarda başlayan Özşahin, Alballar köyünde kurduğu atölyede, ata mesleği kaşık oymacılığını 61 yıldır sürdürüyor.
Sabri Özşahin, “Dedemin anlattığına göre kaşık ustamız Hoca Ahmet Yesevi’dir, köyümüzde Yesevi’nin çıraklarının türbeleri bulunuyor. Taraklı’nın 4 köyü bu işi yapıyor ancak 5-6 usta kaldık. Bizim kuşak bu işi yapan son kişiler olacak. Artık makinelerde bu iş yapılıyor" dedi.
Özşahin, odunun kaşığa uzanan yolculuğunda yaklaşık 14 aşama olduğunu söyledi.
Kel başa şimşir tarak
Kaşığın en iyisinin şimşirden olduğunu aktaran Özşahin şunları söyledi:
"Kaşığın en iyisi şimşirden olur. Şimşirin en büyük özelliği, şimşir ağacı bakteri almaz ve üretmez. "Kel başa şimşir tarak" sözü de şuradan geliyor. Şimşir ağacının içi yağlı olduğu için saçı besler, dökmez. Şimşir tarak kullanan kişilerin saç sorunu olmaz. Başında elektriklenme, kepeklenme olmaz, migren olmaz ve hatta bazı müşterilerimiz bu tarağın yeniden saç çıkardığını söyledi."
Daha önce çok çeşit yaptığını belirten Özşahin, şu anda sadece tarak ve kaşık üretimi yapıyor.
Özşahin'in el emeği ürettiği, tarak ve kaşıklar memleketin birçok noktasına da gönderiliyor.
Haber: Halit Yılmaz