Türkiye Afet Yönetimi, planlama ve zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme fazlarına göre oluşturulurken, müdahale aşamasında "Türkiye Afet Müdahale Planı"nı yürürlüğe koyan Afet ve Acil Durum (AFAD), sistematik çalışmalarını 81 il ve yurt dışında sürdürüyor.
Su altı ve dağcılık ile kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer gibi branşlarda uzmanlıkları bulunan AFAD ekipleri, trafik kazaları, sel, heyelan, deprem gibi afet ve acil durumların yanı sıra kayıp arama, boğulma, mahsur kalma gibi olaylara da müdahale ediyor.
AFAD ekipleri, her an göreve hazır olmak için zaman zaman eğitim alırken ekiplerin en büyük mutluluğu zor durumdaki insanların hayatını kurtarabilmek.
Aysu: İnsanların tebessümü bize çalışma şevki veriyor
Samsun Afet ve Acil Durum Müdürü Yusuf Aysu, afet ve acil durumlara yönelik birçok hizmet verdiklerini, bu hizmetlerin başında arama kurtarmaya yönelik hizmetlerin geldiğini söyledi.
Arazide kalan veya afet ve acil duruma uğrayıp zorda kalmış bir insanın kurtarılmasında fedakarca çalıştıklarını vurgulayan Aysu, "Hazır halde olmaları için sürekli eğitim vererek personelimizi yetiştiriyoruz. Deprem, heyelan, çığ, selde kayıp olan insanları bulmak için görev yapıyoruz. Bu hizmetleri yerine getirebilmek amacıyla Türkiye'nin her türlü hava, arazi şartlarına göre gece gündüz veya haberli habersiz tatbikatlar gerçekleştiriyoruz. Afetlerin hangi zamanda olacağı belli olmadığı için personelimizi sürekli hazır halde tutmaya çalışıyoruz" dedi.
Afet ve acil durumların zor halleri beraberinde getirdiğine dikkati çeken Aysu, şöyle devam etti:
"Afet, öngöremediğimiz olayın meydana geldiği durumlardır. Dolayısıyla her olay bize ayrı bir tecrübe kazandırıyor. Bu kapsamda günlük, haftalık ve aylık periyotlar için eğitim yapıyoruz. Çalışma alanlarımız tamamen güvensiz ortamlar olduğu için çalışmalarımızı tedbirimizi alarak yürütüyoruz. İş güvenliği bizim için ön plandadır. Güvensiz ortamlarda güvenli çalışma prensibi ile görev yapıyoruz. Kişisel koruyucu ekipmanlarımızın hepsi dünya standartlarında malzemelerdir."
Aysu, tüm insanlar afet bölgesinden kaçarken kendilerinin gönüllü olarak gidip koordineli şekilde hizmet verdiklerini anlatarak, "Bizi gördüğünde insanların yüzlerinde tebessüm oluşuyor. O tebessüm bize çalışma şevki veriyor. Özellikle kayıp veya yaralı vatandaşlarımızı bulduktan sonra onların bizlere dua etmesi, ailelerine teslim ettikten sonra yaşadıkları mutluluk, bizleri daha da çok mutlu ediyor" dedi.
Bilgin: Belki de doktorluktan sonra en tatmin edici işi yapıyoruz
Arama kurtarma teknisyeni Abdülhamit Bilgin de dünyanın en zor mesleklerinden birini yaptıklarını belirtti. Bilgin, "Çünkü olay yerine can kurtarmaya gidiyorsun, araçlarda sıkışmış veya binanın altında kalmış bir insanı bir an önce kurtarmak için çalışıyoruz. Mesleğimiz zor ama belki de dünyanın doktorluktan sonra en tatmin edici işini yapıyoruz. Bir insanın canını kurtarıp yakınlarını teslim ettiğinizde, yüzlerindeki tebessümü gördüğünüzde, o duygu tarif edilmez" dedi.
Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nde 18 yıldır görev yapan Sertan Yıldırım ise olay yerine afetzedelerin tek umudu olarak gittiklerinin bilincinde görev yaptıklarını anlatarak, "Biz onlara yardım etmezsek başka kimse edemiyor. Onun için işimizi severek yapıyoruz, zorluklarına aldırış etmiyoruz. Çok kutsal bir görev yaptığımıza inanıyorum. Deprem bölgelerine gittiğimizde insanların tek umudu olduğumuz için yaşanacak tehlikeleri umursamıyoruz. Dolayısıyla bazı riskleri göz ardı edebiliyoruz" diye konuştu.
Kaynak: AA